Soma’yı unutmadık

“Soma’yı Hatırlamak: Hakikat, Adalet, Mücadele” sempozyumunun ikincisinin düzenlendiği Boğaziçi Üniversitesi’nde Soma Araştırma Grubu tarafından hazırlanan ‘’Ge-li-yo-rum Diyen Facia’’ raporunun ikinci baskısı da sunuldu.

Boğaziçi Üniversitesi çalışanları, öğrencileri ve öğretim üyeleri tarafından Soma’daki iş cinayetinin hemen ardından oluşturulan Boğaziçi Soma Dayanışması, 13 Mayıs 2016 Cuma günü Boğaziçi Üniversitesi Güney Kampüs’te “Soma’yı Hatırlamak: Hakikat, Adalet, Mücadele” sempozyumunun ikincisini düzenledi.

Sempozyum yönetmen Selen Çatalyürekli’nin katılımıyla, 13 Mayıs 2014'te Manisa’nın Soma ilçesindeki kömür madeninde çıkan yangın nedeniyle 301 madencinin ölümüyle sonuçlanan iş cinayeti hakkındaki “Bunca Bilirken” adlı belgesel gösterimiyle başladı.

2015’te 1.730 işçi hayatını kaybetti, en fazla ölüm inşaat sektöründe

13 Mayıs’ta Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleştirilen anma etkinliği kapsamında düzenlenen İş Kazaları ve İş Hastalıklıkları: Toplumsal ve Hukuki Yapı başlıklı panel ise Aslı Odman ve Mahmut Kabakçı’nın katılımı, Fikret Adaman’ın kolaylaştırıcığı ile gerçekleştirildi.  Panelde Tuzla tersanelerinde yaşanan işçi ölümlerinden Soma’ya uzanan süreçte iş güvenliği sorunları tartışıldı. İşyeri güvenliğiyle ilgili düzenlemelerin uygulama sorunlarına değinilen panelde meslek hastalıkları, iş sağlığı eğitiminin niteliği, iş sağlığı uygulamaları gibi konuların mutlaka mevzuata girmesi gerektiği vurgulandı.Aslı Odman tarafından yapılan sunumda 2015 yılında Türkiye’de 1.730 işçinin işyerlerinde hayatlarını kaybettiği; ölümlerin en fazla inşaat ve tarım sektörlerinde gerçekleştiği belirtildi.

Aslı Odman, meslek hastalıklarının da iş güvenliği ve işçi sağlığının önemli bir parçası olduğuna değinerek senede en az 80 bin- 200 bin çalışanın meslek hastalıkları riskiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. Panelde ayrıca iş cinayetlerinin bir tazminat alanı olmadığı ve ceza kanunun alanı olarak ele alınması gerektiğine dikkat çekildi.

Etkinlikte ayrıca genişletilmiş ikinci basımı yapılan Boğaziçi Üniversitesi Soma Araştırma Grubu Raporu Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Nuri Ersoy tarafından; TTB-TMMOB Soma Maden Faciası Raporu ise Atınç Kayıova tarafından sunuldu. Türk Tabipleri Birliği ve Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği tarafından Soma Eynez Maden Ocağı'nda gerçekleştirilen inceleme sonuçlarını içeren rapor Nisan ayında açıklanmıştı.

Boğaziçi Üniversitesi Soma Araştırma Grubu tarafından hazırlanan ve Boğaziçi Üniversitesi Soma Dayanışması’nın da Soma’ya giderek saha çalışmalarında bulunduğu ve dava süreçlerini izleyerek destek verdiği ilk raporun ardından yeniden gözden geçirilerek hazırlanan ikinci baskıya Ocak 2015 tarihinden günümüze kadar uzanan süreçle ilgili değerlendirmeler dahil edildi.

‘’Soma Faciasından Sonra Geçen Bir Yılın Değerlendirilmesi’’ başlıklı bölümde yer alan bu değerlendirmelerde faciadan sonra yapılan yasal düzenlemelerin niteliği ve etkililiği, dava sürecinin seyri, yaşanan aksaklıklar, sendikal faaliyetlere ilişkin yaşanan engellemeler, faciada eşlerini kaybeden kadınların durumu, Soma Havzası’nda ve Ege Bölgesi genelinde tarımın geleceği üzerine gözlem ve yorumlara yer veriliyor.

‘’Soma’yı unutmayacağız, unutturmayacağız’’ sözünün takipçisi olmak

Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Soma Araştırma Grubu üyesi Nuri Ersoy, raporun önsözünde ‘’Ge-li-yo-rum Diyen Facia’’ raporunun ikinci baskıya hazırlandığı sırada Soma davasının henüz sonuçlanmadığını, ancak davanın seyrinin raporun yazılış sürecinde ifade edilen bazı endişeleri doğrular nitelikte olduğuna işaret ediyor.

‘’Boğaziçi Üniversitesi Soma Araştırma Grubunun Ge-li-yo-rum Diyen Facia adlı raporu Ocak 2015’te yayınlandığında kamuoyunda geniş yankı buldu. Rapor, çeşitli meslek kuruluşlarına, devlet kurum ve kuruluşlarıyla konu ile ilgili meclis komisyonlarına, sivil toplum kuruluşlarına ve konu ile ilgili kişilere gönderildi. Raporun yetkililer tarafından dikkate alındığı ve raporda dile geti­rilen bazı önerilere faciadan sonra yapılan yasal düzenlemelerde kısmen yer verildiği bilgisini aldık. Ancak, aradan geçen süreçte radikal bir değişikliğin olduğunu ve Soma benzeri bir facianın bir daha olmaması için gerekli önlem­lerin alındığını ve tüm yasal düzenlemelerin yapıldığını söylemek zor’’.

Rapora katkı sunan Boğaziçi Üniversitesi Soma Dayanışması’nın rapordan sonra da zaman zaman Soma’ya ve çevresine ziyaretlerde bulunduğunu, dava sü­recini izlemeye çalıştığını ve bu temaslarda Soma’da sendikal faaliyetlere ve sosyal hayata ilişkin olarak gözlemler yaptığını belirten Ersoy bu ziyaretlerde Soma’da faciadan sonra nelerin değişti­ğini, nelerin değişmediğini ve değişmeyenlerin de neden değişmediğini anla­maya çalıştıklarını belirtiyor. Ersoy, ‘’Soma’yı unutmayacağız, unutturmayacağız’’ sözünün, süreç içinde Soma’ya olan ilginin azalmasıyla yerine getirilemediğini ve Soma’nın kamuoyunun gündeminden düştüğünü ifade ederken raporun ikinci baskısı ile birlikte ’Soma’yı unutmayacağız, unutturmayacağız’’ sözü veren kişilere, sivil toplum kuruluşlarına Soma davasını ve Soma faciasından etkilenen işçi ve ailelerin durumunu takip etmek için bir uyarıda bulunmak istediklerini vurguluyor.

Sempozyum, Eğitim Fakültesi öğretim üyeleri ve öğrencilerinin Soma Yaz Okulu aktarımlarıyla son buldu.