Sanat dünyasının Boğaziçilileri öğrencilerle buluşuyor: “Bunu sen de yapabilir miydin? “

Boğaziçi Üniversitesi Güzel Sanatlar Kulübü ve Mixer’in işbirliğiyle dört oturumdan oluşan “Bunu sen de yapabilir miydin?” konferanslar serisi başladı. Toplantı dizisi kapsamında görsel sanatların farklı alanlarında çalışan Boğaziçili mezunlar öğrencilerle bir araya geliyor. Boğaziçi mezunu sanatçılar, sanat kurumlarında çalışanlar, küratörler ve koleksiyonerlerin katılacakları seminerler dizisinin ilki geçtiğimiz günlerde sanatçılara yer verdiği oturumla düzenlendi.

Mixer, 2012 yılında iki Boğaziçi mezunu tarafından kurulduktan sonra, çağdaş sanatın ilgi çeken sanat platformlarından biri haline geldi. Kültür ve sanatın nabzını tutmayı planlayan ve Boğaziçilileri sanata teşvik etmeyi amaçlayan etkinlikle ilgili Mixer’in kurucularından Bengü Gün ve Güzel Sanatlar Kulübü başkanı Halil Doğramacı ile söyleştik.

Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

Bengü Gün: 2005 Boğaziçi Üniversitesi İşletme mezunuyum. Ardından Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri ve Kültürel Miras Yönetimi bölümünde masterımı tamamladım. Dubai'de kurulması planlanan kültür ve sanat vakfının stratejik projesi vesilesiyle başladığım dört yıllık yönetimi danışmanlığı ardından, sanat alanında çalışmak istediğime karar vererek İstanbul Modern'de Üyelik Müdürlüğü görevini üstlendim. Daha sonra yine Boğaziçi Üniversitesi mezunu olan Hamit Hamutcu'nun hayalini kurduğu girişimi olan Mixer'i birlikte hayata geçirmek üzere yola çıktık. Haziran 2012'den beri Mixer'in direktörü olarak görev yapıyorum. Mixer, çağdaş sanatın yükselen yeteneklerini keşfeden, özgün sanat eserlerine herkesin ulaşabilmesi amacına hizmet eden ve özellikle bağımsız sanatçılar ile kendi koleksiyonlarını yaratan yenilikçi koleksiyonerlere hitap eden bir sanat platformu olarak Kasım 2012'de hayata geçti.

Halil Doğramacı: Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü öğrencisiyim, 2014 girişliyim. Bu sene Güzel Sanatlar Kulübü’nün başkanıyım.

Sanat hayatınızın hangi noktasında, nasıl yaşamınıza girdi?

BG: Klişe gibi duracak ama her zaman sanat hayatımın içindeydi. Küçük yaştan itibaren müzik ile ilgileniyordum. Lise yıllarında ise kültürel projelerde, arkeolojik kazılarda gönüllü olarak çalışmaya başladım. Üniversite yıllarında da seçmeli derslerimi hep Fine Arts ve PA kodlu seçmem de bu alanda adım atmamda fayda sağladı. Özellike Boğaziçi'nde Oya Eczacıbaşı'ndan aldığım Müze Yönetimi dersi beni bu alanda bir kariyer yapmak için teşvik etmişti. O yıllarda Venedik Bienali, Fotoğraf Bienali ve çeşitli festivallerde çalışmak bu alanı tanımama yardımcı oldu. Ardından yaptığım master ile de bu ilgimi daha akademik bir seviyeye taşımış oldum.

HD: Sanat benim hayatımda hep vardı aslında.

“Bunu sen de yapabilir miydin?” ilginç bir etkinlik ismi. Hem meydan okuyan hem de davetkâr bir hava yaratıyor. Siz bu ismi seçerken ne hedeflediniz?

BG: Çağdaş sanat ile ilgili çok popüler olan bir söylem var 'Bunu ben de yaparım'. Hatta şu anda DOT'ta gösterilen 'Bunu ben de Yaparım' isimli çok güzel bir oyun var, tavsiye ederim. Bunu ben de düşünmüştüm, yapabilirdim ama yapmadım özellikle çağdaş sanat konusunda bunu çok duyuyoruz maalesef. Biz başlıktaki bu soruyla, bunu düşündürtmeyi amaçladık. Bir yandan da bu sorunun katılımcıların da kafasını hali hazırda kurcaladığını düşünüyoruz.

HD: İsimin ortaya çıkışında iki fikir rol oynuyor: birincisi çok duyduğumuz bir motto’nun eleştirisi aslında. O motto’yu bilirsiniz "Bunu ben de yapardım " ikinci fikir ise sizin değindiğiniz gibi biraz seyirciye meydan okumak. Materyalist bir dünyada sanat yapmaya, sanatı konuşmaya davet eden sert ama net bir cümle.

Güzel Sanatlar Kulübü ve Mixer işbirliği nasıl ortaya çıktı?

BG: Hamit ve benim Boğaziçi Mezunu olmamız nedeniyle hep aklımızda okulda bir proje yapma fikri vardı. Bir yaz günü GSK'nın başkanının ofisimize uğrayarak 'merhaba' demesi ve kendini tanıtması sonrası bu fikir kafamızda somutlaştı. Tez canlı, dinamik bir ekibimiz var. Bu nedenle hemen salonları rezerve edip içerik oluşturmaya başladık.

HD: Aslında Mixer’e yeni açılan bir sergiyi gezmek amacıyla gitmiştim. Uzun süredir de Boğaziçi’nde böyle konferansların neden düzenlenmediğini düşünüyordum. Bu fikri Bengü Hanım ile paylaşmaya ise ofislerini gördüğümde karar verdim. Tabii başta biraz çekindim; fakat daha sonrasında bana karşı olan olumlu tutumları beni cesaretlendirdi.(Belki Bengü Hanım’ın da bizim okuldan mezun olması etkilidir). Daha sonraki görüşmelerimizde ise program belirginleşti. Kulüpten arkadaşım Zehra ile Boğaziçi’ndeki düzenlemeleri yapmaya koyulduk. Anlayacağınız sergi gezmek için gittiğim Mixer’den bir etkinlik işbirliği kurarak çıktım.

Bu seminerler dizisiyle neler amaçlıyorsunuz? Gelecek seminerlerden ne beklemeliyiz?

BG: Birçok sektör için okulumuzda etkinlikler düzenleniyor ve öğrenciler büyük kurumlarda çalışan Boğaziçi mezunları ile bir araya gelip deneyimlerini paylaşabiliyorlar. Fakat görsel sanatlar alanında böyle bir paylaşımın hiç olmadığını gördük. Herkese zaten çok gizemli görünen sanat dünyasını hem mezunlarımızın hem de öğrencilerimizin merak edebileceğini düşündük. Kültür ve Sanat alanında çalışan mezunlarımız arasında da bu şekilde bir bağ oluşturmak, birlikte yapılabilecek iş birliklerine zemin hazırlamak istedik. Bu etkinlikleri bir bir araya geliş, buluşma, deneyim paylaşma olarak düşünüyoruz.

HD: Aslında ilk başta sadece sanatçıların konferans vermesi gibi bir plan yapılmıştı. Daha sonra Mixer daha kapsamlı bir program sundu. Sadece sanatı üreteni değil, sanatın bütün sürecini kapsayan bir konferans serisi ortaya çıktı. Bu seri, sanatçıdan çıkan eserin izleyiciye ulaşana kadar sürecini ele alıyor, hatta belki daha da ötesini.

Boğaziçi kültüründe sanat etkinlikleri önemli bir yer kaplıyor. Düzenlediğiniz etkinlik bu mirastan ne kadar etkilendi? Boğaziçili sanatçılar ve mezunlar olarak bu mirasa ne gibi eklemeler/katkılar yapma hedefiniz var?

BG: Boğaziçi kültürünün özgür ve bağımsız düşünme konusunda bize kattığı çok şey var. Şu anda bulunduğumuz alanda bunlar en ihtiyaç duyduğumuz özellikler. Bu etkinliklerde zaman sıkıntısı nedeniyle yer alamayan birçok meslektaşımız oldu. Ayrıca daha çok tanışma üzerine geçen bu etkinlikleri biraz daha derinleştirerek, farklı konuları ele alabildiğimiz oturumlar, tartışma zeminleri yaratmak da hedeflerimizden biri.

Önceki ve güncel çalışmalarınız hakkında bilgi alabilir miyiz?

BG: Şu anda Mixer olarak sanatın daha ulaşılabilir olması için projeler geliştiriyoruz. Özellikle sanatçıların yurt dışında görünürlük kazanması üzerine çabalarımızı artırdık. Eğitim programları ve etkinliklerle de misyonumuzu hayata geçirmek üzere çalışıyoruz.

HD: Sosyoloji eğitimimin yanında heykel ve resim çalışmaları yapıyorum. Geçtiğimiz sene ilk solo çalışmam "hiç''i sergiledim. Şu anda sanat çalışmalarımla beraber Sold Abbasağa'nın tasarımını yapıyorum. Bundan sonraki zamanlarımda heykel üstüne çalışmayı düşünüyorum.

Seminer Takvimi

4 Ekim 2016 – Sanatçılar: Genco Gülan, Gizem Aksu, Sakine Çil, Sena Başöz, Serkan Aka
25 Ekim 2016 – Galeriler ve Sanat Kurumları: Hamit Hamutçu, Selin Söl, Görgün Taner, Güliz Özbek
8 Kasım 2016 – Küratörler: Refik Akyüz, İlkay Baliç, Serdar Darendeliler, Rana Öztürk
22 Kasım 2016 – Koleksiyonerler: Ayşe Umur, Şebnem Kalyoncuoğlu Ünlü, Selam Bilal

Söyleşi: Süveyda Ece Çil / Kurumsal İletişim Ofisi