Birbirimizi “TOKTUT’’mak elimizde

Boğaziçi Üniversitesi kampüsündeki Girişimcilik Merkezi’nde yolları kesişen öğrenci ve mezunların hayata geçirdiği TOKTUT, İstanbul’un dezavantajlı bölgelerindeki ihtiyaç sahipleri için Askıda Yemek uygulamasını başlattı. Projeyi hayata geçiren Boğaziçili ekip, ‘’İhtiyaç sahiplerinin iyi hissetmelerini sağlamak ve yaşam mücadelelerinde yalnız olmadıklarını göstermek adına günlük gıda gereksinimi karşılamakta zorluk çeken herkese ayrım gözetmeksizin ulaşmaya çalışıyoruz’’ diyor.

Çekirdek ekibinde yedi kişinin yer aldığı ve 20’den fazla mezunun irili ufaklı görevler üstlendiği TOKTUT hızla büyüyen başarılı bir sosyal girişim örneği. Pandemi başladığından bu yana proje kapsamında binlerce sıcak öğün dağıtıldı. Çok sayıda kadın, çocuk ve yaşlının günlük gıda gereksinimleri sağlandı. Çeşitli sosyal yardım merkezleri ile işbirlikleri gerçekleştirildi ve İstanbul’un yoksul mahallerinin kılcal damarlarına dek yayılan işlevsel bir dağıtım ağı kuruldu.

Projeye katkı sağlamak isteyenler TOKTUT internet adresinden askıya yemek bırakabiliyor. Öğünler 10 gün boyunca askıda birikiyor ve askı süresi dolduğunda toplanan sayıda yemek yine 10 gün içinde gıdaya erişimde en fazla zorluk çeken gruplara öncelik verilerek düzenlenen haftalık program çerçevesinde ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor. Dağıtımların ardından, yemek bırakanlara iletilen e-postada askı numaralarına karşılık gelen teslimat hakkında detaylı bilgiler veriliyor.

Kısa zamanda yoğun ilgiyle karşılanan projede, Nisan 2020 tarihinden bu yana askıya bırakılan 26 bin yemeğin 25 bini yerine ulaştırıldı. 2,5 milyon adet öğün hedefine varıldığında TOKTUT kurucuları, açlık sorununa sürdürülebilir ve kalıcı çözümler üretmek adına projenin gıda alanında inovasyonlar içeren ileri aşamalarını devreye almayı planlıyorlar.   

Yalnız yaşayan yaşlılar, gelirini kaybetmiş işsiz bireyler, maddi zorluk içerisindeki aileler, göçmen kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere açlık sınırında yaşayan tüm ihtiyaç sahiplerine el uzatmayı hedefleyen TOKTUT kurucularından Melsen Tunca (BOUN ‘96 Makine Müh., ’99 Biyomedikal Müh., ‘11 Felsefe Yüksek Lisans), Oğuzkan Akbal (’22 Uluslararası Ticaret) ve Seyfettin Peynirci (’22 Uluslararası Ticaret)  projeye dair sorularımızı yanıtladılar.

TOKTUT sosyal girişimi nasıl başladı? 

İstanbul'da ve ülkenin diğer büyük şehirlerinde birbirine tezat semtler ve yaşamlar yan yana duruyor. Gelir düzeyleri arasında derin uçurumlar söz konusu. Belki onları fark etmiyoruz ama yanı başımızdalar. Rezidansların ve lüks sitelerin arkasına düşen kenar mahallelerde, İstanbul'un göbeğinde, iki semt arasına sıkışmış daracık sokaklarda yaşıyorlar. Derme çatma da olsa evleri var ama gelirleri gittikçe azalıyor. Çoğu işini kaybetti, işsizler. Ekonomik kriz dalgası ilk onları vuruyor, ilk onlar aç kalıyor. Dünyanın yörüngesinden çıkıp bilinmeyene savrulduğu bu tuhaf dönemde ekonomik sistemler çökerken enkazın altında yoksullar kalıyor. Çözümün parçası olmak adına harekete geçmek, zor durumda  olanlara ulaşıp en azından sıcak bir kap yemek sunarak aç kalmamalarını sağlamak, yardımlaşma ruhu ve vicdani sorumluluk taşıyan her birey için anlam taşıyor. En temel ihtiyaç olan gıdayı temin ederek açlık sınırında yaşayanların bir nebze iyi hissetmelerini sağlamak ve hayat mücadelelrinde yalnız olmadıklarını göstermek adına onlara doyurucu, lezzetli ve sıcak yemekler ulaştırmaya karar verdik. 

Askıdaki yemekler şeffaf bir döngü içerisinde gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştırılıyor

TOKTUT sistemi nasıl çalışıyor?

Bir öğünün içeriği hijyenik kapalı ambalajda ana yemek, üç yan çeşit ve ekmekten oluşuyor, fiyatı 25 TL olarak belirledik. Destek veren kişi ve kurumlar askıya diledikleri miktarda yemek bıraktıktan sonra sahada yoğun bir çalışma başlıyor. Süreç tamamlanıp öğünler gerçek ihtiyaç sahiplerine ulaştığında dağıtım detayları, teslim tutanağı ve fotoğrafların yer aldığı bilgilendirme mesajı e-posta yolu ile askıya yemek bırakana gönderiliyor. Bu bilgilerin paylaşılmasını şeffaflık ilkesi adına gerekli buluyoruz. Ayrıca askıya bırakan ve askıdan alan arasında bir bağ da kurulmuş oluyor. Sosyal girişim döngüsü böylece tamamlanıyor ve emanet yerine ulaşıyor.

Şu an TOKTUT'un yerinde duramayan, çalışmadan içi rahat etmeyen aktif dernekler, sosyal yardım görevlileri, gönüllüler ve mahalli birimler ile ortak çalışmaları tüm hızıyla sürüyor. Taze, sağlıklı ve doyurucu yemekler kim aç ise elden ele ona ulaştırılıyor.

Ayrım gözetmeksizin herkese ulaşıyorlar

Bu kadar geniş bir operasyon, özellikle dağıtım tarafı nasıl yönetiliyor?

Gerçek ihtiyaç sahiplerinin belirlenerek yemeklerin dağıtılmasını yerel yönetimler ve STK’lar ile sıkı işbirlikleri kurarak yürütüyoruz. Boğaziçi Üniversitesi’nin konum itibariyle içinde yer aldığı ilçelerden biri olan Sarıyer Belediyesi başından beri bize büyük destek verdi. Özellikle Başkan Vekili Hüseyin Coşkun ve Sosyal Yardım İşleri Yöneticisi Saadet Göne Ergenç projenin hayata geçirilmesine önemli katkılar yaptılar. Kurulmadan önce askıda yemek fikrimizi uzun uzun dinleyip bize inandılar, departmanlar arası toplantılar düzenleyip imkânlarını seferber ettiler. Bütün ricalarımızı yerine getirdiler, sonsuz teşekkür ederiz. TOKTUT saha çalışmalarının pilot denemeleri yine Sarıyer’de belediyenin destek hizmet görevlileri eşliğinde gerçekleştirildi. Kendi ilçemizde yakaladığımız başarılı performans diğer bölgelere olumlu referanslarla başlamamıza yol açtı.

Son birkaç aydır ise belediyeler yemek dağıtımını büyük oranda muhtarlara yönlendirdi çünkü muhtarlar kendi mahallerindeki ihtiyaç sahiplerini şahsen tanıyorlar. Kapı kapı, hane hane kim o akşam tok yatmayacak biliyorlar. Bu anlamda mahalli birimlerin işbirlikleri bizim için çok değerli. Muhtarlıklar dahil hali hazırda İstanbul’un dezavantajlı mahallelerinde 47 farklı noktada gıda bankaları, dayanışma ağları, gönüllü gruplar, dernek ve vakıflar ile birlikte dağıtımlara devam ediyoruz. Farklı siyasi görüş, dini inanç ve etnik kökene sahip bireylere hiçbir ayrım gözetmeksizin yemek veriyoruz. TOKTUT yemeklerini sahada dağıtan merkezler arasında Cami Vakfı da var, Atatürkçü Düşünce Derneği de. Evsizlere yardım eden radikal aktivist gruplar da var,  göçmen kadın ve çocukların sığındığı hayır kurumları da. Birlikte çalıştığımız muhtarlıkların profili bazen birbirine taban tabana zıt ama bizim için hiç ama hiç fark etmiyor. Tek kriter o mahallede derin yoksulluk içinde yaşam mücadelesi verenlere; özellikle kadın, çocuk ve yaşlılara yemekleri ulaştırarak boğazlarından sıcak ve besleyici bir kap yemek geçmesini sağlamak. Bu vesileyle Tüm Muhtarlar Federasyonu Başkanı Selami Aykut’a, Atlas Yardım Derneği Başkanı Ferda Altıntaş’a, Gıda Kurtarma Derneği Başkanı Berat İnci’ye ve Bütün Çocuklar Bizim Derneği Başkanı ’81 mezunumuz Leyla Tekbulut’a sosyal hizmet alanındaki değerli deneyimlerini ve bağlantılarını bizimle paylaştıkları için çok teşekkür ederiz. 

TOKTUT için hedefleriniz neler?

Kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerimiz gitgide daha büyük etki alanı yaratmak ve beslenme sorununa bütünlüklü kökten çözümler bulmak üzerine odaklı. Pandemi döneminde insanların birlikte dip dibe aynı masada oturacakları bir aşevi ortamı söz konusu değil. Bu süreçte gıdaları bizzat ihtiyaç sahiplerinin ayağına götürmenin daha verimli olduğunu gördük. Yaptığımız faaliyet şu an “Meals on Wheels” gibi tekerler üzerinde gezici aşevi olarak tarif edilebilir.  Asıl örnek aldığımız model ise yurtdışında çoğu yerde “Community Kitchen” adıyla yerleşmiş bir uygulama. Türkiye’de bu uygulamanın tam karşılığı yok, aşevleri hep dini çağrışımlar ile canlanıyor zihinlerde. “Community Kitchen” modelinde ise büyük şirketler şehirlerdeki yoksul semtlerde herkesin ücretsiz yemek temin edebileceği kamusal mutfaklar açıyor. Buradan yemek yiyen kişi öğrenci de olabilir, ülkeye yeni gelmiş bir göçmen işçi de. Sosyal devlet mantığı devrede ama devlet bu işletmelerin sunduğu hizmetlere ve işleyişe karışmıyor. Özel şirketler, vakıflar, dernekler ve bireylerin kolektif katkılarıyla faaliyetlerini sürdürüyorlar.

Pandemi sonrası amacımız farklı bölgelerde açılacak TOKTUT mutfaklarının “Community Kitchen” kavramına karşılık gelecek örnekler yaratması. Özel sektörün kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) faaliyetleri çerçevesinde bütçe ayırarak TOKTUT’u desteklemelerini ve sürdürülebilir bir sosyal girişime dönüşmesine katkı sağlamalarını bekliyoruz.

Günümüzde girişimciler artık sosyal fayda yaratmak zorunda

Türkiye’de sosyal girişimcilik alanında yenilikçi ve yaratıcı iş modelleri geliştirmek konusunda oldukça hevesli ve heyecanlıyız. Boğaziçi’nin tüm dünya ile eşzamanlı kalbi atan özgür ortamı bize yurtdışındaki gelişmeleri yakından takip etme ve uluslararası iş ağı ile güçlü bağlar kurma olanağı sağlıyor. Pandemi sürecinde girişimcilik dünyasında da büyük değişimler yaşandı ve bir kırılma noktasına gelindi. Ticari işlerden milyon dolarlar kazanan girişimcilerin başarı hikâyeleri artık kimse için pek anlam ifade etmiyor. Girişimcilerin en nihayetinde sosyal fayda yaratıp yaratmadığına bakılıyor. Çünkü gezegen ve insanlara faydası olmayan sadece kar maksimizasyonu odaklı anlayış ile sistemin devam edebilmesi açıkça mümkün görünmüyor.

Eklemek istedikleriniz?

TOKTUT Birleşmiş Milletler'in UN 2030 Sustainable Development Goals başlığıyla ilan ettiği hayati önem taşıyan 17 küresel sorundan başta AÇLIK olmak üzere beşine doğrudan dokunan, aynı zamanda kalplere de dokunan, yüzleri gülümseten, iyilik dolu ve çalışması çok keyifli bir proje. TOKTUT sayesinde birbirimize yardım etmenin aslında ne kadar kolay olduğunu gördük ve şimdi bu iyilik dalgasını genişleterek yaymak istiyoruz. Çünkü iyilik bulaşıcı.

Bilgi için tıklayınız.