“Dil öğrenimi anne karnında başlıyor”

Boğaziçi Üniversitesi’nin Tekfen Holding desteğiyle Eskişehir’de düzenlediği “Her Yönüyle Çocuk” temalı 'Açık Dersler'in ikincisi 26 Şubat Çarşamba günü gerçekleşti. Boğaziçi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Eğitimi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Belma Haznedar’ın verdiği “Çocuk ve Dil: Erken Çocukluk Döneminde İkinci / Yabancı Dil Öğrenimi” başlıklı derste, iki ya da daha fazla dil bilmenin çocuklara katacağı bilişsel, sosyal ve psikolojik yararları ele alındı.
Kenan Özcan

Boğaziçi Üniversitesi ve Tepebaşı Belediyesi iş birliğiyle 26 Şubat Çarşamba günü 23 Nisan Çocuk, Sanat ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşen “Çocuk ve Dil” semineri anne babaların ve eğitimcilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Belma Haznedar’ın aynı beyinde iki ya da daha fazla dil öğreniminin nasıl ortaya çıktığı ve iki ya da daha fazla dil bilmenin çocuğa katacağı bilişsel, sosyal ve psikolojik faydaların aktarıldığı derste, çocukların dil öğreniminde kullanılabilecek farklı yaklaşımlar hakkında da bilgi verildi.

İnsan beyninin dil öğrenme konusunda herhangi bir sınırı olmadığını vurgulayan Haznedar, iki ya da daha fazla dile maruz kalan çocukların konuşa sürecinde gecikme olmasının normal olduğunu aktardı: “İki ya da daha fazla dile maruz kalan çocuğun işlemesi gereken bilgi hem daha fazla hem de daha kompleks, bu nedenle bu gecikme çok normal. Kaç dilli olursa olsun her çocuk söyleneni anlamaya konuşma sürecinden önce başlıyor. Örneğin 13 aylık bir çocuk ortalama 10-15 kelime kullanabilir ama 100 civarında kelimeyi anlar.”

Dil işlemleme sürecinin doğumdan önce başladığını belirten Prof. Dr. Belma Haznedar, yeni doğan bir bebeğin bile annesinin sesini ayırt edebildiğini ifade etti: “Dilim prozodisi (ezgisi) anne karnında ayırt edilmeye başlanıyor ve 2 aylık bir bebek bile çevresinde konuşulan dilin diğerlerinden farklı olduğunu ayırt edebiliyor. Bu doğrultuda anadiline ve diğer dillere farklı tepkiler veriyor. İki ya da daha fazla dile maruz kalmak çocuğun kafasını karıştırmaz, çocuk kullanma olanağına sahip olduğu sürece dilleri kolaylıkla birbirinden ayırabilir.”

İki ya da daha çok dil bilen bireylerin bilgiyi algılama, işleme ve kullanma konusunda daha esnek ve kavram geliştirmede daha başarılı olduğunun altını çizen Haznedar, erken yaşta dil öğrenmenin problem çözme ve yaratıcılığa katkısı olduğunu vurguladı. Haznedar ayrıca erken yaşta dil öğrenen çocukların ileride de akademik ve sosyal anlamda daha başarılı olduklarının gözlemlendiğini ekledi.

Türkiye’deki yabancı dil eğitimine dair gözlemlerini de paylaşan Haznedar "Bugün okullarda verilen eğitim kelime odaklı ve dilin fonksiyonel anlamda kullanılmasını sağlamıyor, üniteler arasındaki bağlantılar zayıf. Bugünkü haliyle ilkokul 2. sınıfta yabancı dil öğrenmeye başlayan 7-8 yaşındaki bir öğrenci 2-3-4. sınıflarda aldığı üç yıl süreli yabancı dil bilgisiyle geçen hafta ya da dün yaptığı bir eylemi ifade edemeyecek durumda çünkü okullarda kullanılan kitapların içeriği bunu mümkün kılmıyor. Malzemeler içerik temelli hazırlanmalı ve diğer derslerle örtüşen konular yabancı dil derslerinde de ele alınarak pekiştirme sağlanmalı” ifadelerini ekledi.

Prof. Dr. Belma Haznedar’ın sunumunu bitirmesini ardından Haznedar’a soru ve yorumlarını ileten katılımcılar, çocuklarda yabancı dil öğrenime dair merak ettiklerini öğrenme fırsatı buldular.

“Her Yönüyle Çocuk” başlığı altında ve Eskişehir Tepebaşı Belediyesi ile Boğaziçi Üniversitesi iş birliğinde düzenlenen Açık Ders seminer serisinin üçüncüsü, 12 Mart 2020 tarihinde “Çocuk ve Hikayeler” konusunu ele alacak. Halka açık ve ücretsiz olarak 23 Nisan Çocuk Sanat ve Kültür Merkezi’nde saat 14.00’te başlayacak olan seminerde, Boğaziçi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Feyza Çorapçı çocukların gelişiminde kitapların önemini ve paylaşımlı kitap okuma tekniğinin çocuklara faydalarını anlatacak.