Boğaziçi’nde ‘’Şem-ü Pervane’’ ile Çoğalan Sesler…

Klasik Türk müziği ve tasavvuf müziğinin etkileyici örneklerine yer verilen konser öncesinde Atmaca, dinleyicileri ‘’Gönül muhabbet ister, ne yaparsak yapalım çevremizdekiler bizden muhabbet bekler. Burada olmamızın asıl nedeni de kalbimizdeki muhabbettir” diyerek selamladı.

Her yaştan ve kesimden seyircinin ortak bir paydada buluştuğu konserde Atmaca’ya ney, ud, kanun, klasik kemençe, def, viyolonsel gibi enstrümanları seslendiren bir müzisyen ekibi eşlik etti. Dede Efendi’den Yunus Emre’ye, Eşrefoğlu Rûmî’den Niyâzî-i Mısrî’ye pek çok ilahiden oluşan zengin bir repertuvar sunan Atmaca, konser boyunca musikinin kucaklayıcılığına dikkat çekti. Segâh makamında eserlerle başlayan konserde Muhayyer Kürdî, Hicaz, Nihavend ve Uşak makamlarına da yer verildi.

Konser sonunda “Sanatımızın, musikimizin gönlümüzün güzelliğe razı olması” olduğunu söyleyen Atmaca, yeni nesillere bu musiki ve sanat aşkını bırakmak gerektiğini vurguladı.

İlahiyat eğitiminin yanı sıra Üsküdar Musiki Cemiyeti ve Haliç Üniversitesi konservatuvarında eğitim alan olan Ahmet Atmaca, 16 yılı Bebek Camii’nde olmak üzere 26 yıldır din görevlisi olarak çalışıyor. Musiki eğitimini kıymetli hafız bestekarlardan Amir Ateş Hoca’dan alan Atmaca; Prof. Dr. Alaeddin Yavaşça, Prof. Dr. Nevzat Atlığ, Yard. Doç. Dr. Çetin Körükçü, Mehmet Kemiksiz ve Neyzen Ahmet Şahin gibi alanlarında uzman isimlerle musiki tekniği, tasavvuf ve camii musikisi üzerine çalıştı. Atmaca’nın, öznesinde tasavvuf musikisi olan “Bebekli Ahmet Atmaca, Şemü- Pervane, Ateş-i Aşkınla Yandır” adlı bir albümü bulunuyor.

Haber: Serdar Yetkin / Kurumsal İletişim Ofisi