Boğaziçi Üniversitesi, Yunanistan eski Başbakanı George Papandreou’yu ağırladı

Papandreou, Boğaziçi'nde yaptığı konuşmada AB'ye ''Birlik olalım'' mesajını verdi.

Boğaziçi Avrupa Siyaset Okulu’nun davetlisi olarak İstanbul’a gelen, Yunanistan’ın önde gelen siyasetçilerinden Papandreou, Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall’de “Daha İyi Bir Avrupa’yı Tahayyül Etmek” konulu konferans verdi. Papandreou, konferansta Kıbrıs sorunundan mültecilere kadar pek çok konuda dikkat çeken açıklamalar yaptı.

Açılış konuşmasını yapan Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gülay Barbarosoğlu, “Avrupa’nın önde gelen sosyal demokrat ve devlet adamlarından birini konuk ediyoruz. Benzersiz bir geçmişi olan Boğaziçi Üniversitesi, insan hakları ve özgürlüğüne değer veren bir kurum olmanın yanı sıra, hukukun ve demokrasinin egemenliğine inanmaktadır ve bunların gerçek yaşam tecrübelerinde kendini göstermesi için çaba göstermektedir. Büyük bir rol modeli olan Papandreou, öğrencilerimiz için bir örnektir. Batıdaki en uzun ihtilafı Kıbrıs meselesi için çalışmıştır. Küresel bir vizyona sahip olan Papandreou, köprüler kurmakla ünlüdür’’ ifadelerini kullandı.

Daha iyi bir Avrupa için neler yapılabileceğine dair fikirlerini paylaşan George Papandreou, ulusal kimlik, Avrupa kimliği ve çoğulcu kimlik üzerinde durarak Avrupa’nın içinde bulunduğu durum ve geleceğine dair öngörülerini paylaştı. Papandreou, yıllar boyunca Türkiye ve Yunanistan arasında iyi bir ilişki için çalıştığını, güven ve iyi bir işbirliği zemini oluşturmaya çalıştığını belirterek şöyle konuştu: “Bugün Türkiye’den 1 milyon turist Yunan adalarına geliyor. Bugün bir iyimserlik, optimizm var, ben ve arkadaşlarım Türk – Yunan ilişkilerinde bu çabalara yardımcı olacağız. 1999 Helsinki’den sonra Avrupa beklentisi bizi bir araya getirdi. Daha iyi bir Avrupa hayal ettik. Avrupa bugün artık krizden geçen bir Avrupa. Avrupa demokrasisi refah için bir garantiydi ancak bugün böyle değil.

Papandreou kendisinin Başbakan olduğu dönemlere göre Avrupa’nın öncelikli değer yargılarının değiştiğini vurgulayarak da şu görüşü dile getirdi: “Avrupa için özgürlük ve insan hakları önemliydi. Avrupa bölünmüşlüğün ortadan kaldırılmasıydı. Özgürlüklerin yeriydi, sosyal bir anlaşmaydı. Avrupa sadece büyümek, genişlemek değil, barış ve güvenliğin sağlanmasıydı. Azınlıkların korunması, hukuk üstünlüğü, piyasa değerinin korunmasıydı. Balkanlar için bir cazibe noktasıydı. Bu değerler Avrupa Birliği tarafından temsil edildi ve garanti altına alındı. Biz bu değerleri ayakta tutmaya çalışıyoruz ama görüyoruz ki Avrupa’nın temel ilkeleri tehdit altında.

Yeni mülteci krizleri kapıda

Mülteci krizi konusuna da değinen Papandreou, mülteci krizinin yeni olmadığını ve yeni bir mülteci dalgası daha oluşabileceği uyarısında bulundu. Avrupa'yı yeni göçe karşı uyaran Papandreou, "Biz de bütün dünya da Suriye ile ilgili daha fazla mülteci krizi yaşayacağız. Bundan önce hep öyle olmuştur, bundan sonra da öyle olacaktır. Sadece Suriyeliler değil, Afganistan, İran, Irak'tan da mülteciler geliyor” dedi.

Mülteci konusunun yeni olmadığını ancak bu büyüklükte bir sorunla ilk defa karşılaşıldığını belirten George Papandreou, "Bu ilişkiler normalleştikten sonra sanıyorum ki sınır akışları daha kontrol altına alınacak, farklı ülkelerden insan ticareti de önlenecektir. Bunun da ötesinde daha yapılması gereken pek çok iş var. Mülteci konusu yeni bir konu değil. Bugün karşılaşılan durum, mülteci sayısı itibariyle, daha önce benzeri yaşanmamış bir durum'' diye konuştu.

Evrensel ve küresel vatandaş fikrini nasıl geliştirebiliriz?

 “Avrupa’da bütünleşecek ortam yaratmıyoruz. Avrupa Birliği olarak dünyadaki varlığımızı sorgulayan bir dönemden geçiyoruz. Yönetişim ve demokrasi sorunlarla birlikte fırsatları da getiriyor. Siyasetin ve demokratik kurumların öneminin azaldığını görüyoruz. Servet bir yerde toplanmış oluyor bu da demokrasiyi bozuyor. İklim değişikliği, mafya, mülteci sorunu, uyuşturucu gibi sınırları aşan pek çok olayla karşı karşıyayız’’ diyen George Papandreou şöyle devam etti:

‘’Küreselleşme bizi bir araya getirdi ama bir sürü eşitsizlik ve zorluğu beraberinde geldi. Biz herkes için insan hakları temin edelim. Avrupa bir hibrid, prototiptir. Ulusallaşma, küreselleşme zamanla bir illüzyon olmanın ötesine geçemez. İyi yönetişime izin veren ülkeler daha başarılı olur. Küresel sorunlar küresel işbirliği gerektirir. Ulusal düzeyde çözemeyiz. Mülteci sorunu, sermayenin tek elde toplanması gibi tüm sorunların çözümü için işbirliği gerekiyor’’.

‘’Bugünün dünyasında hepimiz mülteciyiz. Bu nedenle bu sorunlarla hep birlikte mücadele etmeliyiz. Küresel değerler etrafında buluşmalıyız. Avrupa’nın kendisini yeniden düşünüp, keşfetmesi, küreselleştirmeyi insancıllaştırması lazım. Yeşil, sürdürülebilir bir Avrupa sadece Avrupa’yı değil, çevresini de etkiler. Mülteci kriziyle ilgili de daha yaratıcı olmak lazım. Avrupa vatandaşlığı anlayışını en etkin şekilde tesis etmeliyiz. Bizim kıyılarımıza gelenlere de bu şekilde davranmalıyız. Mülteciler iyi eğitilirlerse Avrupa’yı ayağa kaldırabilirler. İnsanlar aynı şartlarda katılım sağlarsa sınırları aşabiliriz. Gençler bunu sosyal medya ile zaten yapıyorlar. Avrupa’da genel anlamda bir karamsarlık var. Yalnızsak başarısızız, birlikte işin içindeysek başarılıyız.”

Kurumsal İletişim Ofisi

Fotoğraflar: Kenan Özcan