Yeni nesil biyoteknolojik ürünlerin izini Antarktika'da sürecek araştırma

Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü Dr. Öğretim Üyesi Berat Haznedaroğlu, İstanbul Medeniyet Üniversitesi'nden Doç. Dr. Turgay Çakmak ile birlikte Türkiye'nin Antarktika'da 2017'den bu yana yürütmekte olduğu araştırma projelerine dahil oldu. TÜBİTAK Kutup 1001 programı kapsamında desteklenen Haznedaroğlu ve Çakmakçı'nın ortak projesi kapsamında Antarktika'da yer alan Horseshoe Adası’nda kıyısal mikroalg ve siyanobakteri çeşitliliği araştırılacak. Bu çalışmanın yeni nesil biyoteknolojik ürün geliştirme anlamında önemli potansiyel taşıdığına işaret eden Berat Haznedaroğlu'ndan proje hakkında bilgi aldık.
Sarah Vincent- Dr. Matt Davey *

Kutup bölgelerinin geleceği hakkında Türkiye'nin bilimsel araştırmalar yoluyla söz sahibi olması hedefiyle İTÜ bünyesinde kurulan Kutup Araştırmaları Uygulama Araştırma Merkezi (PolReC), Cumhurbaşkanlığı himayesinde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı desteğiyle Türkiye'deki diğer üniversitelerden bilim insanlarının da katılımıyla Kutup bölgesinde bir dizi araştırma yürütüyor.

Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü öğretim üyesi ve İstanbul Mikroyosun Biyoteknolojileri Araştırma ve Geliştirme Birimi'nin kurucusu Dr. Öğr. Üyesi Berat Haznedaroğlu ile İstanbul Medeniyet Üniversitesi'nden Doç. Dr. Turgay Çakmakçı Antarktika'da 2018 -2022 yılları arasında faaliyet göstermesi planlanan geçici Türk Bilim Araştırma Üssü'nün bulunduğu Horseshoe Adası’nda  mikroalg ve siyanobakteri çeşitliliğinin belirlenmesi, izole edilerek tanımlanacak türlerin de bulunduğu bir mikroalg kültür koleksiyonu oluşturulması ve kültüre alınan mikroalg ve siyanobakterilerin genel biyoteknolojik özelliklerinin belirlenmesi üzerine çalışacak.

Proje kapsamında 9 Şubat tarihinde Türkiye'den bilim insanlarının bölgeye yapacağı dördüncü sefer olan Turkish Antarctic Expedition TAE-4'e katılacak olan araştırma ekibi, Horseshoe Adası ve ana kıtanın uzantısı olan Graham Land kıyıları ve adada yer alan Skua Gölü'nden örnekler alacak.

Berat Haznedaroğlu, bu araştırma sayesinde elde edilecek verilerin ülkemizde ilk kez Antarktik mikroalg florası kayıtlarına katkıda bulunacağını belirtti. Bu sayede ülkemizde yine ilk defa Antarktik mikroalg ve siyanobakterilerin de içinde olduğu ve türlerin uzun dönem korunarak saklanabildiği bir mikroalg kültür koleksiyonu oluşturulacağını sözlerine ekledi. Antarktika'dan alınacak yosun ve siyanobakteri örneklerinin biyoteknolojik özelliklerine bakılarak öne çıkan türlerin gıda ve ilaç endüstrilerine kazandırılabileceğini vurgulayan Haznedaroğlu, proje kapsamında oluşturulacak mikroalg kültür koleksiyonu ile ülkemizde mikroalglerin biyoteknolojik açıdan değerlendirilmesi üzerine çalışan araştırma gruplarına araştırma desteği verilebileceğini ve ticari üretim alanında ilgili sektörlere hizmet verilebileceğini kaydetti.

Berat Haznedaroğlu, Türkiye'nin bölgede yürüttüğü çalışmalar ve Şubat ayında başlayacak olan yeni araştırma projesi hakkında şu bilgileri verdi:

''Türkiye'nin Antarktika'da  daimi bir üssümüz olması halinde araştırmacılarımız senede sadece bir defa değil yıl boyunca kalıcı bir merkezde araştırma yapabilir duruma gelecekler. Antarktika bu anlamda farklı ülkelerin bilimsel rekabeti açısından çok önemli bir bölge.  Bu nedenle Türkiye de burada daimi statüye geçmek istiyor. Burada yürüteceğimiz çalışmanın biyoteknolojik boyutu önem taşıyor. Yosunlar kutup bölgelerinde daha fazla ultraviyole ışımaya maruz kaldıkları için kendilerini korumak üzere daha fazla pigment sentezliyorlar. Burada da, daha önceki çalışmalarımızda ülkemizdeki çeşitli ekosistemlerden izole edilen türlerin yanı sıra kar yosunları  (snow algae) adı verilen; soğuk ortamda büyüyebilen “extreme'' diyebileceğimiz zorlu koşullara adapte olmuş türler bulma ihtimalimiz söz konusu.  Bu araştırmada, Antarktik mikroalglerin daha fazla UV ışınına maruz kalıp güneş ışınından korumak için daha fazla pigment sentezlediklerinde ortaya çıkan biyoaktif maddeleri de inceleyeceğiz. Bu maddeler içinde farklı antioksidanlar olabilir. Dolayısıyla bu araştırmanın gelecekteki çıktıları anlamında yeni nesil bir tedavi veya yeni bir güneş koruyucu krem gibi ürünler, farklı biyoteknolojik teknolojiler söz konusu olabilir. Bu potansiyel bakımından Antarktika'da yapacağımız araştırmaları önemsiyoruz.

Canlı yaşamı için dünyanın en zor bölgelerinden biri olan pek çok alg türüne ev sahipliği yapmakta olan Antarktika'dan gelecek malzemeleri buradaki laboratuvarlarda inceleyerek analiz edeceğiz. Ayrıca adanın içinde Skua Gölü'nden de örnekler alınacak. Bu araştırmanın en önemli özelliği Horseshoe Adası’nda bu kapsamda bir çalışmanın ilk defa yapılacak olması''.

Türkiye'nin Antarktika'da yer alan ve Şubat 2019'da kurulumu tamamlanan araştırma merkezi bünyesinde faaliyete geçmiş olan bir meteoroloji istasyonu bulunuyor ayrıca Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın deniz tabanı haritalandırması projesi tamamlanmış durumda. Cumhurbaşkanlığı himayesi ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı sorumluluğundaki Antarktika Bilimsel Araştırma ve Bilim Üssü Projesi’nin 9 Şubat’ta başlayacak 4. Ulusal Antarktika Bilim Seferi, TÜBİTAK Kutup Araştırmaları Enstitüsü (KARE) koordinasyonunda gerçekleştiriliyor.

 

(*) Dr. Matt Davey, Dr. Haznedaroğlu ile Newton Research Environment Links Projesi kapsamında birlikte çalışmaktadır.