Boğaziçi'nden Silikon Vadisi'ne uzandı

Boğaziçi Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun oldu. Başarıları onu yeni teknolojilerle insan hayatına dokunmaya çalışan sıradışı ürünler tasarlayan Intel’in Dünya Başkan Yardımcılığı pozisyonuna taşıdı. Ayşegül İldeniz, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki sohbetinde Silikon Vadisi’ne uzanan hikayesinden çarpıcı başlıklar anlattı.
Fotoğraflar: Ali Özlüer

Teknoloji devlerinden Intel’in Dünya Başkan Yardımcısı Ayşegül İldeniz, 12 Mart tarihinde Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen ‘’Silikon Vadisi’ne Giden Yol’’ başlıklı söyleşinin konuğu oldu. E-Tohum’dan Burak Büyükdemir’in sorularıyla ilerleyen sohbette İldeniz girişimcilik ve kariyer üzerine görüş ve deneyimlerini paylaşırken; yeni teknolojilerin bugünü ve geleceğine dair öngörülerini aktardı.

Boğaziçi Üniversitesi mezunu olan İldeniz, merkezi San Fransisco’da bulunan Intel’de yaptıkları işin esas olarak geleceğin teknolojilerini yaratırken aynı zamanda ‘’yeni teknolojileri geleneksel endüstrilere nasıl dahil edebiliriz’’ sorusunun cevabını aramak olduğunu belirtti.

Giyilebilir teknolojilerle insan hayatına dokunmak

Konuşması sırasında Intel tarafından geliştirilen, cep telefonu beynine sahip akıllı bilezik ve sporcular için tasarlanan saat gibi giyilebilir teknolojik ürünlerden örnekler de gösteren İldeniz, Intel tarafından geliştirilen Galileo, Edison ve adlı çiplerle akıllı makineler yapılabildiğini; hacmen küçük fakat ardından ciddi yazılım birikimi olan projeleri yaygınlaştırarak yeni teknolojileri daha fazla insanla paylaşmayı amaçladıklarını anlattı.

‘’Hindistan’da şiddet mağduru kadınlar için panik butonu geliştirdik’’

Uzun yıllar Intel’in Ortadoğu ve Afrika Bölgesi’nden sorumlu yöneticisi olarak çalışan Ayşegül İldeniz, bu ülkelerde edindiği tecrübeleri de dinleyicilerle paylaştı. İnsanların teknoloji ihtiyacının yaşadıkları ülkenin koşullarına göre belirlendiğine dikkat çeken İldeniz, kadına tecavüz ve şiddetin haf safhada olduğu Hindistan’da Intel’in kadınlar için içinde bir alarm butonu olan saat geliştirdiğini anlattı. Bu anlamda yerel problemlere yerel çözümler bulmanın önemli olduğunu vurgulayan İldeniz gelişmekte olan ülkelerin teknolojiyi kullandığı halde teknolojiyi üretmeye geçememesi problemi hakkında ise şu görüşleri paylaştı: ‘’Gelişmiş ülkelerde pazar anlamında çok ciddi olanaklar mevcut. Brezilya, Çin, Rusya, Malezya, Türkiye gibi ülkelerin ekonomileri büyüyor. Ayrıca bu ülkeler arasında ekonomik faaliyet de büyüyor. Bizim (Türkiye’nin) teknolojide tüketiciden üretici olmaya geçişimiz için öncelikle İngilizce problemini çözmemiz lazım. Bugün bir Vietnamlı, bir Polonyalı yazılımcı İngilizce konuşuyor. Ayrıca teknoloji derslerini öğrencilere 19 yaşında üniversiteye geldiğinde değil, 12 yaşından başlayarak vermemiz lazım’’.

Romanya ve Polonya’nın teknoloji ve yazılımda son 15 yılda müthiş bir sıçrama yaptığından bahseden İldeniz, Doğu Bloku’nun çökmesiyle buraya ciddi bir sermaye girişi olduğunu; bu süreçte gençlerin yazılıma yönlendirildiğini ve bu sayede bu ülkelerin teknoloji arenasında pek çok ülkeyi geride bırakacak noktaya eriştiklerini belirtti.

Yöneticilik yetmez, yaratıcılık da gerekli

Ayşegül İldeniz konuşmasında, iş hayatında yöneticiliğin aynı zamanda yaratıcılık gerektiren bir boyutunun da olduğunu belirterek kişisel yaşamından örnekler verdi. Ortadoğu ve Afrika gibi dünyanın sorunlu ve istikrarsız bölgelerinde yönetici olarak karşılaştığı en büyük sorunun risk yönetimi olduğun anlatan İldeniz, tarih ve arkeoloji alanlarına duyduğu merak ve yaptığı okumalar sayesinde geçmişi daha iyi bilip bugüne ait problemleri anlayabilme imkanı bulduğunu söyledi.

Yaratıcı fikirler geliştirebilmek için zaman zaman iş hayatından uzaklaşarak yelken ve doğa sporları yaptığını anlatan Ayşegül İldeniz, ‘’İş hayatında yönetici olunabilir ama yaratıcı olmak zordur. Kendi hayatımda hiçbir zaman ortalama bir şey yapmak istemedim. Zaman zaman uzaklaşmanın yolu benim için adrenalin oldu. Dünyayı gezerken aslında insanların her yerde birbirlerine benzediklerini de gördüm. Fakat aynı zamanda müthiş bir perspektif de kazanıyorsunuz. Örneğin Afrika’ya özel, o zor coğrafi şartlarda şarj gerektirmeyen bir telefon modeli fikri bir Afrika seyahatimde ortaya çıktı’’.

‘’20 yaşında olsaydım daha çok risk alırdım’’

Günümüzde parlak fikri olan herkesin dünyanın her yerinde sivrilebileceğine inandığını söyleyen İldeniz, dünyanın artık global bir yer olduğunu ve bu dünyaya yeni fikirler sunan gençlere olanak tanımak gerektiğinin altını çizdi: ‘’Bugün 20 yaşımda olsaydım, herhalde 30 kat daha fazla risk alırdım. Yerimde durmaz daha fazla seyahat ederdim, yeni yerlere gider, yeni kitaplar okur, farklı şeyler denerdim. Bugün buradaki genç arkadaşlarıma da öyle yapmalarını öneriyorum’’.

Ayşegül İldeniz Hakkında

 Intel Yeni Teknolojiler Grubu Dünya Başkan Yardımcısı olarak, San Francisco’da çalışıyor.  İntel’in aralarında Türkiye, Mısır, Güney Afrika, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan’ın da bulunduğu 67 ülkeyi kapsayan Türkiye, Orta Doğu, ve Afrika Bölgesi’ni yönetti. İntel’in teknoloji ile insanların yaşamlarını zenginleştirmek misyonuna özellikle dijital uçurumun çok yüksek olduğu gelişmekte olan pazarlarda öncülük etti.

BİAC OECD’nin Teknoloji Komitesi Başkan Yardımcılığını ve Türk-Amerikan iş Konseyi üyeliği görevlerini yürütüyor. Aynı zamanda, Türkiye Bilişim Vakfı Yönetim Kurulu’nda ve KAGİDER (Türkiye Kadın Girişimciler Derneği) Danışma Kurulu’nda yer alıyor. İntel’in Kadın ve Bilişim Platformu’nu kurucusu olan İldeniz 2010 yılında “Eisenhower Fellow” seçildi.  Aynı zamanda bir blog yazarı olan Ayşegül İldeniz’in blogunu buradan takip edebilirsiniz .

 Haber: Kurumsal İletişim Ofisi