SineBU sonbaharı yeni filmlerle karşılıyor!

Eylül ayının gelişi ile birlikte SineBU yeni bir film sezonuna daha merhaba diyor. Öğrencilerin de İstanbul’a dönüş hazırlığında olduğu şu günlerde, SineBU perdesinde 8 film yer alacak.

WESTERN günümüzden bir grup Alman işçinin Bulgaristan’da çalışırken yaşadıkları çevresinde anlatısını kuran bir drama. Cannes Film Festivali’nde “Belirli Bir Bakış” bölümünde gösterilen ve İstanbul Film Festivali’nde altın lale ödülünü kazanan film western türü üzerine gerilimli akışını kurarken arka planda modern yerli-işgalci çatışmasını işliyor. Ulus kimlik ve tarihten gelen nefret aktarımına karşı gergin fakat umutlu bir ilişkilenme arayışında olan film bu ayın mutlaka görülmesi gereken filmlerinden biri.

 

TRANSIT İkinci Dünya Savaşı yıllarından bir yuva ve aidiyet arayışı hikâyesi. Aynı isimdeki romandan serbest bir uyarlama olan anlatı, 1940’lardaki mülteci meselesini günümüz Marsilya sokakları ve günlük hayatı ile birleştirerek karşımıza çok sık çıkmayan bir zamansızlık (daima olan) katmanı yaratıyor. Yönetmen bu tercihi ile günümüz seyircisinin dönem filmi izlerken takındığı “şimdiki zaman daha özgür ve ileri” tavrını kırmayı hedefliyor. Film bu yıl Berlin Film Festivali’nde Altın Ayı için yarıştı.

 

GÜVERCİN ilk gösterimini Berlin Film Festivali’nin “Generation 14plus” bölümünde yarışarak yapmış bir ilk film. Yönetmeni Banu Sıvacı’ya Sofya Film Festivali’nde en iyi yönetmen, İstanbul Film Festivali’nde Seyfi Teoman en iyi ilk film ve Ankara Film Festivali’nde en iyi ilk film ödülünü kazandıran film, insan olarak doğduğu hayata, erkek olarak devam etmeye zorlanan Yusuf’un hikâyesini anlatıyor. Güvercin bu ay kesinlikle görülmesi gereken filmlerden.

 

A PRAYER BEFORE DAWN / ŞAFAKTAN ÖNCE İngiliz boksör Billy Moore’un gerçek hikayesini perdeye taşıyor. Bir Tayland hapishanesi içindeki uyuşturucu ve çete savaşlarının içine savrulan boksörün aşırı gerçekçi ve sert anlatısının Cannes’da yer bulması bir suç filmi için alışıldık durum değil fakat filmin dili, kurgusu ve ses tasarımı; gerçek mahkûmlar ile çekilmiş olması seyircinin beklentisini ister istemez yükseltiyor.


BEAST / CANAVAR ayın diğer suç filmi. Suç, drama ve gizemi harmanlayan film boğucu toplum baskısı altında kırmızı başlıklı kızın kurt ile ilişkilenme sürecini işliyor. Hitchcock çizgisinde ilerleyen anlatı ‘suç’ filmi türünün kalıplarına sıkışmadığı için de ayrıca övgü toplamakta. Toronto Film Festivali’nde ilk gösterimi yapılan film yönetmeninin ilk filmi olmasına rağmen, özellikle oyuncularının performansları ile yılın en görülmesi gereken filmlerinin arasında gösterilmekte.

Ağustos ayında İstanbul’da olmayanlar için MUG / YÜZ, DOGTOOTH ve DOVLATOV filmleri eylülde son birkaç seans ile sizlerle buluşmaya devam edecek.

 

İyi Seyirler!
*Kapak Görseli: TRANSIT