Prof. Dr. Süheyla Artemel’in ardından…

Kısa süre önce yitirdiğimiz değerli hocamız Prof. Dr. Süheyla Artemel’i, Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü Emeritus öğretim üyesi Prof. Dr. Güven Alpay, Tarih Bölümü Emeritus öğretim üyesi Prof. Dr. Selçuk Esenbel, 1992-2000 yılları arasında Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğünü üstlenen Prof. Dr. Üstün Ergüder ve Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü’nden Doç. Dr. Özlem Öğüt Yazıcıoğlu’nun kaleminden yazılarla saygıyla ve özlemle anıyoruz.

Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü ve Orient-Institut Istanbul tarafından düzenlenen MIMESIS IN TRANSL/NATIONAL TURN adlı uluslararası konferans, 2015
Süheyla Artemel, Selçuk Esenbel ve Mehmet Nafi Artemel, Mayıs 2017

Boğaziçi Üniversitesi’nin kuruluş sürecinde oluşan ilk Yönetim Kurulu'nda görev yapmış, Fen Edebiyat Fakültesi Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü emekli öğretim üyesi ve Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü kurucularından, Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü öğretim üyesi Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Nafi Artemel'in annesi olan kıymetli hocamız Prof. Dr. Süheyla Artemel’i 1 Mayıs tarihinde kaybettik.  

Değerli hocamız Süheyla Artemel’in ardından Boğaziçi Üniversitesi’nden meslektaşları görüşlerini ve duygularını paylaştılar.

Prof. Dr. Güven Alpay

İnsan Sevgisi Üzerine Kurulu Bir Yaşam: Süheyla Artemel

Zarif insan, önyargısız, can dost Süheyla ile arkadaşlığımız lojmanda komşu olarak, ailece yakınlaşarak başlamıştı. Daha sonra bireysel hedeflerimizi BÜ’nün kurumsallaşması ve gelişmesine adadık.

Üniversitenin kuruluş döneminin hizmet anlayışı ve ruhu ile birlikte özveri ile çalıştık. Süheyla yeni fikirleri ve değişimleri öğrenmeye ve yaşama geçirmeye istekli çalışkan bir öğretim üyesiydi. Özellikle çevre konusunda planlayıp gerçekleştirdiğimiz somut kazanımlar için son yıllarda bana ‘’Mutlaka bir kitap yazmalısın’, mucizeleri gelecek kuşaklar bilmeli’’ diyordu.

Bireye ve kültürel farklılıklara saygılı, riske ve yeniliklere açık bir bilim insanıydı. Bir dost meclisinde Mina Urgan ‘’İngiliz edebiyatında kendisinden sonraki kuşakta Süheyla’nın çok önemli bir yeri vardır’’ demişti. ‘’Fakat tevazuundan öne çıkmaz’’ sözünü eklemişti.

Bu dünyadan göçüşü de gösterişsiz oldu.

Belki de diğer bir katkısı Mehmet gibi değerli ve hayırlı bir evlat yetiştirmesi olmuştur. Ali ve Süheyla bütün olanaklarını seferber etmişti. Bu nedenle Mehmet’in üniversite tarafından kazanılmış olmasını (emanetini) önemsiyorum. Ona esenlikler diliyorum.


Prof. Dr. Selçuk Esenbel


‘’Hepimize, özellikle bilim kadınlarına örnek bir insandı’’

Süheyla Hanım  benim için -annemin kuzeni Boğaziçi Üniversitesi’nin  uzun yıllar hukuk danışmanlığını yaparak üniversitemizin kuruluşunda önemli görev yapmış olan  Ali Artemel Bey’in eşi,  Süheyla ablamdı.

Kendisini ilk defa 1960’ların sonunda  1970 yılı başında Washington’da bir Shakespeare Konferansı’na katıldığı sırada Büyükelçiliğe ziyaretinde görmüştüm.  Her zamanki zarafeti ve güzelligi içinde sohbet ediyordu. Geçmiş gün fakat o akşamki konuşmanın zaman içinde ne kadar anlamlı olduğunu düşünüyorum. Akşam yemeğinde, yakın bir süre içinde artık Robert College Trustee’lerinin bazı mecburi koşullardan dolayı Robert Kolej’in Bebek kısmını elden çıkartmayı düşündüklerini ancak önemli bir çözüm yolunun bu kampusun bir devlet üniversitesi olması için Türkiye Cumhuriyeti’ne devredilmesi olduğu konusu konuşuluyordu.  Burada, Süheyla Hanım’ın ısrarla üzerinde durduğu konu- Aptullah Bey gibi gönüllü bir grubun inisiyatifiyle sağlıklı bir çözüm bulunmasına zaman tanınmasını sağlamak için Amerikan trustee’lerinin hızla karar vermesini biraz erteleyebilmeyi Dışişleri’nin arabuluculugu ile sağlamanın mümkün kılınması için girişimde bulunulmasıydı. Süheyla Hanım Boğaziçi Üniversitesi’nin kurulmasına zaman tanınması için yaptığı bu kişisel girişiminde başarılı olmuştur diyebilirim. Bir çok bakımdan, üniversitemizin tüm kurucu nesli gibi  akademik  üstün meziyetlere sahip kişiliği ve bunun yanı sıra, doğal bir fedakarlıkla kurumun ortaya çıkması için sürekli çalışan ve uğraşan bir insandı.

Süheyla Hanım ile ikinci kere karşılaşmam ise 1982 yılında Yrd. Doç olarak Tarih Bölümü’ne girdiğim Eylül ayından sonra belki en fazla bir iki hafta içinde, birdenbire kapımda belirip (Engin Akarlı’nın büyük bir zarafetle bana devrettiği masada oturuyordum) “Artık Nafi Baba binasının restorasyonu için çalışacaksın’’ demesiydi. Hayatımın şokunu yaşamıştım.  Aile büyüklerinin kendi aralarında, ailemizin belki 20 kişiye yakın  hissedarlarından biri olduğu Nafi Baba “Tekke” arazisinin çeşitli mahkemeleri, satışının engellemesi gerektiği, fakat ne yapılmasının doğru olduğu sıkıntıları 1979  yılında büyük bir cesaretle o zamanki Rektör Semih Tezcan’ın Şehitlik Mezarlığı kısmında “arazi mafyasının” emrivaki ile buldozerlerle mezarları yerle bir etmeye kalkışına göğüs gererek engellediğini,  bu arazinin nihayet tamamen yeni kurulan Boğaziçi Üniversitesi’ne bir eğitim binası olması için  devir edilmesi gerektiği gibi konuşmalarına  şahit olmuştum. Fakat, birdenbire, restorasyon projesi gibi bir konuda “görev” almam gerektiği söylenince sarsıldım doğrusu. Cılız bir sesle “Ben Japon tarihçisiyim-Tekke Binasi restorasyonundan anlamam” vesaire gibi karşı koymaya çalıştım fakat pek başarılı olduğum söylenemez.

Süheyla Hanım başından beri, mezarlığın tahrip edilmesini engellemek için UNESCO kararı aldırtan, o zamanki Belediye’nin ikna edilip bu tarihi mekanın korunmasının Boğaziçi Üniversitesi’ne verilmesini sağlamak gibi kritik adımlarda doğrudan rol oynamış,  bu büyük projenin ruhuydu diyebilirim. Onun önderliginde, uzun yıllar,  Mehmet Nafi ile beraber bir ara üçümüz bu projenin gerçekleşmesi için tüm Rektörlerimize yardımcı olmaya çalıştık. Bugün Nafi Baba Binası’nın ortaya çıkmasında Süheyla Hanım’ın emeği ve özverili çalışması ölçülemez kıymette büyüktür.  

Süheyla Hanım, gene, bu şekilde, Mrs Scott’dan miras kalan Scott House (köken olarak Alexander van Milligen House), bugün Kültür Mirası Müzesi/Cultural Heritage Museum olarak  tamir edilip,  şu anda  Tarih Bölümü’nün de  kullandığı  evin Mrs Scott’un vefatından sonra devri tesliminde çalışmıştır.   Süheyla Hanım’ın üniversitemizin akademik niceligini ve  niteliğini yükselten çabalarının sayısını vermek gerçekten zor.

Bu başarılı çabalarından birisi,  Boğaziçi Üniversitesi’nin sevilen ve sayılan  Almanca dil ve edebiyat hocası Traugott Fuchs’ın Weimar düşünsel dünyasını yansıtan  belge ve yayın koleksiyonunun Boğaziçi Üniversitesi’ne arşiv olarak verilmesini sağlamasıdır.  Istanbul’da Nazi Almanya’sından kaçarak Turkiye Cumhuriyeti’nde İstanbul Üniversitesi’nde akademik çalışmalarını sürdüren “haymatlos” Alman émigré bilim insanlarının  düşünce tarihini temsil eden bu değerli arşiv bugün Tarih ve Belge Merkezi’nin dijital ortamına aktarılmaktadır.  Bunlar Süheyla Hanım’ın benim şahit olduğum değerleri. Kimbilir başkalarının bildiği daha nice değerleri vardı.

Süheyla Hanım’ın beni her zaman şaşırtan özelliği, bütün bu devasa değerleri bize kazandırırken, ülkemizde herkese malum olduğu gibi, şartların pek de kolay olmadığı bir ortamda, hiçbir zaman neşesini ve zarafetini kaybetmeden nasıl yapabildiğidir. Çözümü en zor bir konuda en çabuk çözüme doğru gidebilen her zaman o olmuştur.

Gerçekten, yerinin doldurulması mümkün olmayan bir kişiydi. Hepimize, özellikle bilim kadınlarına örnek bir insandı. Süheyla Hanım’ı çok özleyeceğim. Ruhu şad olsun.

Prof. Dr. Üstün Ergüder:

‘’Süheyla Artemel üniversitemizin temel direklerinden biriydi’’

Robert Kolej’den 1957 yılının Haziran ayında mezun olduktan sonra Londra’ya gitmiş ve bir yılımı bu kenti gönlümce keşfetmekle geçirmiş, şehrin birçok yerini avucumun içi gibi tanımıştım. Tam 60 yıl sonra geçtiğimiz günlerde Londra’ya gene gittim. Londra kazan ben kepçe gezerek 60 yıl evvelini anımsamaya çalıştım. Her şey yerli yerindeydi. 60 yıl evvel bıraktığım gibi. Hâlbuki gene çok iyi tanıdığımı düşündüğüm İstanbul’umuzda bildiğimi sandığım yerleri çok kısa süre içinde bile bazen koyduğun gibi bulmak güç oluyor. Her şey o kadar çok ve çabuk değişiyor ki. Her şeyi yıkıp yeniden yapıyoruz. Taksim Meydanı’nda AKM yıkımı bana bu yaklaşımımızı simgeliyor. Tarihi sembollerimiz, değerlerimiz bu yıkım içinde kaybolup gidiyor. Hâlbuki bir ülkeyi, kenti, kurumu farklı ve güçlü yapan tarihi değerlerine, tarihine, onu yüceltenlerine sahip çıkmasıdır.

Süheyla Artemel hocamızı 31 yıl süren Boğaziçi Üniversitesi kariyerimde çok yakından tanıma fırsatını bulamadım. Ayrı bölümlerde, değişik fakültelerde görev yaptık. 1969 yılının Eylül ayında Robert Kolej Yüksek Okulunun İdari Bilimler Bölümünde göreve başladığımda Süheyla hocamız benim için, uzaktan da olsa, yeni göreve başlayan genç bir öğretim üyesi olarak kurumu anlama çabalarımda dikkatle izlediğim bir kıdemli öğretim üyemizdi. Üniversitedeki tarihi değerlere, yapıtlara sahip çıkmasını her zaman takdirle izledim. Kendisini her zaman üniversitemizin temel direklerinden biri olarak gördüm. Onun anısını yaşatmak kurumsal kimliğimizi yaşatmak ve ayakta tutmak için en başta gelen görevlerimizden biri. Üniversitemizin geçmişine sahip çıkma çabalarını görmek beni sevindiriyor.

Doç. Dr. Özlem Öğüt Yazıcıoğlu

‘’Pek çok akademisyen ve öğrenci için derin ilham kaynağı oldu’’

Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü emekli öğretim üyesi ve Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü kurucularından olan çok değerli bilim ve kültür insanı Profesör Doktor Süheyla Artemel’i 1 Mayıs 2018’de kaybetmiş olmanın derin üzüntüsünü yaşıyoruz.

İstanbul’da doğup büyüyen Prof. Dr. Artemel, İngiliz Kız Lisesi’ni bitirdikten sonra 1949-1956 yılları arasında İstanbul Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünden, Süheyla Bayrav, Sabahattin Eyüboğlu, Berna Moran, Ahmet Hamdi Tanpınar, Halide Edip Adıvar ve Erich Auerbach’ın da asistanlığını yapmış olan Mina Urgan’ın aralarında bulunduğu Türkiye’nin en önde gelen akademisyen, aydın, yazar ve çevirmenlerinin öğrencisi olarak, ayrıca Adıvar ve Urgan’ın danışmanlığında bilimsel araştırma ve çalışmalar yaparak mezun olmuş ve özellikle Shakespeare ve Rönesans Dönemi İngiliz Edebiyatı üzerine dersler vermiştir.

Prof. Dr. Süheyla Artemel, 1959-1960 yılları arasında Rockefeller bursu ile Oxford Üniversitesi’nde okumuş, 1966 yılında da Durham Üniversitesi’nden, Shakespeare’in eserlerine odaklandığı “The Idea of Turkey in the Elizabethan Period and the Early 17th Century, with Special Reference to Drama” başlıklı tezi ile doktorasını almıştır. Bir süre Durham Üniversitesi’nde asistanlık yaptıktan sonra uzun yıllar Robert College (1966-1971) ve Boğaziçi Üniversitesi’nde (1971-1997) öğretim üyesi olarak çalışmış, özellikle Shakespeare, 16. ve 17. Yüzyıl İngiliz Edebiyatı ve Tiyatrosu ve Romantik Dönem İngiliz Edebiyatı konularında birçok lisans, yüksek lisans ve doktora dersleri vermiş, bu alanlarda uluslararası katkısı olan kitap ve makalelere imza atmıştır.

Boğaziçi Üniversitesi’nde ders verdiği yıllarda Türkoloji tarihinin önemli isimlerinden Fahir İz ve Günay Kut ile birlikte Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nün kurulması için çalışmış, 1981-1982 akademik yılında kurucu başkan olarak yüksek lisans ve doktora programları ile bu bölümü faaliyete geçirmiştir.

Prof. Dr. Süheyla Artemel,1997 yılında Boğaziçi Üniversitesi’nden emekli olduktan sonra İSTEK Vakfı kurucusu Bedrettin Dalan ve Yeditepe Üniversitesi Rektörü Ahmet Serpil’in davetiyle Yeditepe Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü kurmuş ve bölümün kurucusu olarak 2011 yılına dek bölüm başkanlığı görevini devam ettirmiştir. Ayrıca, 2002-2005 tarihleri arasında bu üniversitenin Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanlığı görevinde de bulunan Prof. Dr. Süheyla Artemel, Nedret Kuran Burçoğlu, Cevat Çapan, Saffet Babür ve Ahmet T. İnce gibi değerli akademisyenlerle birlikte fakültede verimli, çok boyutlu ve çok uluslu bir çalışma ortamı sağlamıştır.

Prof. Dr. Süheyla Artemel, yaklaşık son yirmi yıllık çalışmalarında özellikle iki ana konuya odaklanmıştır. Bunlardan birincisi, Boğaziçi Üniversitesi sınırları içinde bulunan Nafi Baba Tekkesi’nin ihya edilmesi, ikincisi de Nazi Almanya’sından kaçan ve Atatürk’ün laik reform projesi kapsamında İstanbul Üniversitesi’nde çalışmalarını sürdürme fırsatı bulan değerli bilim adamları Leo Spitzer ve Erich Auerbach’ın öğrencisi ve asistanı olarak Türkiye’ye göçen filolog, ressam ve şair Traugott Fuchs’un (1906-1997) son derece kapsamlı ve tarihe ışık tutacak nitelikteki arşivini bir araya getirip düzenlemek. Süheyla Artemel, çeşitli makaleler, röportajlar, konferanslar, sergiler, arşiv çalışmaları ve sosyal sorumluluk projeleri ile destekleyip önemini vurguladığı bu çalışmalarında disiplinlerarası ve karşılaştırmalı yöntemlerle bilim yapmanın en belirgin örneklerini sunmuştur.

Traugott Fuchs’un eserleri 2015 yılında ‘’Bavullardan Kataloglara: Boğaziçi Arşivleri’ne Doğru’’ adlı sergide yer almış, aynı yıl Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü ve Orient-Institut Istanbul tarafından düzenlenen ve Süheyla Artemel’in açılış konuşması ile başlayan MIMESIS IN TRANSL/NATIONAL TURN adlı uluslararası bir konferansta özellikle Traugott Fuchs’un hocaları Spitzer ve Auerbach üzerine çalışan dünya çapında akademisyenler geleceğe dönük fikir paylaşımında bulunmuştur.

Prof. Dr. Süheyla Artemel, sadece bilimsel çalışmaları ve parlayan entelektüel birikimi ile değil, aynı zamanda insan ve doğanın diğer tüm unsurlarına olan saygı ve sevgisi, mütevazi fakat dopdolu yaşamı, yaşam heyecanı, ve tabii ki açık fikirli ve yürekli, merhametli ve nüktedan kişiliği ile hafızalara kazınmıştır. Birçok akademisyen ve öğrenci için derin ilham kaynağı olan Prof. Dr. Süheyla Artemel’in, geride bıraktıklarının sadece anılarında değil, çalışmalarında da yaşamaya devam edeceği şüphesiz.

 

Haber: Kurumsal İletişim Ofisi

  • Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü ve Orient-Institut Istanbul tarafından düzenlenen MIMESIS IN TRANSL/NATIONAL TURN adlı uluslararası konferans, 2015
  • Süheyla Artemel, Selçuk Esenbel ve Mehmet Nafi Artemel, Mayıs 2017