‘’Osmanlı İstanbulu’nda Asayiş 1879 – 1909’’

Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Fransız tarihçi Noémi Lévy-Aksu’dan kapsamlı bir dönem çalışması ...


Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’nde yardımcı doçent olarak görev yapan Fransız tarihçi Noémi Lévy-Aksu’nun Osmanlı İstanbulu’nda asayişin nasıl sağlandığı sorusunu araştırdığı ‘’Osmanlı İstanbulu’nda Asayiş 1879 – 1909’’ başlıklı kitap Ocak ayında İletişim Yayınları tarafından yayınlandı.

Lévy-Aksu, 1879-1909 yılları arasındaki dönemi İstanbul’daki bekçilerden polislere, hamallardan kabadayılara uzanan geniş bir kesim üzerinden anlatırken, hem bu “birimlerin” asayişi sağlamada ne derece başarılı olduklarını sorguluyor, hem de asayiş üzerinden yola çıkarak saray ve halk arasında kurulan ilişkinin geniş bir dökümünü sunuyor.

Osmanlı İstanbulu’nun asayiş meselesini, II. Abdülhamid’in Zaptiye Nezareti’ni kurduğu tarih olan 1879’la, bu nezaretin yerine Dahiliye Nezareti’ne bağlı Emniyet-i Umûmiye Müdüriyeti’nin oluşturulduğu 1909 arasındaki dönemi esas alarak anlatan yazarın doktora tezinden yola çıkarak hazırladığı ve 2013’te yayımlanan Ordre et désordres dans la capitale ottomane: Istanbul 1879-1909 başlıklı çalışmanın çevirisi olan bu kitabı dilimize Serra Akyüz kazandırdı.

Kitabın önsöz yazısını yazan François Georgeon, böylesine önemli bir konunun bugüne dek Osmanlı tarihçilerinin dikkatini çekmemiş olduğunu vurgularken yakın dönem tarihyazımının daha çok ‘’Merkezî devletin taşra üzerindeki nüfuzunu artırmasına, devletin okullar ve eğitim aracılığıyla nüfus gruplarını denetleme ve disipline sokma çabalarına’’ odaklandığına dikkat çekiyor. Georgeon, kamu düzeni alanındaki çalışmalarının çoğunun kurumlar ve yasama üzerine odaklandığını ve bu nedenle ‘’normatif ve yukarıdan’’ bir bakış açısı sunduğunu belirterek ‘’Bu çalışmanın değeri, bahsi geçen bakış açısının ötesine geçebilmesinde ve kamu düzeni konusunun temelinde yatan toplumsal etkileşim ve dinamikleri ortaya çıkarmasında yatmaktadır’’ diyor.  

Abdülhamid ve Jön Türkler’e ışık tutuyor

‘’Okuyucu burada Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde devlet ve toplum arasındaki ilişkilere dair derinlemesine düşünceler kadar, Osmanlı polis memurlarına yönelik hazırlanmış ders kitapları, 1890’lı yıllarda Ermeni göçmenlere yapılan muamele, gündelik hayatta karşılaşılan sapma ve ihlâller, hatta İstanbul gece hayatının tarihi gibi geniş bir konu yelpazesinde, elle tutulur bilgiler bulacaktır… Kitap aynı zamanda Abdülhamid ve Jön Türkler üzerine de yeni bir ışık tutmaktadır.

Alışılageldik imajın aksine –çalışmanın sağlam tezlerinden biri bu noktada karşımıza çıkar– Abdülhamid devrinin kolluk kuvvetleri, yalnızca sıkı bir muhbir ve hafiye ağı aracılığıyla siyasi muhalifleri takip etmekle değil, aynı zamanda toplumu, özellikle de alt tabakaları daha yakından denetlemekle görevlidir. Sultana göre, yürüttüğü halifelik politikalarına da uygun olarak, Osmanlı payitahtında yalnızca kamu düzeninin değil ahlâkî düzenin de sağlanması gerekmektedir...’’.

Kentsel alanın aktörü olarak İstanbul polisinin doğuşu, kurumlaşması, halkın polis algısı gibi meselelerin yanı sıra Osmanlı kentinde mahalle yaşamına, mahalle bekçilerine ve bir kent aktörü olarak İstanbul’un bıçkın kabadayılarına da değinilen kitapta toplumsal gerilimleri ve heterojen yapısıyla Tophane semtine özel bir yer veriliyor.

Kurumsal, kentsel ve toplumsal tarihi buluşturan bir kitap

Yazar Lévy-Aksu, Osmanlı payitahtında asayiş konusunu ele almaya nasıl yönlendiğini kitapta şöyle anlatıyor:

‘’Önce Paris’te, ardından İstanbul’da sürdürdüğüm Osmanlı tarihi eğitimim boyunca, imparatorlukta devlet-toplum ilişkilerini temel alan eserler ve derslerin üzerimde fazlasıyla etkisi oldu. Bu geniş konunun çeşitli boyutları arasında en çok dikkatimi çeken ise asayiş sorunu oldu: İmparatorluğun son yüzyılı üzerine yapılan çok sayıda çalışmanın satır aralarında göze çarpan bu alt başlık, ortaya konan sorunsalların merkezinde nadiren yer bulabilmekte ve bu sebeple de önümde kısmen bakir bir çalışma alanı olarak uzanmaktaydı.

Yönümü saptamaya çalışırken, bu karmaşık alana ilk ışığı tutmuş öncü isimlerin tavsiye ve çalışmalarından faydalanma şansı buldum; Nadir Özbek’in jandarma hakkındaki eseri ve özellikle de Ferdan Ergut’un Osmanlı ve Türk polisi hakkında kaleme aldığı kitap, konumun şekillenme aşamasında belirleyici oldular. Ergut’tan farklı olarak, düşüncemin merkezine kamu düzenini yerleştirmeyi seçtim: Esas itibariyle üzerine eğilmek istediğim konu, polis veya jandarma gibi kurumların kendisinden ziyade, bu kurumların sınırları, kentsel alanla bütünleşmeleri ve dahası, asayiş ve asayiş yokluğu tanımına yaptıkları katkıydı’’.

Lévy-Aksu, 19. yüzyıl sonunda Osmanlı başkenti İstanbul’da asayiş sorunlarının önceki dönemlerden çok farklı olmadığı gibi aynı dönemde Avrupa başkentlerinde yaşanan asayiş sorunlarıyla benzerlikler içerdiğine işaret ediyor. Asayiş meselelerinde sadece siyasi muhalifler gibi rejim tarafından tehlikeli görülen unsurlara değil döneme ait diğer kayıtlara ve bu kayıtlardaki hırsızlık vakaları, hayat kadınları veya kavga, gürültü, zina gibi ‘’gölgede kalan’’ unsurlara da eğildiğini belirtiyor Lévy-Aksu.

Konusu ve bakış açısıyla hem kurumsal, hem kentsel hem de toplumsal tarihin alanına giren bu çalışma, asayiş konusuna devleti merkeze koyan bir bakış açısı yerine sokak, kentin gündelik yaşamı ve kentin popüler aktörleri arasında bağlantı kuran bir tarihyazımıyla günümüz Türkiye’sindeki güncel sorunlara da dair tarihsel referanslar sunan dikkate değer bir kaynak.

Noémi Lévy-Aksu hakkında

2010 yılında Paris’teki Ecole des Hautes Etudes en Sciences Sociales’da “Osmanlı’nın son döneminde İstanbul’da asayiş” konulu doktora tezini savundu. İlgi alanları arasında Osmanlı toplumsal ve siyasi tarihi ile karşılaştırmalı hukuk tarihi bulunuyor. Ordre et désordres dans l’Istanbul ottomane (1879-1909) (Karthala, 2013) başlıklı kitabının yanında Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde polis, kamu düzeni ve hukuk üzerine makaleleri ve kitap bölümleri yayımlandı. European Journal of Turkish Studies dergisinin yayın kurulunda yer alan yazar, 2011 yılından beri Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü’nde yardımcı doçent olarak çalışıyor.

 

Haber: Kurumsal İletişim Ofisi