Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan: "Alan tercihinde kalbinizden geçeni çok iyi duymalısınız"

Gazeteci Pervin Kaplan’ın Instagram’da 25 Temmuz canlı yayın konuğu olan Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan, üniversite tercihi döneminde adaylara ilgi ve yetenekleri olan alanları seçmelerini tavsiye etti. Rektör Prof. Özkan, ”Geleceğin meslekleri ve hangi alanda daha çok para kazanılır gibi sorular geliyor. Ama bundan daha kritik olan kabiliyet ve ilgi alanınız. Neyi severek yaparsınız? Bunlara cevap bulmak çok önemli. Eğer bunu belirleyebilirseniz, ardından hangi alan olursa olsun en iyisini yapacaksınız" diye konuştu.

Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonuçlarının açıklanmasına sayılı günler kala, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan, Instagram canlı yayınında Gazeteci Pervin Kaplan’ın sorularını yanıtladı. Rektör Prof. Özkan, Boğaziçi Üniversitesi’nin Türkiye’nin her yerinden en başarılı öğrencileri kendine çektiğini söyledi. Üniversitede 12 öğrenciye bir akademisyen düştüğü ve İstanbul dışından gelen her öğrenciye yurt imkanı sağladıkları bilgisini paylaşan Rektör Prof. Özkan, Boğaziçi’nin dünya yükseköğretim kurumları sıralamalarında Türkiye’den en iyi derecelere sahip üniversitelerden biri olduğunu belirtti. Rektör Prof. Özkan, üniversite tercihi döneminde de adaylara “Kalbinizden geçeni çok iyi duymalısınız” tavsiyesinde bulundu. Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan'ın konuşmasından satır başları şöyle:

“TÜRKİYE’NİN HER YERİNDEN ÖĞRENCİMİZ VAR”

12.774’ü lisans, 3.932’si lisansüstü olmak üzere toplam 16.706 öğrencimiz bulunuyor. Öğrencilerimizin Türkiye’nin hemen her yerinden geliyor. Yıllar içerisinde illere göre artı eksilerimiz oluyor. 2019 verilerine baktığımızda 74 ilimizden öğrencimizin Boğaziçi’ni tercih ettiğini görüyoruz. Geçen yılın YKS sonuçlarına göre sınavda birinci olan öğrencilerle birlikte ilk 10’da yer alan 7 aday, farklı puan türlerinden ilk 100’de yer alan 67 aday, ilk 250’den 189 aday Boğaziçi Üniversitesi’ni tercih etmiştir. Bu sayılarla ilk 100 ve ilk 1000’den en fazla öğrenci alan üniversite, Boğaziçi oldu.

“12 ÖĞRENCİYE BİR HOCA DÜŞÜYOR”

Üniversitemizde 590 öğretim üyemiz var. Yarı zamanlı ve misafir öğretim üyelerimizin sayısıysa aşağı yukarı 690-700 arasında ve bu yıllara değişebiliyor. Bunların arasında yurtdışından gelerek bir veya daha fazla yılını burada geçirenler de oluyor. Öğrenci akademisyen oranız 12’ye bir olarak karışımıza çıkıyor. Yıllara göre değişmekle beraber uluslararası öğretim üyesi sayımız 94. Bunun yüzde 50 kadarı yabancı diller ağırlıklı. Çok güçlü bir yabancı dil eğitimimiz var. Ayrıca TÜBİTAK 2232 programı ile yurtdışından en çok araştırmacı akademisyen çeken kurum olduk. Bunda üniversitemizin sağladığı özgür çalışma ortamı ve bilimsel yaklaşım belirleyici oluyor. Aynı şekilde pandemi öncesi ABD’de anlaşmalı olduğumuz üniversitelerden de en çok öğrenci çeken kurumlardan biriyiz. Hatta bunun için seyahat uyarısının seviyesinin düşürülmesi için de bizzat Kongre düzeyinde çalışma yürüttük ve sonuç aldık. Pandemi sonrası umarım bu değişim programları planladığı gibi yürüyecek.

“HEMEN HEMEN TÜM FAKÜLTELERİMİZİN AKREDİTASYONU VAR”

Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Merkezi ABD’de bulunan Accreditation Board for Engineering and Technology (ABET) adlı kurum tarafından tüm bölümleri onaylanmış Türkiye’deki ilk mühendislik fakültesidir. Ek olarak, 2017’de Araştırma Üniversitesi statüsü YÖK tarafından tescillenen Boğaziçi Üniversitesi, Avrupa Üniversiteler Birliği (EUA) tarafından da onaylandı. Ayrıca Türk Psikologlar Derneği tarafından akredite edilen Psikoloji Bölümü, EPDAD tarafından akredite edilmiş Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü ve Yabancı Diller Eğitimi Bölümü, Dünya Turizm Örgütü tarafından onaylı Turizm İşletmeciliği Bölümü ve Dünya Muhasebeciler Birliği tarafından akredite edilmiş İşletme Bölümü ile uluslararası ölçüde akademik kalitesi ile sınırlarımızı aşıyor.

“US NEWS DÜNYA SIRALAMASINDA TÜRKİYE’NİN EN İYİSİYİZ"

Dünya sıralamaları bir üniversitenin hedefi olmamalı, bunlar en iyi ihtimalle bir sonuçtur. Bu bakış açısıyla üniversitemizin içinde ve dışında bu sıralamaları çok dillendirmeyi tercih etmiyoruz. Aslında buna yapma lüksümüz de var. Çünkü bu sıralamalarda aynı zamanda da çok başarılıyız. İşin gerçeği bu sıralamalar bir ölçü de sağlıyor. Biz de bu değerlendirmeleri dikkate alıyor ve eleştirilebilecek yönlerimize bakıyoruz. QS, Times Higher Education (THE) gibi çok sayıda sıralama yöntemi var. Ancak bunlardan daha eski ve köklü olan US NEWS’ün dünya sıralamasında Boğaziçi son iki yıldır ilk 200’de yer alarak Türkiye’deki en iyi üniversite konumunda bulunuyor. 2019’da 190’ıncıydık ve 2020’de 186’ncı sırada yer aldık. THE ve QS’te de başarısız değiliz. Ancak bu sıralama sistemlerinin parametreleri değişebiliyor. Bu nedenle endesklerin neyi ölçtüğü iyi incelenmeli. Boğaziçi Üniversitesi sahip olduğu kaynaklar ve bütçenin düşüklüğüne rağmen -ki bu da sıralamalarda ölçütlerden biri- dünya üniversiteleri ile yarışıyor. Bunda en önemli etki öğretim üyelerimizin etki değeri yüksek yayınları ve araştırmalarıdır.

“5 BİN DÜZEYİNDE BURSLU ÖĞRENCİMİZ VAR”

Türkiye ve dünyadan gelen başarılı öğrencilerimiz birçok başarı bursuna hak kazanıyor. Sadece üniversitemiz içinden değil, dışında da burs alabiliyorlar. Kredi Yurtlar Kurumu’ndan özel başarı burslarına kadar öğrencilerimiz çeşitli burslardan faydalanıyorlar. Bunun yanı sıra Boğaziçi Üniversitesi Vakfı (BÜVAK) sayesinde üniversitemizdeki öğrenci sayısıyla oranlandığında en fazla burs dağıtan vakıf konumunda. BÜVAK, fonlarımızdan sağlanan kaynaklarla öğrencilerimizin temel gereksinimlerinin karşılanması için burs veriyor. Bunlar kişi başına çok büyük miktarda olmasa da rahatlatıcı; barınma, beslenmeye destek olabilecek nitelikte. Burs sayımız 5 binler düzeyine çıktı. Biz birkaç kişiye çok miktarda burs vermektense, çok sayıda öğrencimize temel gereksinimlerini sağlamalarında destek olacak burslar vermeyi hedefliyoruz. Ayrıca başka üniversitelerden başarıları nedeniyle yüksek burslar alan öğrenciler de, ikinci yıllarında Boğaziçi’ne yatay geçiş başvurusu yapıyor. Geçen yıl yüksek başarıya sahip 200 öğrencimiz Boğaziçi’ne geldi. Ancak biz başından beri Boğaziçi’nde başlamayı tavsiye ediyoruz.

“ŞEHİR DIŞINDAN GELEN TÜM ÖĞRENCİLERİMİZİ YURTLARIMIZA YERLEŞTİRİYORUZ”

İstanbul dışından gelen her öğrencimizin yurt talebini karşılama gibi bir idealimiz var. Bunu şimdiye kadar gerçekleştirdik. Öğrencimiz talep ettiği sürece şehir dışından geliyorsa, yurt talebine cevap veriyoruz. Dönem dönem kontenjanımız olduğunda İstanbul’un dış çeperinden başlayarak yerleştirmeler de yapıyoruz. Yurtlarımıza hazırlıktan itibaren girenlerin daha sonraki yıllarda da avantajı oluyor. Yurt ücretleri kişi sayısına bağlı olarak 250 ile 650 TL arasında değişiyor. Detaylı bilgi için “www.yurtlar.boun.edu.tr” adresi ziyaret edilebilir.

"HER BÖLÜMDE YAN DAL İMKANI VAR"

Öğrencilerimiz ortak alanlara sahip bölümlerde çift anadal yapabiliyorlar. Çift anadal programına başvuru için “4.00” üzerinden minimum “3.00” genel not ortalamasına sahip olmaları gerekiyor. Çift anadal tercih etmeyen fakat farklı bir alanda yetkin olmak isteyen öğrencilerimiz üniversitemizde 15 farklı yandal programından faydalanabiliyorlar. Bölümlerimiz arasında kontenjanlarla sınırlı olacak şekilde geçiş olanağı da bulunuyor. Bunun için yine öğrencinin genel not ortalaması önemli rol oynuyor. Aşağı yukarı 500 kadar kurumla değişim programımız var. Bunların bir kısmı Erasmus ile ilişkiliyken, bazıları ABD üniversiteleriyle yapılıyor. ABD’de 44 üniversiteyle ikili anlaşmamız var. 300 kadar Erasmus dışında bulunuyor. Bu kapsamda öğrencilerimiz arasında yoğun bir değişim trafiği oluyor.

 “TEMEL BİLİMLER BİLGİSİ KAZANILMALI”

Öğrencilerin günün getirdiği sorunlardan etkilenerek, sözkonusu sorunlarla ilgili alanlara ilgi göstermeleri gayet doğal olmakla birlikte bilgiyi olabildiğince geniş almanın yanısıra, aldığı bu bilgiyi farklı alanlarda kullanacağının farkında olarak öğrenmeleri gerekiyor. Seçilen alanda derinleşebilmek için öncelikle temel bilimleri çok iyi öğrenmek ardından da alanın köklü birikimiyle donanmak lazım. Bu da seçilen alan kadar seçilen üniversiteyi ön plana çıkarıyor. Bu yaklaşımla ve zenginlikle donatılmış bir kurum tercih edilmeli kanımca. Mesela Boğaziçi Üniversitesi bu anlamda öğrencilerine bu geniş bakış açısını sunan bir üniversite. Hem disiplinler arası etkileşimi teşvik eden yaklaşımı hem de başarılı hocalarımızın önemli bir kısmının lisans alanlarını nasıl farklı doktora ve sonrası çalışmalarına  evirdikleri incelediğimizde güzel örnekler görmek mümkün. Bu başarının temelinde ise güçlü bir temel bilimler, doğa bilimleri yapısını muhakkak görüyoruz. Öğrencilerin kariyerlerini belirleyip bir uzmanlık alanı seçmenin yanısıra genel becerileri kazanmaları çok kritik.

Günümüzde, bilgi teknolojileri hızla klasik anlamda bildiğimiz mühendislik, tıp, fen bilimleri, sosyal bilimler, ekonomi, hukuk gibi birçok disiplinin araştırma ve çalışma koşullarını değiştirmiş, dönüştürmüş olsa da, dünya da artık büyük veri, yapay zeka, siber sistemler gibi alanlar ön planda gözükse de yükseköğretimde öğrencilerin ilk talep etmeleri gereken bilginin dilini, gramerini yani temelini öğrenmek olmalıdır. Yani çok güçlü bir temel bilimler bilgisini ve bilgiyi kullanacakları yetiyi kazanmaları gerekiyor. Aksi halde ortaya çıkan “ileri akıllı toplum” kavramını sadece konuşan, ya da iyi ihtimalle de kullanan olmakla sınırlı bir uzmanlıkları olur.  Söz konusu baş döndüren tüm yeniliklerin arkasında köklü bilgi birikimine sahip çeşitliliği özümsemiş ekiplerin olduğunu göreceksiniz. Yani sadece derin ve köklü bilgiye sahip olmak da yeterli değil. Değişimin çok hızlı yaşandığı bu yeni dünyada gerçek anlamda üretken olabilmek ve akranlarıyla rekabet edebilmek için bireylerin, herhangi bir mesleki alanda iyi olmanın ötesinde, yenilikçi, esnek, yaratıcı, analitik, çözüm odaklı, değişimi okuyabilen, sürekli kendini geliştiren ve teknolojiyi hem en iyi şekilde kullanan hem de teknoloji ile diğer bütün alanları yan yana getirebilen bireyler olmaları gerekiyor. Öğrencilerin üniversitedeyken bu yönlerini geliştirebilecek seçmeli dersler almalarını, öğrenci faaliyetlerinde aktif olmalarını, arkadaşlarıyla birlikte tartışmalarını ve en önemlisi doğru kabul edilen her şeyi başta kendi yaklaşımları olmak üzere sorgulamalarını öneririm. Aradıkları doğruda her şeyden önce kendilerine karşı dürüst ve ilkeli olmalarını, çoğunluğun ne dediğinden daha çok içlerinden gelen sese iyi kulak verebilmeleri önemli.

“NEYİ SEVDİĞİNİZİ İYİ ANLAYIN”

Tercihlerde öğrencilerimiz neyi sevdiği ve isteğini çok iyi bilmeli. Geleceğin meslekleri ve hangi alanda daha çok para kazanılır gibi sorular geliyor. Ama bundan daha kritik olan kabiliyetiniz ve ilgi alanınız. Neyi severek yaparsınız? Bunlara cevap bulmak çok önemli. Eğer bunu belirleyebilirseniz, ardından hangi alan olursa olsun en iyisini yapacaksınız. Böylelikle bulunmamışı bulma ihtimaliniz daha fazla olacak. Adaylarımızın sevdiği doğru alanı seçmesi gerekiyor. Bu noktada sevgiyi neyin belirlediğini de bakmalı. Bu birinin yönlendirmesi ya da kazanç mı? Bunlarla beraber kalbinizden geçeni çok iyi duymalısınız.

 

*/