Fransız Land Artist Saype Boğaziçi'nde konuştu: "Türkiye'de çalışmak bir hayalin gerçekleşmesi"
“Doğayı etkilemeden insanları etkilemek” mottosuyla çalışmalarını sürdüren Fransız Land Artist Saype 15-30 Ekim arasında Boğaziçi Üniversitesi Güney Meydan/ Üstün Ergüder Meydanı çimlerini doğada yüzde yüz çözünebilen özel bir boyayla boyadı. Dünyanın en büyük insan zincirini yaratmak amacıyla 2019’da başlattığı “Beyond Walls” projesi kapsamında daha önce Paris, Andorra, Cenevre, Berlin, Ouagadougou ve Yamoussoukro kentlerinden de devasa fresko tasarlayıp hayata geçiren Saype, TEKFEN Holding’in sponsorluğunda yapılan “Boğaziçi Chronicles Master Talk” etkinliğinin de 27 Ekim'deki konuğu oldu.
“DUVARLAR ÇÖZÜM DEĞİL”
Boğaziçi Üniversitesi'nin simge yapılarından Albert Long Hall'de, Türk sokak sanatçısı No More Lies’ın moderatörlüğünde düzenlenen söyleşide Saype, dünyada göçmenlik krizi sonrası Avrupa ve ABD’de çekilen duvarlara işaret etti. İyimser bir şekilde bu problemlere karşı ortak çözümler aranması gerektiğini söyleyen Saype sözlerini, “Beyond Walls” ile dünya çapında bir hareket başlattık. Bu projenin ortaya çıkmasında son yıllarda gittikçe şiddetlenen göçmenlik krizi çok etkili. ABD’nin Meksika’da ve Avrupa’nın da Akdeniz’de yaptığı gibi duvarlar örmek bir çözüm değil. Eğer çözüm bulmak istiyorsak, birlikte hareket etmeliyiz. Ben de bir sanatçı olarak bu duvarlardaki tuğlalardan bir tanesini sökebilirsem çok mutlu olurum. Sembolik olarak dünyanın en büyük insan zincirini yaratmak için yola çıktığımız bu projeyle yedi yılda 30’dan fazla şehirde bu freskoları yapmayı planlıyorum. Bu sayede derin doğamızı sorgulamayı amaçlarken aynı zamanda insanları karşılıklı yardımlaşmaya ve nezakete davet edebilmeyi de umuyorum” diyerek sürdürdü.
“SANAT BANA GENİŞ BİR ÖZGÜRLÜK VERİYOR”
Genç sanatçı, moderatör No More Lies’ın sorusu üzerine neden sanatçı olduğunu da anlattı. Asıl mesleğinin hemşirelik olduğunu belirten Saype, bu işin kendisine istediği özgürlüğü veremeyeceğini anlayarak sanata nasıl yöneldiğini şu sözlerle paylaştı:
“18 yaşında dünyayı dolaşıp eve döndüğümde annem bir iş bulmamı söyledi. Asıl mesleğim hemşirelikti. Ama bunun bana uygun olmadığını biliyordum. Şimdi bunu sürdürseydim, stresli biri olurdum, bundan eminim. Bana geniş bir özgürlük sağladığı için bu sanatı seçtim. Şimdi dünyayı dolaşarak sanatımı yapıyor ve söylemek istediğimi söyleyebiliyorum. Bu zaman zaman bana finansal açıdan zorluklar çıkarsa da, gittiğim ülkelerde sanatseverlerin desteğini hep hissediyorum. Türkiye'yi çok seviyorum ve burada çalışmak bir hayalin gerçekleşmesi diyebilirim."
“FOTOĞRAF FARKLI BİR ANLAM KAZANDIRIYOR”
Yüzde yüz doğal içerikler kullanarak geliştirdiği boyalarla doğaya zarar vermeden çalışmalarını sürdürdüğünü vurgulayan genç sanatçı, çeşitli bitki ve ağaçlardan birçok renkte pigment elde edebildiğini söyledi. Çalışmalarında genellikle siyah ve beyazı tercih eden Saype, eserlerini tamamladıktan sonra sabah saatlerinde gökyüzünden çekilen fotoğrafların kendisi için öneminiyse, “Beyond Walls”ta siyah ve beyaz tonlara sahip eller birbirini sarıyor. Çalışmalarımı şehirlerin manzara açısından dikkat çekici yerlerinde yapıyorum. Drone kullanarak doğan güneş ile eserin fotoğrafını çektiğinizde çalışma çok daha farklı bir anlam kazanıyor" sözleriyle tanımladı.
“BEN SADECE SOSYAL KONULARA ODAKLANIYORUM”
Genç Fransız sanatçı, bir katılımcının yönelttiği “Siyasi açıdan tepkilerle karşılıyor musunuz” sorusunaysa, “Sanat sosyal bir mesele ve zaman zaman siyasal olarak da dikkat çekebilir. Ancak ben politikaya değil hepimizi ilgilendiren sosyal konulara odaklanıyorum. Zaman zaman ülkelerden siyasal tepkiler gelse de, ben sadece sosyal sorunları çizimlerimde yansıttığımı düşünüyorum. Hepsi bu” diyerek yanıtladı.
FAVORİ YEMEK SORUSUNA TÜRKÇE CEVAP
Saype, “Türkiye’de en sevdiğin yemek ve müzisyen kim” sorusuna da Türkçe cevap vererek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eşim Türk. Babasından istemeye gittiğimizde, kızı ile evliliğine izin vermesi için Türkçe öğrenmem gerektiğini söylemişti. Ben de yaptım. En sevdiğim yemek İskender kebap, müzisyenler ise Haluk Levent ve Koray Avcı. Eşim Koray Avcı’nın albümünü bana hediye etmişti. Onu dinlemeyi çok seviyorum.”
