Boğaziçi Üniversitesi’nden Türkiye’de çalışma hayatının fotoğrafını çekecek bir araştırma

Boğaziçi Üniversitesi’nde günümüz çalışma hayatında ‘Sosyal Diyalog’a odaklanan ve taraflar (işçiler, işverenler ve devlet) arasında sosyal diyaloğun geliştirilmesi için atılması gereken adımları bir yol haritası olarak kamuoyuna sunmayı hedefleyen bir araştırma projesi yürütülmeye başlandı. Koordinatörlüğünü Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Fikret Adaman’ın üstlendiği proje kapsamında Türkiye kamuoyunun ve sosyal tarafların sosyal diyalog algısı araştırılacak. Türkiye toplumunda sendika ve işveren örgütleri algısı analiz edilerek iş hayatında sosyal diyaloğun iyileştirilmesi ve geliştirilmesi yönünde bir yol haritası oluşturulacak.

Türkiye Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve ILO Türkiye Ofisi’nin başlattığı “Çalışma Hayatında Sosyal Diyaloğun Geliştirilmesi İçin Teknik Yardım” başlıklı proje bünyesinde bir araştırma projesi olarak konumlanan bu çalışma “Research  on the Perception of the society about trade unions, employers’ organizations and social dialogue başlığını taşıyor.

Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Politika Forumu UYGAR Merkezi tarafından Aralık 2017’de yürütülmeye başlanan araştırma projesi Türkiye genelinde yaklaşık 2 bin kişinin yer alacağı geniş bir saha çalışmasını ve sosyal taraflarla gerçekleştirilecek bir dizi derinlemesine görüşmeleri kapsıyor. 1 Temmuz 2018 tarihinde sonuçlanması beklenen projenin koordinatörlüğünü Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Fikret Adaman yürütüyor. Proje ekibinde ise Ayşe Buğra, Volkan Yılmaz, Aziz Çelik, Alpkan Birelma, Begüm Özcan ve İrem İnal yer alıyor. Bu çalışmanın düşünsel kaynaklarından birini de Fikret Adaman, Ayşe Buğra ve Ahmet İnsel’in ortak çalışması olan ve çıktıları Labor Studies Journal’da yayınlanan “Societal Context of Labor Union Strategy: The Case of Turkey’’ başlıklı makale oluşturuyor.

“Çalışma Hayatında Sosyal Diyaloğun Geliştirilmesi Projesi” üzerine Fikret Adaman ve Volkan Yılmaz’dan bilgi aldık.

“Sosyal diyalog”un “İşçilerin, işverenlerin ve hükümetin istihdam ve işyerine ilişkin konularda karar alma süreçlerine katılmasını ifade ettiğini ve ekonomik ve sosyal konular ile çalışma hayatına ilişkin konularda söz konusu grupların temsilcileri arasında her seviyede bilgi alışverişi, danışma ve müzakere süreçlerini” içerdiğinin altını çizen Fikret Adaman ve Volkan Yılmaz’ın ifadesiyle, çalışma tamamlandığında ortaya çıkacak olan bulgular toplumun sendikalaşma, işveren örgütleri ve Türkiye'de sosyal diyaloga yönelik algılamalarındaki mevcut eğilimleri gösterecek ve bu konulardaki temel sosyal dinamikleri anlamaya yardımcı olacak.

Türkiye’de bu alanda ve kapsamda yapılacak ilk büyük araştırma olan bu çalışmada, sosyal taraflarla yapılacak derinlemesine görüşmelerin yanı sıra, 2.000 kişilik bir ulusal saha araştırması gerçekleştirilecek. Projede toplumsal diyalog konusunda sosyal tarafların ve  genelde halkın algılamaları değerlendirilecek. Farklı sosyal diyalog mekanizmaları ve bunların Türkiye ekonomisi ve toplum üzerindeki etkilerine dair görüşler toparlanacak.  Derinlemesine görüşmelerde ise sosyal diyalogdaki ana aktörlerin kendilerini nasıl algıladıkları, mevcut diyalog mekanizmalarının etkinliği ve karşı karşıya kaldıkları zorluklarla nasıl baş edebilecekleri incelenecek.

Tüm bu süreçlerde Türkiye'deki ilgili paydaşlarla istişarede bulunarak sosyal tarafların toplumsal algıları ve Türkiye'de sosyal diyalogu artırmak için pratik strateji ve tavsiyeler geliştirilecek. Çalışma hayatında diyaloğu meydana getiren dinamikleri irdeleyecek olan çalışma kapsamında ayrıca, ücret politikalarından çalışma koşulları ve güvenliğine, çalışma hayatında ayrımcılık / mobbing’den cinsiyet eşitliğine, sendikaların yapısındançalışma ile ilgili haklara pek çok başlık da tartışmaya açılacak.

Adaman ve Yılmaz, tüm bu başlıklar çerçevesinde Türkiye kamuoyu açısından sosyal diyaloğun ne anlama geldiğine dair toplumsal nabzı tutacak bu araştırmada ortaya çıkacak veriler neticesinde çalışma hayatındaki yapısal sorunların daha iyi anlaşılabilmesi ve çözümlenebilmesi için daha yapıcı, daha işbirlikçi ve diyalog tesis edici adımlar atılmasını umduklarını belirtiyorlar.

Türkiye gibi çalışma hayatında yüzde 35’lere varan enformalitenin olduğu bir ortamda sosyal diyaloğun tesis edilmesi ve geliştirilmesinin oldukça zor olduğuna dikkat çeken araştırmacılar, enformalite gerçeğinin bir yanda iş güvencesizliğini beraberinde getirirken bir diğer taraftan da iş koşullarının standartlarını aşağıya çekmekte olduğunu belirtiyor ve kamusal kaynakların yaratılmamasındaki en büyük sıkıntılardan biri olduğunu vurguluyorlar:

 

“Çalışma hayatında Hukukun Üstünlüğü ve Enformalite… Bu iki önemli yapısal sorun bu çalışmanın kapsamında göz önünde bulundurulması gereken ve aynı zamanda Türkiye’nin temel yapısal sıkıntılarını oluşturan etmenler. Türkiye’de neden böyle sıkıntılar olduğu sorusu yeterince ifade edilmiyor.  Bu amaçla biz farklı bir anket tekniği kullanarak hem tüm Türkiye’yi temsil edecek bir anket çalışması yapacağız; hem de çalışma hayatındaki sıkıntıları daha iyi görebilmek adına çalışanlara ekstra bir kota ayıracağız. Dolayısıyla, biz bu araştırmayı, çalışanın sendikadan beklentilerinin ifade edildiği, sosyal hakların bilindiği ve tanındığı, regüle edilmiş bir iş hayatına geçişin sağlanması ve aynı zamanda toplumsal barışın ve çalışma hayatında verimliliğin artması açısından önemli bir girişim olarak görüyoruz’’.


Haber: Özgür Duygu Durgun / Kurumsal İletişim Ofisi

Fotoğraflar: Kenan Özcan