KRDAE Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener: “Tsunami farkındalığını arttırmalıyız”

5 Kasım Dünya Tsunami Farkındalık Günü Etkinliği’nde konuşan Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Türkiye’de tsunami gerçeğine vurgu yaparak geç olmadan toplumsal farkındalığın artması ve yerel yönetimler dahil ilgili tüm kurumların gereken önlemleri alması gerektiğini söyledi.

Dr. Öcal Necmioğlu

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), Japonya Uluslararası İş Birliği Ajansı (JICA) iş birliğinde 5 Kasım Dünya Tsunami Farkındalık Günü Etkinliği çevrimiçi düzenlendi. KRDAE Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener ve Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi (BDTİM) Müdür Yardımcısı Dr. Öcal Necmioğlu’nun katılımıyla gerçekleşen etkinlikte bölgesel, Türkiye ve İstanbul özelinde tsunamiyle iigili erken uyarı ve akademik çalışmalarla ilgili güncel veriler paylaşıldı.

“KRDAE TSUNAMİ ERKEN UYARI SİSTEMİ 2012'DEN BERİ HİZMET VERİYOR”

Programın açılış konuşmacıları arasında yer alan KRDAE Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Kandilli Rasathanesi’nin 2005’ten beri UNESCO-Hükümetler arası Oşinografi Komisyonu (IOC) Kuzey-Doğu Atlantik, Akdeniz ve Bağlantılı Denizler için Tsunami Erken Uyarı ve Zararları Hafifletme Sistemi Hükümetlerarası Eşgüdüm Grubu’nun çalışmalarına dahil olduğunu belirtti. Prof. Dr. Özener, 2009 yılında başlayan uyarı merkezi kurulumu çalışmalarının sonrasında 2012'de NEAMTWS çatısı altında Aday Tsunami Hizmet Sağlayıcı olduklarını, 2016'da ise NEAMTWS tarafından uluslararası akreditasyonun verilerek Bölgesel Tsunami Hizmet Sağlayıcısı ve Ulusal Tsunami Uyarı Merkezi olarak çalıştıklarını ifade ederek şöyle konuştu:

“Ülkemizde daha çok deprem tehlikesi ve zararlarının azaltılmasıyla ilgili çalışmalar yapılıyor. Ancak tarihsel kayıtlara göre Ege, Akdeniz ve Marmara’da çok sayıda tsunaminin yaşandığını da görüyoruz. Bunlar arasında Doğu Akdeniz’de çok büyük kayıplara neden olmuş bazı tsunamiler olsa bile genel olarak ülkemize etkileri daha düşük ölçekte kalmış. 2017 Bodrum-Kos ve 2020’de Sisam-İzmir depremleri sonrasında meydana gelen tsunamiler bu gerçeği bize bir kere daha hatırlatmış oldu. 2017'deki oldukça küçük boyutta olsa da bu bir uyarı olarak nitelemek doğru olacaktı. 2020 yılında meydana gelen tsunami ise vatandaşlarımıza bunun ne boyutlarda olabileceğine dair bir öngörü veriyor. Tsunami erken uyarısı verebilmemiz için depremi çok hızlı şekilde çözmemiz gerekiyor. Şu an yedinci dakikada Ege, Akdeniz, Karadeniz ile bağlantı denizlerde uyarı mesajını iletebiliyoruz. Bunu sistemimize kayıt olan 13 ülkeden 15 kurum, 2 uluslararası kuruluş ile AFAD'a gönderiyoruz. Ancak etkin bir tsunami erken uyarı sisteminden söz edebilmemiz için AFAD’a iletilen uyarı mesajlarının afet ve acil durum yönetiminden sorumlu yerel birimlere ve daha da önemlisi halka aktarılması kritik önemde. Deniz kıyılarındaki yerleşim yerlerinin yerel yönetimleri de gereken önlemleri vakit kaybetmeden almalı. Bu konuda KRDAE olarak iş birliğine ve gereken her türlü desteğe de açık olduğumuzu belirtmek istiyorum.”

“2012’DEN BERİ 34 ERKEN UYARI MESAJI VERDİK”

BDTİM Müdürü Yardımcısı Öcal Necmioğlu ise sunumunda Bölgesel Deprem-Tsunami İzleme ve Değerlendirme Merkezi’nin deprem ve tsunami erken uyarı sistemi kapsamında Türkiye’den Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) başta olmak üzere Yunanistan, Fransa, Almanya, İsrail, İtalya, Lübnan, Portekiz, İspanya ve Romanya’nın da içinde bulunduğu geniş bir coğrafi alandan kurum ve kuruluşlara hizmet verdiğini söyledi.

13 ülke ile birlikte bazı yerel yönetimlerin de sisteme dahil olduğu bilgisini paylaşan Dr. Necmioğlu, deprem sonrası tsunami riski varsa sisteme kayıt olan kurumlara yedinci dakikada erken uyarı mesajı verdikleri bilgisini paylaştı. Bilim insanı, 2012’den günümüze toplamda 34 erken uyarı mesajının ulusal ve uluslararası paydaşlara hedeflenen sürede ulaştırıldığını da sözlerine ekleyerek şu ifadeleri kullandı:

“Denizlerde veya 40-100 kilometre içerde gerçekleşen tüm 5.5’ten büyük depremlerde tehlike seviyesine bağlı olarak 7’nci dakikada erken uyarı mesajını veriyoruz. Bu konuda bir problem yaşanmaması adına günde üç kere tatbikat yapıyoruz. Uzman nöbetçilerimiz buradaki performanslarına göre değerlendiriliyor ve bunlar üzerinden geri-bildirimler sağlanıyor. Bu sayede erken uyarı sisteminin çalışır olma durumunu test ederken, nöbetçi uzmanlarımızın yeterlik seviyelerini de takip etmiş oluyoruz. Ayrıca istemimize kayıt olan ulusal ve uluslararası kurumlarla  da haberleşme tatbikatı yapıyor, bu konunda yaşanabilecek problemlerin oluşmasını engelliyoruz. 2012’den beri 34 depremde tsunami erken uyarı mesajı verdik. Bunların beşi en üst ve altısı tsunami olabileceğine dair gözlem tavsiyesi seviyesinde gerçekleşti. Geriye kalan 23’ü ise depremin bir tsunamiye neden olmasının beklenmediği yönünde bilgilendirme içeriyordu. Erken uyarı mesajında doğru bilgi, doğru zaman, doğru yer ve doğru kişiye gönderilemediğinde anlamını kaybediyor. Biz de bunu en iyi şekilde yapmak için çalışmayı sürdürüyoruz.”

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İnşaat Mühendisliği Öğretim Üyesi ve UNESCO Kuzey Doğu Atlantik ve Akdeniz Tsunami Uyarı Sistemi Başkanı Prof. Dr. Cevdet Yalçıner de Türkiye’de tsunami konusunda bilinmesi gerekenleri anlattı. Türkiye kıyılarına ulaşacak bir tsunaminin en fazla altı metre yüksekliğe ulaşabileceğini dile getiren Prof. Dr. Yalçıner, bunun İstanbul gibi deniz kıyısında yer alan büyük kentler için tehlike yarattığını ve erken uyarı sisteminin etkin çalışmasının zararla kayıpların önüne geçilmesi açısından önemini vurguladı.

“TEHDİDE KARŞI ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDECEK”

Ekinlikte konuşan İBB Deprem ve Zemin İnceleme Müdürü Kemal Duran ile İBB Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanı Dr. Tayfun Kahraman, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü (KRDAE) ile deprem ve tsunami konusunda hayata geçen iş birliklerinden dolayı mutlu olduklarını, bu alanda ortak bilimsel faaliyetlerin devam edeceğini söyledi.

İBB Deprem ve Zemin İnceleme Müdürü Kemal Duran, konuşmasında İBB’nin tsunami nedeniyle oluşabilecek zararları azaltma konusunda yaptığı çalışmalarını, "Silivri'den, Fatih'ten, Üsküdar'dan, Tuzla'ya kadar olan 17 ilçemiz olası bir deprem sonrası heyelandan kaynaklan tsunami tehdidi raporlandı, eylem planı 17 ilçe için ayrı ayrı incelendi. Farkındalık arttıkça zarar azalıyor. Büyükçekmece'de 27 tahliye yolunu tanımladık. Adalar dahil 16 ilçemizde 900'e yakın yönlendirici tsunami tabelası, güvenli bölgeye ulaştığına dair tabela ve sahillere bilgi panolarının montajı önümüzdeki altı ay içerisinde yapılacak. Marmara içerisinde birkaç saat çalkalanacak tsunami altı metreyi bulacak dalgalar kıyıdan 1.000 metreyi bulan girişimler olabilir. Bu tehdide karşı çalışmamız devam edecek" sözleriyle anlattı.

*/
  • Dr. Öcal Necmioğlu