Japonca Konuşma Yarışmasında ilk üç Boğaziçi’nden

Boğaziçili öğrenciler Aysemin Yaşar, Şeyda Erdem, Edanur Adalıoğlu, Aziz Gürpınar ve Salih Can Demir 11 Mart 2018’de gerçekleşen "27. İstanbul Japonca Konuşma Yarışması"nda derece aldılar. A kategorisinde birinci, ikinci ve üçüncülük; B kategorisinde ise birinci ve ikincilik Boğaziçililerin oldu. Birinciler ödül olarak Türk Hava Yolları'ndan (THY) Japonya'ya gidiş dönüş uçak bileti kazandı.

Türk Japon Vakfı ve Japonya İstanbul Başkonsolosluğu tarafından "İstanbul Japan Week 2018" çerçevesinde düzenlenen 27. İstanbul Japonca Konuşma Yarışması'nda A kategorisinin birincisi Çeviribilim bölümünden Aysemin Yaşar olurken ikincilik Temel Eğitim bölümünden Şeyda Erdem’in, üçüncülük ise Çeviribilim öğrencisi Edanur Adalıoğlu’nun oldu. Daha üst seviyedeki öğrencilerin yarıştığı B kategorisinde ise yine Çeviribilim öğrencileri Aziz Gürpınar birinciliği ve Salih Can Demir ikinciliği elde etti.

Birincilik elde eden Boğaziçili öğrenciler bu başarılarıyla Japonya’ya gidiş dönüş uçak bileti kazandılar. Dereceye giren diğer öğrencilere ise elektronik Japonca sözlük hediye edildi.

Bu başarılarını Boğaziçi Üniversitesi’nde “Mariko Sensei”den aldıkları eğitime borçlu olduklarını belirten öğrenciler disiplinli bir çalışmanın başarıyı getirdiğini vurguluyor. Bu disiplinin Japon kültürünün bir parçası olduğunu ve bu sayede Japon teknolojisinin bu denli geliştiğini düşünüyorlar.

Geçtiğimiz sene değişim programı ile Japonya’ya gitmiş olan Aziz ve Salih, oradaki deneyimlerini “farklı kültürlerin bir araya gelmesi” olarak aktarıyor. Bir yıl boyunca Japon kültürünü tanıma şansı elde eden Boğaziçililer Çin, Filipinler, Japonya, Kore gibi uzak doğu ülkelerinin Avrupa’daki gibi bir kültür ilişkisine sahip olduğunu belirttiler. Aziz ve Salih, Japonya’ya gitmeden Japonca öğrenmenin zor olduğunu düşünüyor.

Önümüzdeki sene değişim programı ile Japonya’ya gidecek olan Aysemin ve Edanur’un Japonca öğrenmeye başlamasının nedeni Japon kültürü. Küçüklükten beri bu kültüre ilgisi olduğunu söyleyen Aysemin, izlediği animeler sayesinde kulak dolgunluğunun oluştuğunu ve bu sayede Japonca öğrenmenin kolaylaştığını söylüyor. Animelerin daha çok günlük konuşma (halk) dilinde olduğunu ve onların öğrendiklerinin daha resmi bir dil olduğuna dikkat çeken Şeyda ise kendisi için Japon kültürünün bu dili öğrenmekten daha önemli olduğunu aktarıyor.


Söyleşi: Serdar Yetkin / Kurumsal İletişim Ofisi