“Birlikte yaşamaya hazır mıyız?”

Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (BEPAM) evsahipliğinde, Kassel Üniversitesi ve Global Labor University işbirliğiyle düzenlenen “Suriyeli Mülteciler ve Suriyelilerin Entegrasyonu Üzerine Bölgesel Çalıştayı” 10-13 Şubat tarihlerinde Boğaziçi Üniversitesi’nde yapıldı. Çalıştay, Suriyeli mültecilerin durumuna yönelik uluslararası dayanışma ve işbirliği geliştirmeyi hedefliyor.

Suriyeli mültecilerin emek piyasasındaki yerine odaklanan oturumlarda çok sayıda konuşmacı bilgi paylaşımı yaptı. Birinci oturuma “Türk İş Dünyası ve Mülteciler: “Kalkınmacılık”mı, “Kontrolsüzlük” mü?” başlıklı konuşmasıyla katılan Hacettepe Üniversitesi Göç ve Siyaset Araştırmaları Merkezi başkanı Doç. Dr. Murat Erdoğan entegrasyon odaklı yürüttüğü çalışmaların güncel verileriyle genel bir tablo çizdi.

“Türkiye, geçicilik beklentisiyle bütüncül bir politika geliştiremedi. Yasal olarak düzenlenen coğrafi çekince nedeniyle mültecileri misafir olarak tanımlıyoruz ve ev sahipliği konforunda istediğimiz hakkı verip istemediğimizi vermiyoruz” diye konuşan Erdoğan, Suriye krizini “Dünyada dayanışmanın çöktüğü bir dönem” olarak tanımladı.

Mülteciler hakkında düşünürken kamp fikrinden uzaklaşmamız gerektiğini söyleyen Erdoğan, son yapılan araştırmalara göre 3.2 milyon Suriyeli mültecinin Türkiye’ye yerleştiğini ve sadece 260 bininin kamplarda yaşadığına dikkat çekti.

Erdoğan’ın verdiği en güncel verilere göre; Suriyeli mülteciler Türkiye nüfusunun %4’üne ulaşmış durumda, bu nüfusun %33’ü okuma yazma bilmemekte ve %13’ü okula hiç gitmeden okur-yazar durumda. Üniversite mezunları ise sadece %6’lık bir kısmı oluşturuyor. Mesleki durumlarına bakıldığında yaklaşık yarısı mesleğinin olmadığını söylüyor bu nedenle de niteliksiz iş gücüne katılıyorlar. Mültecilerin %46,4’ü kayıt dışı sektörlerde çalışıyor.

Okul çağında yaklaşık 1 milyon çocuk olduğunu söyleyen Erdoğan bunların 400 bininin okula gittiğini ve 300.000 kadarının da denetimsiz geçici eğitim merkezlerinde öğrenim gördüklerini belirtti. Öncelikli olarak Türkiye’de doğan çocuklara vatandaşlık verilmesini öneren Erdoğan, konuşmasını “Birlikte yaşamaya hazır mıyız?” sorusunu yönelterek sonlandırdı.

Erdoğan’ın çizdiği genel tabloyu Birleşik Metal İşçileri Sendikası çalışanı İrfan Kaygısız emek piyasası konusunda detaylandırdı. Sendika’nın yapmış olduğu saha ziyaretleri sonuçları ise genel olarak göçmen işçilerin düşük ücretlerin yanı sıra herhangi bir sosyal ve sağlık güvencesinden de yoksun olduklarını gösteriyor. Suriyelilerin %93’ü çalıştığı yerde ücret farkı olduğunu ve %60’ı ağır iş verme ya da aşağılanma gibi ayrımcılıklara maruz kaldıklarını söylüyorlar. En önemli sorun ise ücretlerin verilmemesi.

Çalıştay’ın sürdüğü dört gün boyunca farklı sektörlerdeki güvencesizleştirmelerin yansımaları, Türkiye’deki işgücü göç politikaları, çocuk işçiliği ve cinsiyet eşitsizliği konuları farklı oturumlarda ele alındı. Üçüncü gün Suriyeli ve Türkiyeli işçilerin katılımıyla kapalı bir atölye çalışması gerçekleştirildi.

Tüm bu entegrasyon tartışmalarına mahalle dayanışması yoluyla yerelden bir yanıt bulmaya çalışan “Mülteciyim Hemşerim Platformu” çalışanları Beril Sönmez ve Soner Çalış çalıştayın kapanış oturumuna pratik dayanışma önerileriyle katıldılar. “Herhangi bir hak ihlaline uğradığında bir mülteci ne yapacağını bilemiyor. Dayanışmayı buradan kurmak ve o bilginin mahalle içinde dolaşıma sokulması çok önemli. “ diyen Sönmez, tüm sayısal veriler ve devlet politikalarının yanı sıra mahalle düzeyine inmenin önemini vurguladı.

Gazeteci Burcu Karakaş ise medyanın Suriyeli mülteciler konusundaki tutumunu ele aldığı sunumunda mültecilerin ağırlıkla bir güvenlik problemi olarak haber olduklarını vurguladı. “Medyada mülteciler ile ilgili haberlerde bir tutarlılık yok. Aynı gazete mültecileri bir gün şeytanlaştırırken başka bir gün bir melek hikayesi üretebiliyor.” diyen Karakaş, “Türkiye medyası mülteci konusunu uzmanlarına sorarak tartışmaya açamadı, hak temelli haberciliğin olmaması toplumdaki gerilimin de yükselmesine sebep oldu” diye konuştu.

 

Haber: Gökçe Büyükbayrak / Kurumsal İletişim Ofisi