‘’Sinemayı seven adam’’ı kaybettik

Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi'nin ve Mithat Alam Eğitim Vakfı'nın kurucusu Mithat Alam 28 Kasım 2016 tarihinde aramızdan ayrıldı.

Mithat Alam'ın cenazesi 30 Kasım Çarşamba günü Bebek Camii'nde kılınacak öğle namazının ardından Rumeli Aşiyan Mezarlığı'nda toprağa verilecek.

Mithat Alam, sinema bölümü bulunmayan Boğaziçi Üniversitesi’nde, sinemaya ilgi duyan öğrencilere kendilerini geliştirebilecekleri bir ortam yaratmak ve fikir aşamasından üretim aşamasına kadar sinemanın farklı alanlarında öğrencilerin yürütecekleri çalışmalara destek olmak amacıyla 1999 yılında kendi adını taşıyan bir film merkezi kurarak tüm sinemaseverlere armağan etmişti. Sayısız ödülü bulunan Alam, bu yıl 36.sı düzenlenecek olan 36. İstanbul Film Festivali Sinema Onur Ödülleri kapsamında Sinema Emek Ödülü’ne layık görülmüştü.

Kısa süre önce İletişim Yayınları arasında yayımlanan ‘’Sinemayı Seven Adam’’ adlı kitapta, kişisel hayat hikayesini, sinema tutkusunu, filmler ve yönetmenler hakkındaki engin bilgi ve deneyimlerini ve anılarını okurlarla paylaşan, Boğaziçi Üniversitesi’nde kurduğu film merkezinin hikâyesini ilk ağızdan anlatan Mitham Alam’ın eşine az rastlanır bir ‘’sinefil’’ olarak yeri kolay kolay doldurulamayacak.

Umut Barış Dönmez’in hazırladığı ve yürüttüğü söyleşiyle şekillenen kitapta, Mithat Alam sevmediği iş yaşamından kopup sevdiği sinemaya dair meşgalelere nasıl “bulaştığı”nı zevkle anlatıyor. Bir yandan filmler ve yönetmenler, oyuncular hakkında muazzam bir sohbete tanıklık ederken diğer yandan sinema tarihine, Mithat Alam Film Merkezi’nin kuruluşu ve gelişimine, Film Merkezi’nde yapılan işlere, Merkez’den yetişen sinemacılara uzanan kapsamlı bir dökümün sunulmasına da şahit oluyoruz.

‘’Sinemayı Seven Adam’’ sadece bir insanın hikâyesini anlatmıyor; insanların yaptıkları “iyi” işlerle kendi hayatlarını olduğu kadar başkalarının hayatlarını da nasıl zenginleştirdiğini gösteriyor. Umut Barış Dönmez, Mithat Alam ile derinlikli söyleşisinden bazı izlenimleri kitapta şöyle aktarıyor:

‘’Sohbetlerimiz sırasında Mithat Bey’in sıra dışı hayatının bazı ayrıntıları ve sinema hakkında pek çok yeni şey öğrendim. Çeşitli sinema dogmalarına ilişkin farklı ve ufuk açıcı yaklaşımlarından etkilendim.

Mithat Bey’in biz öğrencilerine öğrettiği en büyük erdemlerden birinin başka fikirlere her daim “açık olmak” olduğunu bir kez daha hatırladım. Bahsettiği filmler, yönetmenler, janrlar ve oyuncular sayesinde si nema tarihinin içinde keyifli bir yolculuğa çıktım. Mithat Bey’in sinemayla kurduğu ilişkinin yıllar içinde geçirdiği evrime tanıklık ederken, hobilerimizin hayatımıza renk veren, yaşamdan keyif almamızı sağlayan az sayıdaki şeyden biri olduğunu, bu nedenle ciddiye alınıp layıkıyla yaşanması gerektiğini, böyle yapıldığı zaman hayatın çok daha katlanılabilir bir yer haline geldiğini anımsadım. Ve hatta kişinin hayatını değiştirebilmesi ve istediği işi yapabilmesi için hiçbir zaman geç olmayacağını anladım’’.