Europa Nostra Ödülü için Boğaziçi Üniversitesi’nde tören gerçekleşti

Boğaziçi Üniversitesi Tarsus-Gözlükule Kazıları Araştırma Merkezi’nin, 29 Ekim tarihinde Paris'te düzenlenen törenle Avrupa Kültürel Miras Ödülleri / Europa Nostra Ödülleri kapsamında aldığı “Koruma Dalı”ndaki ödül dolayısıyla; Boğaziçi Üniversitesi’nde bir tören gerçekleşti. Tören sonunda Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan, Tarsus-Gözlükule Kazıları Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Aslı Özyar ile yüksek mimar Saadet Sayın'a plaket takdim etti.
Kenan Özcan

Boğaziçi Üniversitesi Rektörlük Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen törende Tarsus – Gözlükule Kazıları Araştırma Merkezi için hazırlanmış tanıtım videosunun izlenmesinin ardından Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan, Europa Nostra Türkiye Temsilcisi Burçin Altınsay, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi ve Tarsus - Gözlükule Kazı Başkanı Prof. Dr. Aslı Özyar ve restorasyon uzmanı yüksek mimar Saadet Sayın, sunum eşliğinde konuşmalar yaptı.

Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan açılış konuşmasında Tarsus – Gözlükule Araştırma Merkezi’nin, Türkiye’nin en fazla tercih edilen ve dünyanın en iyi 200 üniversitesi arasında yer alan Boğaziçi Üniversitesi’nin 156 yıldır bir araştırma kurumu olma vizyonuyla ve üniversitenin başarı hedefleriyle yakından alakalı olduğunu belirtti. Araştırma Merkezi’nde korunarak yerinde incelenen arkeolojik buluntuların uzun yıllar sürecek araştırmalara temel oluşturabileceğine işaret eden ve dünyada benzer, arkasında büyük birikim bulunan böylesi özgün merkezlerin sayısının sayılı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Mehmed Özkan Tarsus – Gözlükule Araştırma Merkezi’nin üzerinde yaşadığımız coğrafyanın kültürel değeri ve mirasının korunmasının gerekliliğini yansıtarak benzer kazılar ve araştırma merkezleri için ilham verici olacağını ifade etti. Prof. Dr. Mehmed Özkan, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aslı Özyar’a ve ekibine, aynı zamanda endüstriyel bir miras örneği olan böyle bir proje için tarihi yapının özgün mimari niteliklerini koruma çalışmasına imza attığı için yüksek mimar Saadet Sayın’a tebriklerini sundu.

Europa Nostra Türkiye Temsilcisi Burçin Altınsay ise konuşmasında 1963 yılında kurulan ve Avrupa Kültürel Miras Sivil Toplum Kuruluşları Federasyonu olan Europa Nostra’nın tarihinden bahsederek 1978 yılında başlatılan Europa Nostra Ödülü programnını, 2002 yılından bu yana Avrupa Birliği Komisyonu’nun katılımı ile Avrupa Birliği Kültürel Miras Ödülü / Europa Nostra Ödülleri olarak devam ettiğini bildirdi. Türkiye’nin ödüllere katılım sürecinden de bahseden Altınsay, 2010 yılında İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti olması dolayısıyla Europa Nostra Kongresi’nin İstanbul’da gerçekleştiğini, ödüllerin tarihi boyunca Türkiye’den toplamda 12 projenin Europa Nostra ödüllerine layık görüldüğünü açıkladı. Bu sene “Koruma Dalı”nda ödül alan Boğaziçi Üniversitesi Tarsus – Gözlükule Araştırma Merkezi’nin uzun yıllar süren çalışmalar sonucu bu ödülü almaya hak kazandığına ve “Koruma” dalındaki başarısının aslında kolay olmayan bir süreçle kazanıldığına dikkat çeken Burçin Altınsay; bu ödülün, bir araya gelerek tarihi bir yapının korunması ve araştırma merkezine dönüştürülmesi anlamında iş birliği oluşturan herkesin başarısı olduğunu ifade etti. 

Tarsus - Gözlükule Höyüğü Kazı Başkanı ve Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aslı Özyar konuşmasında, Tarsus - Gözlükule Kazı Projesi’nden bahsederek kazı tarihindeki iki kadın arkeolog Hetty Goldman ve Machteld Johanna Mellink’in önemli katkılarını dinleyicilere aktardı. Yapılan kazılarla Neolitik dönemde kurulan Gözlükule’deki yerleşimin Erken İslami döneme değin uzun süreli, ara verilmeden kullanıldığının belirlendiğini söyleyen Aslı Özyar; kazıların 2001 yılında Boğaziçi Üniversitesi bünyesinde, Bryn Mawr College'ın iş birliği ile yeniden başlamasıyla Tarsus – Gözlükule Kazıları Araştırma Merkezi’nin bir çırçır fabrikasından araştırma merkezine dönüşen tarihi devamlılığı ile arkeolojik kazılarda amaçlanan sürdürülebilirliğin örtüştüğünü dile getirdi. Araştırma Merkezi’nin yaz aylarında sürdürülen kazı çalışmaları esnasında kullanımına dair örnekler de sunan Prof. Dr. Aslı Özyar, kazı projesinin yeniden başlamasında rol oynayan ve destek veren Boğaziçi Üniversitesi önceki rektörlerinden Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu’na, Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Selçuk Esenbel’e, 2009 yılında vefat eden Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Günhan Danışman’a, Boğaziçi Üniversitesi Kimya Bölümü’nden Emeritus Prof. Dr. Hadi Özbal’a ve kazı ekibinde yer alanlara teşekkürlerini sundu.

Yapının korunması ve restorasyonu hakkında bilgilendirici bir sunum gerçekleştirilen yüksek mimar Saadet Sayın, tarihi bir çırçır fabrikasının araştırma merkezine dönüşüm sürecinde özgünlüğü korumanın esas alındığını vurguladı. Yapının özgün karakterlerinden biri olan ahşap makasların temizlenerek öne çıkarıldığını, yapıda doğal aydınlatma ve havalandırmanın sağlanmaya çalışıldığını, özgün taşların temizlenerek yerinde korunduğunu açıklayan Saadet Sayın; yapının arkeolojik bir araştırma merkezi şeklinde kullanımı kolaylaştırmak için de avlunun doğusundaki betonarme yapının kazı evine dönüştürüldüğünü; halkın, üniversitenin ve araştırmacıların kullanımına açık kütüphane, sergi salonu ve konferans salonu eklemelerinin gerçekleştiğini, bir laboratuvar oluşturulduğunu ve hangarların bazı yerlerinin eser deposu olarak projelendirildiğini aktardı. Enerji üretimi konusunda da yapıda önemli çalışmaların gerçekleştirildiğini açıklayan Saadet Sayın, avlunun döşemesi altında yağmur suyunun toplanarak filtre edildiği bir sistem geliştirildiğini ve güneş panelleri ile binalar için elektrik ve sıcak su iletiminin sağlandığını ekledi.

Tören, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan’ın, Prof. Dr. Aslı Özyar ile yüksek mimar Saadet Sayın'a plaket takdim etmesiyle sona erdi.