KRDAE afet bölgesindeki fayların röntgenini çekiyor

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) Jeodezi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semih Ergintav’ın liderliğini yaptığı araştırma ekibi, Kahramanmaraş depremlerinin hemen ardından kurdukları altı yeni istasyonla bölgedeki hareketliliği 7/24 takip ediyor. Prof. Dr. Ergintav, yer levhalarında 9-10 metreye ulaşan yer değiştirmelerin yaşandığı bilgisini paylaşarak, “Bunlar azalarak devam ederken, çevredeki faylar üzerindeki stresi de arttırıyor. Anadolu’da uzun dönem yoğun deprem aktivitesi göreceğiz” diyor.
Medya ve İletişim Koordinatörlüğü

Prof. Dr. Semih Ergintav
Soldan sağa: Prof. Dr. Ziyadin Çakır (İTÜ), Prof. Dr. Semih Ergintav, Prof. Dr. Uğur Doğan (YTÜ)
Deprem istasyonu

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) Jeodezi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Semih Ergintav’ın liderliğini yaptığı araştırma ekibi, Kahramanmaraş depremlerinin hemen ardından bölgedeki faylara yakın konumlandırılan altı yeni istasyon kurdu. 

TÜBİTAK 1002- C Doğal Afetler Odaklı Saha Çalışması Acil Destek Programı tarafından da desteklenen çalışmayla depremler sonrası yer levhalarının hareketliliği ile bunların faylar üzerindeki etkisi, radar uyduları ve istasyonlardan sağlanan verilerden faydalanılarak inceleniyor. Bu sayede depremler sonrası yer levhalarının ilerlediği hareketi milimetrik olarak ölçülebiliyor. Bu verilerse faylar üzerinde oluşan stresi anlamak için çok büyük önem taşıyor.

“DEPREMİN HEMEN ARDINDAN BÖLGEYE GİTTİK”

Boğaziçi Üniversitesi Medya ve İletişim Koordinatörlüğü’nün sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Ergintav, Kahramanmaraş’ta yaşanan depremlerin hemen ardından bölgeye gittiklerini ve burada yeni değerli verileri vakit kaybetmeden elde etmeyi başardıklarını söylüyor:

“Kahramanmaraş’ta yaşanan depremlerin hemen ardından TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal’ın desteği ve TÜBİTAK 1002- C Doğal Afetler Odaklı Saha Çalışması Acil Destek Programı sayesinde bölgeye gittik. Çünkü depremin bölgede yarattığı deformasyonu vakit kaybetmeden kayıt altına almak, afetin etkilerinin doğru tespitinde jeodezi açısından çok büyük değer taşıyor. Bu kapsamda bölgede deprem üreten faylara çok yakın konumlanan, gelişmiş cihazlara sahip altı yeni istasyon kurduk.”

“HEM UYDU HEM DE İSTASYON VERİLERİNİ KULLANIYORUZ”

Bilim insanı yer levhalarındaki değişimlerin, faylar üzerinde oluşan stresi anlamak için çok değerli veriler sağladığını da sözlerine ekliyor. Bu verileri istasyonlar ile radar uydularından elde ettiklerini bilgisini paylaşan Prof. Dr. Ergintav, “İstasyonlarımızdaki cihazlarımızda yaptığımız ölçümlerin yanı sıra, çeşitli radar uydularından elde ettiğimiz verileri de kullanıyoruz. Bu uydular gece çalışabildiği gibi bulutlanma gibi atmosferik olaylardan etkilenmeden 7/24 veri toplayabiliyor. Ancak bu uyduların önemli bir kısmının verilerini elde etmek için özel izinler almanız gerekiyor ve bunun arkasında bürokratik zorlu süreçler olabiliyor. Bunları ivedilikle tamamlayıp tüm verileri analiz ettiğimizde yer levhalarında 9-10 metreye ulaşan yer değiştirmelerin yaşandığını gördük. Bu süreç hız kaybetse de hala devam ediyor. Biz de bölgedeki hareketliği takip ediyor ve bu konuda elde ettiğimiz verileri de dünya ile paylaşmayı sürdürüyoruz” diye konuşuyor.

“ANADOLU’NUN İÇİ, ÖLÜ DENİZ FAYI İLE BİNGÖL’DE STRES ARTIYOR”

Prof. Dr. Ergintav, Anadolu’da uzun dönem artan deprem aktivitesi görüleceği tespitini de yapıyor. Kahramanmaraş depremlerinin ardından Kayseri ile Sivas gibi Anadolu’nun içleri, Hatay’dan Kızıldeniz’e uzanan Ölü Deniz Fayı ile Bingöl civarındaki faylarda gerilimin arttığını söylüyor:

“Anadolu’da uzun dönem artan deprem aktivitesi göreceğimizi söyleyebilirim. Ancak Kuzey Anadolu Fayı’na göre Kahramanmaraş’ta deprem üreten faylar oldukça farklı yapıya sahip. Burada deprem sıklığı daha az olsa da çok büyük depremler yaşanabiliyor Öte yandan buradaki depremlerin Kayseri ve Sivas gibi Anadolu’nun daha içlerinde yer alan faylarda da gerilimi arttırdığını söyleyebiliriz. Ancak Kayseri ve Sivas yakınlarında yer alan fayların üretebileceği depremler, Kahramanmaraş’takiler kadar büyük olamaz. Tüm bunlarla birlikte Ölü Deniz ile Bingöl çevresindeki faylardaki stresin de yükseldiğini gözlemliyoruz. Son günlerde bölge de ivme kazanan deprem aktivitesi bu tespiti doğruluyor.”

Bilim insanı, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nün istasyonları ile radar uydularından sağladığı verileri, tüm dünyayla paylaştığını da belirtiyor. İstanbul Teknik ile Yıldız Teknik üniversitelerinden uzmanlarla birlikte sahada çalıştıklarını söyleyen Prof. Dr. Ergintav, Türkiye’de deprem araştırmaları konusunda ortak çalışmaların bu alandaki bulgulara yeni katkılar sağlayacağını vurguluyor.

Prof. Dr. Semin Ergintav ve ekibinin dünyayla paylaştığı güncel verilere ulaşmak için tıklayınız.
 

  • Prof. Dr. Semih Ergintav
  • Soldan sağa: Prof. Dr. Ziyadin Çakır (İTÜ), Prof. Dr. Semih Ergintav, Prof. Dr. Uğur Doğan (YTÜ)
  • Deprem istasyonu