Suriyeli mülteci çocuklar için eğitim projesi geliştirdi

Boğaziçi Üniversitesi Fen Bilgisi Öğretmenliği öğrencisi Ayşegül Çilekrenkli, Dalai Lama Fellowship programında, Suriyeli mülteci çocukların sosyal ve duygusal gelişimini sağlamak amacıyla geliştirdiği projeyle Türkiye’yi temsil ediyor. 14. Dalai Lama’nın inisiyatifiyle hayata geçirilen global bir program olan Dalai Lama Fellowship, bir yıl boyunca farklı kültürlerden sosyal girişimcilerin kendi ahlaki gelişimlerini sağlayıp, çevrelerindeki insanlara fayda sağlayacak projeler geliştirmelerini ve projelerini hayata geçirip bunlar üzerinden yenilikçi ve etik liderlik yeteneklerini geliştirmelerini sağlamayı amaçlıyor. Programa bu sene kabul edilen Ayşegül Çilekrenkli, Boğaziçi Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Kulübü’nde (EREC) edindiği tecrübelerden faydalanarak geliştirdiği bir yıl sürecek projesiyle programda yer alıyor. Çilekrenkli, bu proje için Boğaziçili öğrencilerden oluşan gönüllüler arıyor.

Öncelikle seni biraz tanıyabilir miyiz?

Boğaziçi Üniversitesi Fen Bilgisi Öğretmenliği Bölümü üçüncü sınıf öğrencisiyim. Hazırlıkta katıldığım Yelken Kulübü’nde bir buçuk yıl kadar faaliyetlere katıldım. Daha sonra Eğitim ve Araştırma Kulübü’ne (EREC) dahil oldum. EREC’te İlköğretim Okullarına Yardım Vakfı (İLKYAR) ve Boğaziçi Gençlik Merkezi (BGM) alt kurullarında çalıştım. İLKYAR ülkenin çeşitli yerlerindeki okullarına geziler düzenleyip, üniversite öğrencilerinin ilkokul öğrencilerine rol modellik yapmasını sağlıyor. BGM’de de, okulumuz içinde sınavlara hazırlanan öğrencilere ders anlatma ve onlara yardımcı olma gibi destekler veriyoruz.   Bunun dışında BUSOS’un çocuk şenliğine destek oluyoruz. Son olarak Sualtı Kulübü’ne katıldım.

Dalai Lama Fellowship hakkında bilgi alabilir miyiz?

Bu programı “compession in action” şeklinde tanıtıyorlar. Etik değerleri vurgulayarak Herkes için çalışan bir dünya geliştirmeyi hedefliyorlar. Dalai Lama’nın isteğiyle hayata geçirilen ve sanılanın aksine tamamen seküler bir program bu. Amaç, farklı ülkelerden, kültürlerden öğrencilerin bir araya gelerek kendi ülkeleriyle ilgili neler yapabileceklerini konuşabilecekleri ve projelerini geliştirebilecekleri bir ortam yaratmak. Başvuru sürecinde bazı okumaların yapılmasını istiyorlar ve sonrasında da bir proje tanıtmanı istiyorlar. Bu projeyi hayata geçirirken maddi destek ve projeni yürütebilmek için gerekli yetenekleri ve bakış açısını geliştirmek anlamıyla yardımcı olmayı vaat ediyorlar. Neticede okumalar vesilesiyle hem insanın şefkat üzerinden bir dünya tanımı yapmasını hem de insanın bu iç gelişmesinin, çevresine faydası olabilmesini yapılacak proje üzerinden sağlamaya çalışıyorlar. 2011den beri dünya genelinde 84 fellow seçilmiş.

Program başladı mı?

Evet, şu an itibariyle “Tilling the Soil” müfredatı üzerine verilen okumaları yapıp bu okumalar üzerine yazılar yazıyoruz. Sonrasında da mentorlarımızla Skype üzerinden haftalık görüşmeler yapıyoruz. Bunun yanında da projeyle ilgili kat edilen aşamaların bilgilendirilmesini yapıyoruz. Mail üzerinden ya da Skype üzerinden iletişim kuruyoruz. Proje genel olarak bu şekilde devam ederken, yılda bir kere de toplantı gerçekleştiriliyor. Bu senenin toplantısı 1-10 Temmuz tarihleri arasında Amerika’da San Francisco’da gerçekleştirilecek. Bu toplantıda hem bu yılın fellow’ları hem de geçen sene programa katılan fellow’lar yer alacak. Burada yüz yüze grup çalışmaları gerçekleştirilecek.

Boğaziçi’nden ilk defa mı bir öğrenci bu programa katılıyor?

Evet, Boğaziçi Üniversitesi’nden ilk defa bir katılım gerçekleşti.

Her ülkeden bir kişi mi yer alıyor yoksa birden fazla kişi katılabiliyor mu?

Her ülkeden sadece bir kişi katılabiliyor.

Projenden biraz bahsedebilir misin?

Benim projem Türkiye’deki Suriyeli mültecilerin sosyal ve duygusal gelişimlerini hedef alıyor. Suriyeli çocuklar mülteci konumunda geldikleri zaman bir kısmı devlet okullarına ya da özel okullara gidebiliyor. Okula gidemeyenler için valilik ve bakanlık onaylı geçici eğitim merkezleri bulunuyor. Projemi gerçekleştireceğim Zeytinburnu’nda geçici eğitim merkezlerine giden yaklaşık 2.000 Suriyeli öğrenci var. Yaptığımız şey Zeytinburnu’nda geçici eğitim merkezlerinde yer alan çocukları oyun, kitap okuma kulüpleri, psikodramalar, sanat atölyeleri ve geziler aracılığıyla üniversite öğrencileri ile bir araya getirip onlara örnek olmak. Ayrıca şu an içinde bulundukları kültürü tanımalarını, okullarında dil derslerinde gördükleri Türkçelerini geliştirmelerini sağlamak istiyoruz. Böylece travma ve ayrımcılıkla mücadele için güç kazanarak sosyal izolasyondan kurtulacak ve aileleri ile çevreleri arasındaki iletişim için bir köprü olacaklar.

Dalai Lama Fellowship'ten ne kadarlık bir yardım alıyorsun ve bu bütçenin denetimi nasıl gerçekleştirilecek?

ilk yıl için 6.000 dolar ile sınırlandırılan bir bütçe var. Proje için paraya ihtiyaç olduğunu söylediğimde istediğim miktarı hesabıma yatıracaklar. Bir yandan da biz burada kaydını tutup yıl sonunda rapor sunacağız. Eğer bir yılın ardından projenin biraz daha destekle sürekli hale gelebileceğine karar verirsek kendi kendini karşılayabilir hale gelene kadar destek uzatılabilir. Bizim buna ihtiyacımız olmayabilir çünkü şimdiden bağışçı olmak isteyen başka organizasyonlar da var.

Zeytinburnu'nda kimlerle beraber çalışacaksın? Herhangi bir ortaklık söz konusu olacak mı? özellikle dil sorununu çözme konusunda nasıl bir yardım alacaksın?

Suriyeli bir aile Zeytinburnu’ndaki 4 geçici eğitim merkezini kontrol ediyor, yaklaşık 2000 öğrencileri var. Almanya ve Hatay’da da mültecilere yardım için çalışıyorlar. Özellikle pilot uygulamayı onların ofis binasında yapmayı düşünüyoruz. Kağıt üstünde bir ortaklığa varılır mı henüz bilmiyorum. Ama öğrencileri ve kapasite yettikçe yeri onlar sağlayacak. Sonrasında MEB ve valilik izniyle çocukların akşam eğitim aldığı devlet okullarını kullanabiliriz.

Bu programın sana nasıl bir katkısı olacağını düşünüyorsun?

Programa başlamadan önce Dalai Lama Fellowship hakkında çok fazla bir fikrim yoktu, sadece denemek istedim. Ancak başladıktan sonra özellikle insanların sıcaklığı ve verdikleri destek yaptığım tercihin doğru olduğunu gösterdi bana. Hayallerini gerçeğe dönüştürmek isteyen insanlar için çok önemli bir yardım sunuyorlar çünkü bu konuda deneyimliler. Ayrıca işlerini de çok ciddiye alarak yapıyorlar, bunu yaparken iyi bir sosyal ortam kurulmasını da sağlayabiliyorlar.

Programda kaç kişi var?

Bu sene sanırım 20-30 arası.

Hangi üniversitelerden veya hangi ülkelerden insanlar bulunuyor?

Amerika’da daha çok Ivy League okullarından öğrenciler var. Ama sadece Amerika olarak düşünmemek lazım. Gana, Hindistan, Kosta Rika ve Mısırdan da katılımcılar var. Türkiye’den ise Boğaziçi ve Koç Üniversitelerinden adaylar katılabiliyor. Her yıl farklı ülkelerden katılımlar oluyor. Seçtikleri ve destekleyebilecekleri projeye göre, ülkeler ve okullar her sene değişiklik gösterebiliyor.

Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra neler yapmayı planlıyorsun?

Akademisyen olup eğitim üzerine çalışmaya devam etmek, bir yandan da STK’larla ilişkimi sürdürmek istiyorum. Eğer iyi bir ivme yakalayabilirsek bağışçılarımız sayesinde proje sürekli hale gelebilecek. Biraz da bu yüzden şu an için yoğunlukla göçmenlerin eğitimi üzerine çalışıyorum.

Senin eklemek istediğin bir şey var mı?

Konuya ilgisi olan ama yeterli zaman ayıramayacağını düşünen varsa fikirlere de açık olduğumuzu belirtmek istiyorum. İşin görünür kısmı çocuklarla aktiviteler yapmak olsa da proje gelişimine yapılacak katkı da bizim için çok önemli. Daha detaylı bilgi için kaleidoscopesocialschools@gmail.com mail adresinden bize ulaşabilirsiniz.

Söyleşi: Talat Karataş/Kurumsal İletişim Ofisi