‘’Deniz kokulu okul’’una ve hayallerine kavuştu

LYS’de beş puan türünde Türkiye birincisi olan Fulya Akkaya ile yeni dönem başlarken buluştuk. Boğaziçi Üniversitesi’ni tercih etme sebeplerini ve yeni hayallerini dinledik.

Konya Meram Lisesi’nden mezun olan, görme engelli öğrenci 19 yaşındaki Fulya Akkaya, 2017 LYS’de büyük bir başarı göstererek TM-1, TM-2, TM-3, TS-1 ve TS-2 olmak üzere toplam beş puan türünde Türkiye birincisi olmuştu. Tek tercihi ve hayali olan Boğaziçi Üniversitesi İktisat Bölümü’nde 2017-2018 akademik döneminde öğrenim hayatına başlayan Fulya Akkaya ile LYS serüveni, Boğaziçi Üniversitesi’ni tercih etme sebepleri ve yeni başladığı Boğaziçi Üniversitesi üzerine izlenimlerini konuştuk.

 

LYS'de Türkiye birincisi olduğunu öğrendiğinde neler hissettin? Bekliyor muydun?

Açıkçası derece bekliyordum ama birinci olmayı kesinlikle beklemiyordum. Özellikle beş dalda olmasını hiçbir şekilde beklemiyordum. Ben aslen bir eşit ağırlıkçıyım. Sözel sınavlarına öylesine girmiştim diyebilirim. Psikoloji ve sosyoloji dersleri hiç almadım. O açıdan TS-1 ve TS-2 alanlarında da birinci olmama bayağı şaşırdım. Çok mutlu oldum tabii ki. Ama ben genellikle soğukkanlı bir insanım. Havalara uçup zıplayıp oynamadım, öyle bir şey olmadı. Ama tabii ki çok sevindim doğal olarak.

Çevrenden, ailenden nasıl tepkiler aldın?

Başkalarını mutlu etmek aslında benim için daha güzeldi. Ailem çok mutlu oldu. Akrabalarım çok mutlu oldu. Arkadaşlarım çok mutlu oldu. Öğretmenlerim çok mutlu oldu ve gururlandı. Onlar benden daha çok sevindi bile diyebilirim. Özellikle ailem, öğretmenlerim ve arkadaşlarım her biri çok fazla emek verdiği için bu yönüyle aslında bu hepimizin başarısıydı.

Peki sınava hazırlanma yılın nasıl geçti? Zorluklar yaşadın mı, nasıl bir süreç oldu senin için?

Özellikle lise hayatımın son iki yılında YGS-LYS çalışmalarıma çok odaklandım. Çok güzel bir zaman geçirdim aslında. Şimdi yine de yaşayabilirim yani... Çok zorluklar da yaşadım elbette, ama genel olarak güzeldi. Zorluk, sınav stresi gibi şeyler tabii ki oluyor. Yine de ben severek çalışan bir insanım. Matematiğe bayılırım mesela. O yüzden seve seve çalıştığımı söyleyebilirim. Eğlenceli de bir ortamdı benim için. Arkadaşlarımla, öğretmenlerimle aram çok iyiydi. Çok güzel zaman geçirdim aslında. Yoğundu, zorluydu ama güzeldi.

Gelecek planların neler?

Uzun zamandır yüksek yönetici pozisyonlarında çalışmak, CEO olmak istiyorum. Bunun için de en güzel yolun Boğaziçi'nden geçtiğini düşünüyorum. Ortaokulda işletme okumak istiyordum. Sonrasında kararım değişti. Ekonominin daha kapsamlı bir alan olduğuna dair çok şey öğrendim. Gerek hocalarımla, gerek mezunlarla konuşmalarım sonrası kararım bu yönde oldu.

Sen sonuçta LYS Türkiye birincisisin ve tercih edebileceğin, sana çok fazla imkan sunan vakıf üniversiteleri de vardı. Boğaziçi Üniversitesi'ni tercih etmendeki sebep neydi? Boğaziçi Üniversitesi’yle ilgili seni ne cezbetti?

Zaten en başından beri burayı istiyordum. 10. sınıftan beri kesin kararım buydu diyebilirim. Boğaziçi Üniversitesi'nin akademik başarısı zaten ortada... Kulüpler yönünden çok zengin bir üniversite. Sosyal faaliyetleri de çok fazla. Aslında aklınıza gelebilecek aşağı yukarı her şey buraya çekti beni. Güzel vakıf üniversiteleri de var tabii ki. Ama Boğaziçi Üniversitesi çok farklı bir yer. Hem ortamı, hem öğrencileri, hem akademik başarıları yönünden herkesin hayal edeceği yer zaten burasıdır. Herkes burada olamıyor, Boğaziçi Üniversitesi’nde okumak bir ayrıcalık. Benim aklımda bu yüzden zaten hep Boğaziçi vardı. “Türkiye'nin en iyi üniversitesi neresidir?” diye kime sorarsanız sorun cevap hep Boğaziçi Üniversitesi olur. Bu benim açımdan en büyük kriter. Ve tabii söylediğim gibi, ileride yönetici pozisyonlarında olmak, CEO olabilmek istiyorum. Türkiye'de bu tarz yüksek yönetici pozisyonlarında çalışan kişileri, CEO'ları araştırdım. Genellikle ya Boğaziçi Üniversitesi İşletme ya da Boğaziçi Üniversitesi İktisat bölümlerinden mezun olduklarını gördüm. Tabii ki başka üniversitelerden, başka bölümlerden de mezun olanlar var. Ama en yoğun karşılaştığım okul Boğaziçi Üniversitesi'ydi. Benim hem ilerideki hedeflerimi gerçekleştirebilmem hem de hayalini kurduğum üniversite hayatını yaşayabilmem için burası ayrı bir güzelliğe sahip.

İktisat alanını seçmen de doğrudan ilerideki hedeflerinle bağlantılı sanırım...

Evet. Zaten İktisat okumak istiyorsanız gelebileceğiniz en iyi yer Boğaziçi Üniversitesi. Eğitim ve öğrenci kalitesi olarak bu bence kesinlikle böyle. Ben kısa bir süre aslında hukuk okumayı da düşündüm. Hukuk okuyup da yönetici olabilirim şeklinde... Ama hukuk çok sözel ağırlıklı bir bölüm. Benim matematiğe çok özel bir ilgim var. Ekonomide de matematiğin çok yoğun olduğunu biliyorum. İktisat okurken matematiksel verilerle çalışabilme düşüncesi beni çok etkiledi. Zaten küçüklüğümden beri işletme-iktisat alanlarından başka bir şey pek kafamda olmadı.

Boğaziçi öğrencisi olmanın üzerinden çok uzun zaman geçmedi ama, şu ana kadarki izlenimin nasıl?

Şu ana kadar her şey fazlasıyla güzel. Her şeyden önce Boğaziçi’nde çok özgür bir ortam var. Bunu hemen hissediyorsunuz. Sınıf ortamımız çok iyi. Hocalarımızla ilişkilerimiz çok iyi. Resmi bir ortama girmiş gibi hiç hissetmedim şimdiye kadar. Herkes çok samimi, güler yüzlüydü. Bu çok güzel bir şey. Ve İstanbul zaten ayrı güzel... Konya'dan gelince insan tabii çok etkileniyor.

Okul hakkında "Şu şöyle olsa daha iyi olurdu" dediğin şeyler oldu mu?

Ara sıra keşke hazırlık sınıfındaki derslerim 75 dakika olmasa diyorum, o kadar gerçekten. Geri kalan her şeyden memnunum diyebilirim.

Peki, gelecek hedeflerinden ziyade, Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrenci olduğun süre boyunca neler başarmak istiyorsun? Hedeflerin var mı?

Kulüplere katılmayı çok istiyorum. Özellikle radyo yayını yapmayı çok isterim. Uluslararası öğrenci değişim programlarına katılmayı çok istiyorum. Şu an İngilizce öğreniyorum, bu şimdilik biraz zorlu geçiyor ve zaten birincil hedefim... Ama sonrasında burada özellikle birden fazla dil öğrenebilmeyi de istiyorum. İtalyanca ya da Almanca'ya yönelmeyi hedefliyorum. Burada bu imkanlara da sahip olacağım.

Okulda özel olarak sevdiğin yerler oldu mu?

Güney Kampüs çok güzel. Özellikle kendi fakültem olan İİBF'nin olduğu alanı çok seviyorum. İstanbul'da vapura binmeyi çok seviyorum. Daha çok gezmeye fırsatım olmadı; ama çok güzel yerler var İstanbul’da da. İstanbul'un kokusu farklı zaten... Boğaziçi’nin kokusu da çok farklı… Ben buraya “Deniz kokulu bir okul” diyorum. Her yer çok güzel, ama Güney Kampüs'ün yeri benim için ayrı.

Peki ilgi alanların neler? Boğaziçi'nin sana bu alanlarda neler katabileceğini düşünüyorsun?

Kitap okumayı çok seviyorum. Kitap okumanın beni çok geliştirdiğini düşünüyorum. Şu anda özellikle İngilizce kitaplar okumak istiyorum. Yazarların kendi dillerinde kendilerini nasıl ifade ettiğini öğrenebilmek, anlayabilmek istiyorum. Bunun yanında müzik dinlemeyi çok severim. Tiyatroya gitmeyi severim. Burada bu konularda daha geniş fırsatlarım olacak. İlgili alanlardaki kulüplerin de kendimi geliştirmemde çok faydası olacağını düşünüyorum. Akademik başarı kadar sosyal faaliyetlere erişim de önemli. Okulun bu konularda bana çok şey katabileceğine inanıyorum.


Söyleşi: Sinan Cem Deveci / Kurumsal İletişim Ofisi - Fotoğraflar: Kenan Özcan