Doğru girişim doğru yatırımcı ile BUBA’da buluşuyor

BÜMED Business Angels (BUBA); mezunları, öğrencileri, akademisyenleri, girişimcileri ve yatırımcıları Boğaziçi Üniversitesi çatısı altında buluşturuyor. 2015 yılında girişimcilere yönelik daha geniş bir destek platformu oluşturmayı hedefleyen BUBA, önümüzdeki yıldan başlayarak girişimlerin globalleşmesi yönündeki stratejisi doğrultusunda Silikon Vadisi’nde program açmaya ve Stanford Research Institute ile işbirliği yapmaya hazırlanıyor.

28 Şubat 2014 tarihinde Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Gülay Barbarosoğlu’nun ev sahipliğinde Boğaziçi Üniversitesi Rektörlük Binası’nda gerçekleşen lansman toplantısıyla çalışmalarına başlayan BÜMED Business Angels (BUBA); projeleri için yatırımcı ve mentor arayan girişimcileri ve girişimcilere destek vermek isteyen melek yatırımcıları bir araya getirmenin yanı sıra, söyleşiler, paneller ve eğitimler yoluyla girişimci ve yatırımcı adaylarına yol gösteriyor.

 1993 yılında Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olan BUBA Yönetim Kurulu Başkanı Timuçin Bilgör, girişimciliği, öğrencilik yıllarında okul gezileri, partiler, turlar düzenleyerek ve Beylerbeyi Sarayı’nda kendi mezuniyet balosunu organize ederek üniversite kampüsünde öğrenmeye başladığını söylüyor. Timajans ve İstanbul Promotions şirketlerinin kurucusu, Yemek Sepeti ve Medya Click şirketlerinin de kurucu ortakları arasında yer alan Timuçin Bilgör, 2005 yılında Londra’da kurduğu Submedia Europe ve Innovative Media şirketlerindeki çalışmalarına halen devam ediyor.

Melek yatırımcı ağı olma amacıyla çalışmalarına başlayan BUBA, şu anda akademisyenleri ve iş insanlarını da içine alan bir ‘’mikro ekosistem’’ durumunda. Bilgör, melek yatırım konusunda Türkiye’de henüz çok yeni bir yapılanma olduğunu, hem yatırımcı sayısı hem de yapılan yatırımların miktarının artması gerektiğini ve BUBA’nın öncelikli hedefinin mümkün olduğunca fazla girişimciyi mümkün olduğunca fazla yatırımcıyla bir araya getirmek olduğunu söylüyor. Bilgör ayrıca, sadece melek yatırımcılardan değil, fon, kurumsal şirket ya da başka kaynaklardan da gelebilecek tüm finansmanı girişimcilere sağlayarak onları desteklemek istediklerini; bu nedenle en iyi girişimleri bulmanın BUBA için kritik önem taşıdığını vurguluyor.

Girişimi mezun ediyoruz

BUBA bünyesinde gerçekleşen eğitimlere girişimci ve yatırımcıların ilgisi oldukça fazla. Timuçin Bilgör, mentor havuzu oluşturmanın çok önemli olduğunu ifade ederken Boğaziçi Üniversitesi’nin bu anlamda bir hazine olduğunu söylüyor:

“Girişimciler bize kaliteli, ayağı yere basan projelerle geliyorlar. Bize başvurduklarında ön eleme yapıyoruz, filtreleme yaptıktan sonra, karar verdiğimiz projelerin girişimcileri ile birebir görüşme yapıyoruz, bu esnada projeleri farklı sektörlerden alanında uzman kişilerden ve akademisyenlerden oluşan danışma kuruluna çıkarıyoruz. Proje, incelenmeye değer görülürse o projeyi portföye alıyoruz.

 Bu aşamaya gelmiş projeler bizden; 120 kişilik mentor ağı ile tecrübe aktarımı, proje ihtiyaçlarının karşılanması, kuluçka merkezinde yer verilmesi, hukuk, satış-pazarlama danışmanlığı gibi her türlü desteği almaya başlıyor. Bu aşamadan sonra gerekli desteği alıp gelişen girişimler artık mezuniyet aşamasına geliyor. Mezun olan girişimler için iki seçenek vardır, projede problemler görüp girişimi desteklemekten vazgeçeriz ya da girişimi desteklemeye karar veririz. Bu aşamada; melek yatırımcılarımızla buluşturabiliyoruz, BUBA olarak girişime seed capital (tohum yatırım) yapabiliyoruz ya da yatırım fonları aracılığıyla şirketlerden girişimcilere destek bulmaya çalışıyoruz. “

 

‘’Angel Pitch’’ değil görücü usulü

BUBA’da girişimci - yatırımcı buluşturma süreci, benzerlerinden epey farklı işliyor. Girişimcilerin tüm melek yatırımcıların karşısında sahaya çıktığı ve 5-10 dakikalık sürelerle projelerini tanıttıkları Angel Pitch sistemi yerine en uygun girişimci ile en uygun yatırımcıyı bir araya getirmenin koşulları oluşturuluyor. Bilgör bu süreci  “BUBA, 50’nin üstünde yatırımcı ile en iyi girişimcilerin bir araya geldiği bir ekosistem ve BUBA çatısı altında bir araya gelip birbirlerini tanıyan ve sözleşme yapan tarafları görücü usulüyle buluşturmuş oluyoruz” şeklinde anlatıyor.   Bu anlamda yatırımcılara zaman kazandırdıklarını ve zaman kaybının melek yatırımcıların yaşadığı en büyük problemlerden biri olduğunu ekleyen Bilgör, ‘’Evlenmeye karar vermiş girişim-yatırım birlikteliklerinden sonrasında da desteğimizi çekmiyoruz, ‘’Hands-on’’  dediğimiz sistem ile tıpkı ebeveynler gibi birlikteliğin sonrasında da ne derece başarılı olduklarını gözlemliyoruz ve yaratılan güzel hikâyeleri paylaşacağız” diyor. Şu anda dokuz girişimi desteklediklerini, bir kısmına tohum-yatırımlar yaptıklarını belirten Bilgör, ayrıca dört girişimin ilk yatırımları için son aşamaya geldiklerini ve yakında bunları duyuracaklarını söylüyor. Ayrıca 2015 yılında kurulacak Venture Capital Fund ile girişimcilere çok daha büyük destekler verilmesi planlanıyor.

Stanford Research Institute ile işbirliği gündemde

BUBA, gelecek yıl Amerika’da Stanford Research Institute (SRI) ile işbirliği içinde bir program başlatıyor. Bu program kapsamında, en iyi projelerin SRI’a götürülmesi ve girişimcilerinin orada eğitim almaları sağlanacak. Vodafone ile yürütülecek başka bir program kapsamında da en iyi girişimlerin büyük bir şirket tarafından sistemli olarak desteklenmesinin ilk örneklerinden olacak. Timuçin Bilgör, “Bazı girişimlerin globalleşmesi ve hak ettiği yerde olması gerekli. Bodrum mandalinası sadece Bodrum’da yetişir, başka yerde yetiştirilmeye çalışılması onun verimini azaltır. Girişimler de en iyi nerede yetişecekse orada olmalı” diyor ve ekliyor: “BUBA olarak uluslararası ilişkilerimizi mümkün olduğunca artırmaya çalışıyoruz”.

BUBA Silikon Vadisi’nde program başlatmayı hedefliyor

BUBA, 2015 yılı içinde Silikon Vadisi’nde hem girişimcilere hem de araştırma-geliştirme (R&D)  yapanlara yönelik bir program açacak, bunun yanı sıra,  İngiltere ve Amerika’da, projelerin geliştirilmesi için girişimcilerin hizmetine sunulacak kuluçka merkezleri de açılacak ve başarı sağlamış projelere bu hizmetlerden yararlanma fırsatı sunulacak.

Sermaye ve mevzuat eksikliği var

Bilgör’e göre sermaye ihtiyacı, Türkiye’de girişimcilerin en büyük problemi. Proje finansmanı istemek için bir bankaya gittiğinizde girişiminiz kredi almak için yeterli bir sebep olarak görülmeyebiliyor.  Bunun yanı sıra kültürel gerçeklerin de göz ardı edilmemesi gerektiğini ve Türkiye’de girişimci olmanın riskli görüldüğünü söyleyen Bilgör, melek yatırımların yeni bir yapılanma olduğunu, Türkiye’de bu konuda mevzuat eksiklikleri olduğunu, ancak gerekli desteği alabilmek için sabretmek gerektiğini söylüyor. Yatırımcılar tarafında ise, Türkiye’de emlak sektörünün çok dominant bir durumda olduğunu ve melek yatırımlar konusundaki farkındalığın artması gerektiğini belirtiyor.

Yenilikçi, farklı,  girişimler ve ekipler arıyoruz

Yapılan başvurularda en çok dikkat ettikleri hususlardan birisinin girişimci ekip olduğunu söyleyen Bilgör, “Çok iyi bir proje kötü bir ekipçe yürütülecekse o girişimi kabul etmeyiz. Ekibin yapılacak işe ve birbirlerine inancının ve güveninin tam olması gerekli” diyor. “Bir diğer önemli nokta projenin ne kadar gerçekçi ve desteklenmeye değer olduğu ve alanında getireceği yenilik ve farklılık. Her sektörden girişime kapımız açık’’.

 Haber: Mehtap Demir /Kurumsal İletişim Ofisi