“Küresel Mutluluk ve İyilik Hâli Politika Raporu” lansmanı Boğaziçi’nde yapıldı
SDSN Türkiye ve Boğaziçi Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen etkinlikte, bu yıl onuncusu yayımlanan “Dünya Mutluluk Raporu” ve ona eşlik eden politika raporunun, sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda mücadele etmek için farklı ülke deneyimlerinden yararlanarak karar vericilere birçok çözüm paketi sunduğu belirtildi. Lansmanın açılış konuşmasını Rektör Prof. Dr. Mehmet Naci İnci yaptı.
“ÇALIŞMALARIMIZIN İNSANLIĞA FAYDALI OLMASINI TEMENNİ EDİYORUM”
Prof. Dr. İnci, Boğaziçi Üniversitesi olarak 2014 yılından bu yana gururla SDSN Türkiye’nin koordinasyonunu yürütmekten büyük mutluluk duyduğunu belirterek ekledi: “Dünyada son yıllarda birçok ülkede artan eşitsizlikler, ekonomik krizler, iklim değişikliğinin neden olduğu olumsuz etkiler, COVID-19 pandemisi mücadele edilmesi gereken en önemli güçlükler arasında yer almaktadır. Bu sorunların çözümleri doğrultusunda çalışmaları olan değerli akademisyenlerin ve uzmanların katıldığı bu multi-disipliner etkinlikte, sürdürülebilir kalkınma amaçlarıyla paralel olarak dünyada insanların mutluluk ve iyi hâlinin nasıl geliştirilebileceğini, ruh sağlığı, halk sağlığı, iletişim gibi bilimlerin perspektifinden ele alacağız. Raporun ve tartışmaların ülkemizin ve tüm dünyanın sağlığı, mutluluğu ve refahına olumlu katkılar sunmasını, çalışmalarımızın ülkemize ve insanlığa faydalı olmasını canı gönülden temenni ediyorum.”
Açılış konuşmasının ardından moderatörlüğünü Boğaziçi Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve SDSN Türkiye Direktörü Prof. Dr. Gürkan Kumbaroğlu’nun üstlendiği panele, Yeditepe Üniversitesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Okan Taycan, Columbia Üniversitesi’nde Kıdemli Araştırmacı ve Global Happiness Council Uzmanı Doç. Dr. Özge Karadağ ve Boğaziçi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Cihat Arınç konuşmacı olarak katıldı.
“İNSANLARIN İYİLİK HÂLİNİ GELİŞTİRMEYE YÖNELİK ÖNERİLER HAZIRLANIYOR”
Rapor yazarlarından, Columbia Üniversitesi’nde Kıdemli Araştırmacı ve Global Happiness Council Uzmanı Doç. Dr. Özge Karadağ, “Küresel Mutluluk Konseyi, özellikle mutluluk ve iyilik hâlinin geliştirilebilmesi için çeşitli ülkelerden politika örneklerini inceleyerek bir araya getiriyor ve politika yapıcılara iletiyor. Eğitim, sağlık, çalışma yaşamı, şehir planlama, dezavantajlı grupların gözetilmesi gibi tematik çalışma grupları var. Önce ülkelerden sürdürülebilir kalkınma göstergeleri doğrultusunda veriler toplanarak ‘Dünya Mutluluk Raporu’ oluşturuluyor. Ardından ülkelerin durumlarını, insanların iyilik hâlini iyileştirmeye yönelik öneriler hazırlanıyor. Bu doğrultuda Boğaziçi Üniversitesi’nin de Türkiye yürütücülüğünü yaptığı UN SDSN’in uzmanları ve aynı zamanda benim de bir parçası olduğum Columbia Üniversitesi’nin Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi uzmanları birlikte çalışarak ‘Küresel Mutluluk ve İyilik Hâli Politika Raporu’nu çıkarıyorlar” sözleriyle raporun hazırlanma sürecine değindi.
“İYİLİK HÂLİNİ EN ÇOK ETKİLEYEN BELİRLEYENLER TOPLUMSAL”
Dezavantajlı grupların iyilik hâli üzerine çalışan Yeditepe Üniversitesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Okan Taycan ise “iyilik hâli”nin politik, sosyal, kültürel birçok faktör tarafından belirlendiğini ifade ederek “Sağlık bedenen, ruhen ve sosyal yönden tam bir iyilik hâlini kapsayan bir tanıma sahiptir. Mutluluk, iyilik hâli ve ruh sağlığı birbiriyle örtüşür. Ruh sağlığının belirleyicileri öyleyse mutluluğun da belirleyicileridir. Genel belirleyicilerin en başında toplumsal belirleyenler yer alıyor. Örneğin, hayatın olağan akışı dışında gelişen travmatik olaylar yaşanabilir ve ardından travma sonrası stres bozukluğu oluşabilir. Yapılan çalışmalar, erkeklerin travmatik olaylar yaşama olasılığının daha fazla olduğunu ortaya koyuyor. Bu durumda erkeklerin kadınlardan daha çok hastalanmalarını bekleriz oransal olarak. Ama öyle değil, kadınlarda travma sonrası stres bozukluğu geliştirme olasılığı daha yüksek. Burada bunu belirleyen biyoloji değil. Kadının toplumsal statüsü, kaynaklarının kısıtlılığı, baş etme kapasitesinin bu anlamda daha düşük kalması gibi birtakım sosyokültürel faktörler var” dedi.
“SİNEMA PROBLEMLERE KÜRESEL DÜZEYDE CEVAP ÜRETİYOR”
Boğaziçi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Dr. Öğretim Üyesi Cihat Arınç, “21. Yüzyıl Sinemasında Yaşlılık ve Engellilik” isimli bir sunum yaparak sinemanın konuşulan temel problemlere ve politika önerilerine küresel düzeyde bir cevap ürettiğini söyledi. Dr. Arınç günümüz toplumlarında büyüyen bir yalnızlık sorunu olduğundan bahsederken filmlerde bu temanın engelli ve yaşlı bireyler üzerinden sıklıkla işlendiğini belirtti. Birleşik Krallık’ta 2017’de yayımlanan bir raporu ve medyanın bu konuya ilgisini “Raporda, ‘Britanya’da yaşayan 9 milyondan fazla kişinin kendisini sıklıkla ve sürekli yalnız hissettiği’ belirtiliyor. Çok tartışma yaratan bir rapordu. Bunun üzerine Birleşik Krallık’ta Yalnızlık Birimi kuruldu. Popüler medyada bu ‘Yalnızlık Bakanlığı’ olarak duyuruldu. Bu tartışma başka ülkelere de sirayet etti.” diyerek aktardı.
Kapanış konuşmasını yapan SDSN Global Başkanı ve Columbia Üniversitesi Sürdürülebilirlik Merkezi Direktörü Prof. Dr. Jeffrey D. Sachs ise iyilik hâlinin kamu politikalarıyla bağına değinerek “Son yıllarda iyilik hâlinin ve mutluluğun küresel kalkınmanın temelinde olduğuna dair dünya genelinde bir ortaklaşmadan söz etmek mümkün. Son 10 yıldır raporlarla yapmaya çalıştığımız şey gelir, sağlık, sosyal bağlar, yönetimin niteliği, kişisel özgürlük hissi gibi belirleyenlerle iyilik hâli ve kalkınma ilişkisine dair bilimsel bir çerçeve çizmek. Bu çerçeveyi çizdikten sonra iyileşmeyi sağlamak için yapabileceğimiz bir şey var mı sorusunu soruyoruz. İyilik hâlini kamu politikalarıyla desteklemenin anlamlı ve kalkınmayı sağlarken önemli bir belirleyen olduğunu düşünüyoruz” şeklinde konuştu.