Boğaziçi Üniversitesi, TÜBİTAK ve Türk Telekom mülteciler için el ele verdi

Boğaziçi Üniversitesi, Türkiye’deki 3,5 milyondan fazla Suriyeli mülteci için daha iyi yaşam koşulları oluşturmayı amaçlayan “Data for Refugees Challenge” adlı insani yardım çalışmasını TÜBİTAK ve Türk Telekom ile birlikte yürütüyor.

Albert Ali Salah

Data For Refugees Büyük Veri Yarışması’nın Bilimsel Komitesi’nin başkanı Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği öğretim üyesi Doç. Dr. Albert Ali Salah mültecilere fayda sağlayabilecek projelerin ortaya çıkması için düzenlenen bu önemli girişimle dünya çapında bir farkındalık yaratmayı amaçladıklarını belirterek ‘’Araştırma gruplarına veri sağlayarak güvenlik, eğitim, sağlık, işsizlik ve sosyal entegrasyon olmak üzere beş temel konuda mültecilerin sorunlarının daha iyi anlaşılmasını, bu sorunların çözümlerini kolaylaştıracak teknik ve algoritmik gelişmelerin sağlanmasını, çeşitli uygulamaların geliştirilmesini hedefliyoruz’’ diyor.

 Aralık 2017’de başlayan ve 10 ay sürmesi planlanan proje kapsamında mültecilerin refahına katkıda bulunmak; emniyet, sağlık, eğitim, işsizlik, sosyal entegrasyon, hareketlilik, kaynakların ve altyapının dağılımı da dâhil olmak üzere önemli konular hakkında analizler gerçekleştirmek/bilgi edinmek; hükümetlerin ve uluslararası organizasyonların mültecilerin nüfus yapılarına dair dinamiklerini modellemelerine ve ihtiyaçlarını (sosyo-ekonomik ihtiyaçlar, eğitim ve hizmetlerde eksiklikler vb.) keşfetmelerine yardımcı olmak; mültecilerle birlikte Türkiye ve diğer ülkelerdeki mültecilere yeni uygulamalar, hizmetler ve yenilikçi çözümler üreten ileri projeleri teşvik etmek / projelere temel oluşturmak amaçlarıyla bir yarışma düzenlendi.

Yarışmanın katılımcılarına bir yıl boyunca bir milyon müşteriden toplanan ve hiçbir kişisel bilgi bulunmayacak şekilde anonim hale getirilmiş bir veri setine erişim imkânı sağlanacak. Katılımcılar yarışma bitiminde analiz sonuçlarını içeren proje raporlarıgönderecek.  Yarışmaya katılım, veri gizliliğini ve mahremiyeti korumak amacıyla mutlak bir anlaşmaya tâbi olacak. Başvurular, öncelikle mültecilere sağladıkları nihai fayda açısından değerlendirilecek. Ticari amaçlı kullanım yasak olacak. 

Proje Değerlendirme Komitesi, yarışmanın ana temalarının her biri için bir adet (emniyet, sağlık, eğitim, işsizlik, entegrasyon) olmak üzere toplam beş proje seçecek ve yarışma sonunda ödüller (toplam 50.000 TL) verilecek. Değerlendirme sonrasında, proje raporları kamuoyuna açıklanacak ve projelerin bulgularını ilgili bakanlıkların ve STK'ların erişimine açık bir şekilde sunan bir teknik rapor hazırlanacak. Katılımcılar, çalışmalarının tam mülkiyetine ve telif haklarına sahip olacak.

Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği’nde öğretim üyesi olarak görev yapan Doç. Dr. Albert Ali Salah, Data For Refugees Büyük Veri Yarışması’nın Bilimsel Komitesi’nin başında yer alıyor.

Proje hakkında bilgi aldığımız Doç. Dr. Salah, ‘’ Türkiye milyonlarca mülteciye kucak açtı; kimse bunun kolay bir iş olacağını düşünmüyordu. Bilgi teknolojilerini etkin kullanarak sorunları hafifletmeye çalışmak hususunda bizim sektöre çok iş düşüyor. Bu da ancak büyük veri ile mümkün olabilir. Özellikle Türkiye’deki araştırma gruplarından büyük katılım bekliyoruz. Yarışma için kurulan bilimsel komite bu konudaki en üst düzey kişilerden oluşuyor. Bunu sağlayan faktörlerden biri Boğaziçi Üniversitesi’nin uluslararası tanınırlığı ve güvenilirliği oldu’’ diyor.

Doç. Dr. Albert Ali Salah sorularımızı şöyle yanıtladı:

 ’D4R’ projesi nasıl ortaya çıktı? Boğaziçi Üniversitesi ile birlikte Türk Telekom, TÜBİTAK, ulusal ve uluslararası arası kurumlar ortaklığıyla hayat geçirilen bu yarışmanın ortakları nasıl bir araya geldi ve siz bu ekibe nasıl dahil oldunuz?

Albert Ali Salah- Yaklaşık bir sene önce Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ayşın Ertüzün hocamızın girişimiyle TÜBİTAK’tan yetkililer ile Boğaziçi Üniversitesi’nde bir araya geldik ve Avrupa Birliği’nin H2020 programı için ortak projeler geliştirmek üzere çeşitli fikirler değerlendirdik.

Özellikle mültecilere faydası dokunacak ne yapabiliriz diye düşünüyorduk. TÜBİTAK BILGEM’den Dr. Ali Görçin Türk Telekom’un da bu konuda proje geliştirmek istediğini belirtince, benim aklıma daha önce bir öğrencimle katıldığımız “Data for Development” yarışması geldi. Bu yarışmada bir yıl boyunca ülke çapında bütün baz istasyonlarından saat başı yapılan konuşma sayıları, ve baz istasyonları arasındaki telefon trafik bilgisi araştırmacıların kullanımına açılmıştı. Bu veriyi kullanarak hangi bölgede, hangi gün ve hangi saatte ne kadar aktivite var, insanlar nereden nereye hareket ediyor, bunları kabaca belirleyerek altyapı ve ulaşım, sağlık, eğitim gibi hizmetlerin nerede, ne kadar verilmesi gerektiğini anlamak imkânı doğuyordu. Başka veri setleri ile birleştirerek çok ilginç ve faydalı analizler yapılabiliyordu.

Benzer bir yarışmayı özellikle mültecilere faydası olabilecek şekilde kurgulayarak başlatmayı önerdim. Dr. Görçin ile birlikte fikri detaylandırdıktan sonra TÜBİTAK’ın Başkan Yardımcısı Dr. Orkun Hasekioğlu’na sunduk. O da bu fikri beğenip destekleyince Türk Telekom ile görüşmelere başladık. Bir yandan da içinde MIT, Harvard Üniversitesi, Oxford Üniversitesi, FBK, ve Imperial College London’dan daha önce benzer büyük veri çalışmaları yapmış araştırmacıların olduğu bir bilimsel komite kurduk. Boğaziçi Üniversitesi Etik Kurulu ADIEK projeyi inceledi, mültecilerin kişisel bilgilerini içermeyen, kişilerin tanınmasına veya izlenmesine olanak tanımayan bir şekilde hazırlandığına onay verdi.

Türk Telekom projeyi benimseyerek çok güçlü destek verdi, hukuk ekibi veri paylaşımı ve onaylar ile ilgili detayları dikkatle inceledi, teknik ekip veriyi anonim hale getirdi, tasarım ekibi detaylı bir proje sayfası hazırladı, oldukça hızlı ilerledik ve Aralık ayında yarışmayı başlattık.

Güvenlik, eğitim, sağlık, işsizlik ve sosyal entegrasyon öncelikli konular olarak belirlendi

‘D4R’ yarışması nasıl bir kurguyla hazırlandı ve hangi aşamalardan geçilecek? Nasıl bir neticeye ulaşılması bekleniyor?

Yarışma bilim insanlarını Türk Telekom’un paylaştığı veriyi kullanarak mültecilere fayda sağlayabilecek projeler kurgulamaya davet ediyor. Biz beş konuyu öncelikli konular olarak belirledik. Bunlar güvenlik, eğitim, sağlık, işsizlik ve sosyal entegrasyon. Yarışma sonunda bu konulardan her biri için birer proje birinci olarak seçilecek ve Türk Telekom’dan 10 bin liralık bir ödül kazanacak.

Yarışmaya katılmak isteyen gruplar kısa bir proje fikri ile başvuruyorlar. MIT Media Lab’dan Suriye’li profesör Iyad Rahwan’ın başkanlığında bir proje değerlendirme komitemiz var. Boğaziçi Üniversitesi’ni bu komitede Prof. Dr. Bülent Sankur hocamız temsil ediyor. Bu komite proje fikirlerini inceleyecek, mülteciler için faydalı olabileceğine karar verirse, araştırmacılarla veri paylaşılacak. Burada proje fikirlerine pek sınırlama getirmedik, zira her araştırma grubunun farklı yöntemleri, farklı uzmanlıkları, farklı veri kaynakları var. Daha önceki D4D yarışmasında dünya çapında yaklaşık 250 araştırma grubu veriye talip olmuştu. Kimisi salgın hastalıkların yayılması ile ilgili modeller geliştirdi, kimisi enerji ve tarım kaynaklarının kullanımını inceledi, kimisi insanların bayram ve özel günlerde nereden nereye hareket ettiğini tespit etti. Benzer zenginlikte proje fikirleri gelmesini bekliyoruz, zira bugüne kadar araştırmacılara sunulmuş en zengin mülteci hareketliliği veri tabanını paylaşıyoruz.

Projeler tamamlandığında araştırmacılar raporlarını değerlendirme komitesine sunacaklar. Komite her kategori için yarışma birincilerini belirleyecek. Daha sonra TÜBİTAK ile birlikte bir rapor yazarak gelen raporları özetleyeceğiz, bakanlıklarla ve ilgili STK’larla paylaşacağız. Örneğin UNHCR, UNICEF ve IOM ile yarışmanın hazırlık sürecinde hep iletişimdeydik, onların önerilerini dikkate almaya çalıştık. Değerlendirme komitesine de STK’lardan, bakanlıklardan, Türkiye’de yaşayan Suriyeli mültecilerden temsilcileri davet ediyoruz.

Yarışmanın birkaç amacı var. Yazacağımız raporun bakanlıklar ve STK’lara yararlı bilgiler sağlayarak destek olacağını düşünüyoruz. Aynı zamanda dünya çapında bir yarışma ile büyük farkındalık yaratıyoruz. Araştırma gruplarına bu veriyi sağlayarak mültecilerin sorunlarının daha iyi anlaşılması, bu sorunların çözümlerini kolaylaştıracak teknik ve algoritmik gelişmelerin sağlanmasını, çeşitli uygulamaların geliştirilmesini hedefliyoruz.

Türkiye milyonlarca mülteciye kucak açtı; kimse bunun kolay bir iş olacağını düşünmüyordu. Bilgi teknolojilerini etkin kullanarak sorunları hafifletmeye çalışmak hususunda bizim sektöre çok iş düşüyor. Bu da ancak büyük veri ile mümkün olabilir. Özellikle Türkiye’deki araştırma gruplarından büyük katılım bekliyoruz. Ayrıca veri analizi çalışan gruplarla sosyal konuları çalışan gruplar arasında da güzel iş birlikleri başlatma potansiyeli var.

Boğaziçi Üniversitesi’nin uluslararası tanınırlığı ve güvenilirliği etkili oldu

Yarışma için belirlenen beş ana kategoride ödül alacak projeler belirlenecek ve bu kapsamda projenin ortakları TÜBİTAK, Boğaziçi Üniversitesi ve uluslararası enstitüler de gerekli desteği sağlayacak. Boğaziçi Üniversitesi nasıl bir destek sunacak, biraz açabilir miyiz?

Yapılacak projeler her şeyden önce bilimsel araştırmalardır. Dolayısıyla sürecin bu aşamasında bir üniversitenin koordinasyonu çok önemliydi. Daha sonra projelerden süzülecek bilginin gerçek projelere ve aksiyona dönüşümü, doğru adreslere ulaşması hususunda da TÜBİTAK’ın liderliği çok önemli. Kurduğumuz bilimsel komite bu konudaki en üst düzey kişilerden oluşuyor. Bunu sağlayan faktörlerden biri Boğaziçi Üniversitesi’nin uluslararası tanınırlığı ve güvenilirliği oldu. Tamamen gönüllülük esasına göre çalışan bir bilimsel komiteyi bir araya getiren ve bir arada tutan şey projenin önemi ve arkasındaki kurumların saygınlığı.

Bunun dışında mülteciler arasında bilgisayar programlayabilen, analiz ve görselleştirme yapabilen ve bu veri üzerinde proje geliştirmek isteyenler var. Üniversitede mültecilere yönelik eğitim çalıştayları düzenleyerek bu süreci hızlandırmak istiyoruz, bununla ilgili olarak Istanbul & I gibi STK’larla çalışıyoruz.

Paylaşılacak verilerin, anonim olarak sadece organizasyon komitesinin uygun bulduğu ve Türkiye’de yaşanan mülteci problemlerine çözüm bulmak adına proje önerisi sağlayan katılımcılara açılacağı belirtiliyor. Siz sürecin bu aşamasında proje önerisi kabul gören katılımcılarla birlikte de çalışmalar yürütecek misiniz, yönlendirici olacak mısınız?

Yarışmaya katılan proje ekipleri bağımsız çalışacak. Eğer veri ile ilgili talepler olursa, bizim desteğimiz olabilir. Ben öğrencilerimle birlikte özellikle sosyal entegrasyon konusunda çalışacağım ama elbette bizim çalışmalarımız ödüller kapsamında değerlendirmeye girmeyecek. Yarışmanın kendisi çok katı kurallar içeriyor, mesela yarışma bitiminde katılımcıların veriyi tamamen silmesi gerekiyor. Bizim bu veri üzerinde Türk Telekom ve TÜBİTAK ile yarışmanın ötesinde ortak çalışma planlarımız da var.

Projeden alınacak veriler üzerine yapacağınız çalışmayı kısaca anlatmanız mümkün mü? Türkiye’deki mültecilerin hareketliliğini ve entegrasyonuna dair bu verilerin analizi nasıl bir yöntemle yapılacak?

Daha önce benzer veri üzerinde çalıştığımızda herhangi bir anda bir baz istasyonundan akan veri miktarını kestiren matematiksel modeller geliştirmiştik. Bu modellerin söylediği miktarların çok üzerine çıkan noktaları otomatik olarak tespit edebiliyorduk. Bu da bize anormal durumları tespit edebilme imkânı veriyordu. Mesela anomalinin bulunduğu gün, saat ve bölgede ne oluyor diye sosyal medya kaynaklarını tarayarak ülkenin bir anlamda nabzını tutabiliyorduk.

Burada ise temel olarak ilgilendiğimiz problem sosyal entegrasyon. Sağlık, eğitim ve ekonomik refahı etkileyen çok önemli iki faktör var: bilgiye ve fırsatlara erişim. Mültecilerin sosyal etkileşim seviyesi bu faktörleri doğrudan etkileyen ve veriden kestirebileceğimiz bir parametre. Dahası, elimizdeki verinin zaman içerisindeki değişimlerini incelediğimizde davranış örüntülerinde ne tür farklılaşmalar olmuş, bunlara hangi faktörler yol açmış, bunları detaylandırmak mümkün olabilir. Bu veri tek başına kullanılmayacak, pek çok veri kaynağı ile birleştirildiğinde anlam kazanacak.

Kaynakların dağılımı ile mültecilerin dağılımını, bunların zaman içindeki değişimini gözlemlemek bize öngörü kazandıracak.

Siz aynı zamanda Boğaziçi Üniversitesi ile MIT iş birliği kapsamında kurulan MISTI Çekirdek Fonu’ndan da destek aldınız, MIT-MISTI Çekirdek Fonu bu çalışmanın hangi ayağında yer alıyor?

MIT’den Prof. Dr. Alex Pentland ile daha önce davranış analizi konusunda ortak çalışmalarımız olmuştu, kendisi mobil veri analizi konusunda önde gelen isimlerden biri. MIT-MISTI Çekirdek Fonu’na sosyal entegrasyon konusunda bir dizi araştırma yapmak için başvurduk ve destek aldık. Dr. Pentland D4R projesinin ilk aşamalarından beri organizasyon komitesi içinde yer alıyor, bu konularda çok tecrübeli bir isim, Birleşmiş Milletler’e ve Dünya Ekonomik Forumu gibi kurumlara danışmanlık yaptığı için projenin yayılımı konusunda da kilit rolü var.

MIT-MISTI Çekirdek Fonu bize MIT’deki grupla çok daha yakın çalışabilme imkânı veriyor, öğrenci ve araştırmacı hareketliliğini destekliyor. Yarışmanın yanısıra Boğaziçi Üniversitesi, MIT ve Türk Telekom olarak entegrasyon konusunda yapacağımız çalışmalar MISTI projesi kapsamında olacak. MIT grubunun sosyal dinamikler üzerinde yaptığı çalışmalar özellikle mülteci hareketliliği ve ekonomik göstergeler arasındaki ilişkilere yoğunlaşıyor. Bu konuda bankalarla da ortak çalışmaları var. Projede bu faktörlere bağlı olarak sosyal grupların oluşumunu ve dinamiklerini izlemeye çalışacağız.

 Projeyle ilgili daha fazla bilgi için:

http://d4r.turktelekom.com.tr/

Haber: Özgür Duygu Durgun - Talat Karataş /Kurumsal İletişim Ofisi

  • Albert Ali Salah