Boğaziçi Üniversitesi’nde kadınlar farkındalık ve dayanışma için buluştu

Boğaziçi Üniversitesi, ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’ çerçevesinde 50 genç kadının katılımıyla gerçekleşen ‘Farkındalık ve Özgüven Arttırma Çalışması’na ev sahipliği yaptı. Boğaziçi Üniversitesi, Aydın Doğan Vakfı, Hürriyet Gazetesi, Birleşmiş Milletler Kadın Birimi ve Fitside işbirliği ile düzenlenen etkinlik, tüm dünyada kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddete meydan okumayı amaçlayan uluslararası bir kampanya olan Cinsiyete Dayalı Şiddete Karşı 16 Günlük Aktivizm kampanyası çatısı altında gerçekleşti.

Boğaziçi Üniversitesi’nde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü kapsamında gerçekleştirilen ‘Farkındalık ve Özgüven Arttırma Çalışması’ 50 genç kadını bir araya getirdi. Boğaziçi Üniversitesi, Aydın Doğan Vakfı, Hürriyet, Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) ve Fitside iş birliğiyle düzenlenen Farkındalık ve Özgüven Çalışması, 50 genç kadının, kadına yönelik şiddetle mücadele alanında çalışan uzmanların ve sivil toplum temsilcilerinin katılımıyla Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleşti.  Tüm dünyada kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddete meydan okumayı amaçlayan bir kampanya olan Cinsiyete Dayalı Şiddete Karşı 16 Günlük Aktivizm çerçevesinde gerçekleşen etkinlikte, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetin ancak ‘Sıfır tolerans’ yaklaşımı ile engellenebileceğinin altı çizilirken, kadına yönelik şiddetle mücadelede mevcut eksikliklere de dikkat çekildi.

Boğaziçi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Zeynep Atay, Aydın Doğan Vakfı Yürütme Kurulu Başkanı Candan Fetvacı, BM Kadın Birimi Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktör Vekili ve Türkiye Temsilci Vekili Alia El-Yassir, Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü, Prof. Dr. Ayşen Ufuk Sezgin ve Fitside Personal Training kurucusu Uğur Özgür tarafından konuşmalar yapılan etkinlikte, katılımcı genç kadınlara şiddet, cinsel taciz, tecavüz ve istismar gibi durumlarla karşı karşıya kalındığı takdirde sessiz kalınmaması ve özgüvenli olunması gerektiği aktarılırken, hukuki ve psikolojik destekten faydalanmanın ve acil yardım hatlarını aramanın önemi vurgulandı.

“Boğaziçi Üniversitesi her zaman toplumsal cinsiyet eşitliğine büyük önem atfetmiştir”

Etkinliğin açılış konuşmacısı Boğaziçi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Zeynep Atay, konuşmasına Boğaziçi Üniversitesi’nin böyle bir etkinliğe ev sahibi yapmasından çok mutlu olduğunu belirterek başladı. Kurulduğu günden bugüne Boğaziçi Üniversitesi’nin özgürlükçü ve çoğulcu bir anlayışla Türkiye’nin en saygın eğitim kurumlarından biri olduğunu vurgulayan Atay, “Boğaziçi Üniversitesi her zaman toplumsal cinsiyet eşitliğine büyük önem atfetmiştir. Cinsel yönelim ve toplumsal cinsiyet alanında kurumumuz içerisinde yapılan birçok çalışma tavrımızı özetliyor” ifadelerini kullandı. Kurum olarak Boğaziçi Üniversitesi’nin kadına yönelik şiddete sıfır tolerans gösterilmesi gerektiğine inandığını belirten Atay, etkinliğin genç kadınlara faydalı olacağına ve onları güçlendireceğine inandığını belirterek konuşmasını sonlandırdı.

Prof. Dr. Zeynep Atay’ın ardından söz alan Aydın Doğan Vakfı Yürütme Kurulu Başkanı Candan Fetvacı ise kadınla ilgili sorunlarda temel parametrenin eğitim olması gerektiğini belirtti. “Vakfımızın 20 yılı aşkın süredir öncelikli destek alanlardan biri eğitim olmuştur,” diyen Fetvacı, “Dünyada her gün 350 bin çocuk doğuyor. Erkek ve kız çocuk doğum oranları eşit, ancak eşitlik bu noktadan sonra son buluyor. Dünyadaki toprakların %1’i kadınlara ait. 800 milyon okuma yazma bilmeyen insanın üçte ikisi kadın. Oysa kadın eğitim aldığında durumun değişmeye başladığını görüyoruz.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin toplumsal cinsiyet endeksi açısından 144 ülke içinde 130. olduğunu belirten Fetvacı; özel sektör, üniversite, devlet, öğrenciler ve sivil toplum örgütlerinin birlikte çalışmasıyla bunun aşılabileceğini vurguladı.

“Şiddetin temel sebeplerini ortaya çıkarmalı ve cezasız kalmaları engellemeliyiz”

BM Kadın Birimi Avrupa ve Orta Asya Bölgesi Temsilci Vekili Alia El-Yassir ise konuşmasında, “Problemlerin ciddiyetinin farkında olarak düzenlediğimiz global yıllık bir kampanya çatısı altında buradayız. Kampanya, Türkiye’nin de içinde olduğu 16 ülkede gerçekleştiriliyor. Türkiye, İstanbul Sözleşmesi’ne imza atan öncü ülkelerden biri. Fakat halen daha yapacak çok işimiz olduğunu düşünüyoruz.” dedi. Şiddetin herhangi bir formuna karşı sıfır tolerans gösterilmesi gerektiğini belirten El-Yassir, “Şiddetin temel sebeplerini ortaya çıkarmalı ve cezasız kalmaları engellemeliyiz.” ifadelerini kullandı. Herkesin kadına yönelik şiddet konusunda “değişim dalgasına” katılması gerektiğinin altını çizen El-Yassir, kadınlar ve erkeklerin hem kendileri hem de başkaları adına harekete geçmesi gerektiğini belirtti.

Alia El-Yassir’in ardından söz alan Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Canan Güllü ise kadına yönelik şiddetin engellenmesinde temel üç noktanın eğitim, hükümet politikaları ve güçlü kadın sivil toplum örgütleri olduğunu aktardı. Kadınların farkındalığının devleti icracı konuma getirebilmek açısından önemli olduğunu vurgulayan Güllü, İstanbul Sözleşmesi’nin kadınlar açısından önemli bir kazanım olduğunu, ancak sözleşmeyi imzalamanın politikayı ortaya koymak anlamına gelmediğini belirtti. Güllü, toplumsal cinsiyet dersinin müfredata alınmasının gerekliliğinin altını çizerek konuşmasını bitirdi.

“Hiçbir neden kadına yönelik şiddeti meşrulaştıramaz”

Etkinlikte söz alan bir diğer isim ise Prof. Dr. Ayşe Ufuk Sezgin’di. Konuşmasında şiddet öncesinde, uygulandığı anda ve sonrasında neler yapılabileceğine değinen Sezgin, her durumun kendine özgü olduğunu, şiddetten korunmak için kesin bir reçete koymanın mümkün olmadığını aktardı. “Hiçbir neden kadına yönelik şiddeti meşrulaştıramaz” ifadelerini kullanan Sezgin, kadının kendini korumaya dair suçlu hissettirilmemesi gerektiğinin altını çizdi. Sezgin, toplumun tüm bileşenlerinin bir arada olduğu takdirde kadına yönelik şiddet ve tacizlerin büyük oranda engellenebileceğini belirtti.

Etkinliğin son konuşmacısı Fitside Personal Training Kurucusu Uğur Özgür ise, kadınların kendini koruması ile alakalı destek sağlanan kurumlar olması halinde yurt çapında da eğitim programları gerçekleştirilebileceğini aktardı. Özgür, Türkiye’de kadına karşı şiddet alanında öz savunma açısından bir kıvılcım olabilmeyi umduklarını belirtti.

Konuşmaların ardından yapılan öz savunma eğitimiyle etkinlik sona erdi.

Haber: Sinan Cem Deveci / Kurumsal İletişim Ofisi