Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'dan Boğaziçi Üniversitesi'ne ziyaret

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Boğaziçi Üniversitesi’nde doktora yaptığı dönemde incelediği "Harbord Askeri Heyeti Raporu" hakkında Boğaziçi Üniversitesi’nde sunum yaptı. Rektör Prof. Dr. Mehmed Özkan sunumunun ardından Bakan Akar’a 15 Temmuz Darbe Girişimi gecesinde çekilen ikonik fotoğrafların yer aldığı sergiyi gezdirdi. Akar 'a ayrıca Boğaziçi Üniversitesi Mezun Kartı da takdim edildi.  
Kenan Özcan

Kenan Özcan

Boğaziçi Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü doktora mezunu olan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nin ardından ilk ziyaretini Boğaziçi Üniversitesi’ne yaptı. Doktora çalışmasını ABD Başkanı Woodrow Wilson döneminde hazırlanan Harbord Askerî Heyeti Raporu (Gerçekleri Araştırmakla Görevlendirilen Amerikan Askerî Heyetinin Çalışmaları ve Türk Amerikan İlişkilerine Etkisi) başlıklı tez çalışmasıyla tamamlayan Akar, yaptığı sunumda Boğaziçili olmanın bir ayrıcalık olduğunu söyledi. Akar, teziyle ilgili bulgularını Koronavirüs önlemlerinin alındığı Albert Long Hall’de 17 Temmuz’da gerçekleştirilen toplantıda paylaştı.  

“BOĞAZİÇİLİ OLMAK BİR AYRICALIK”

Konuşmasının ardından Rektör Mehmed Özkan, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsünde doktorasını yapan Akar'a, adına düzenlenmiş mezun kartını verdi. Akar da kartını alarak "Övünmek gibi olmasın artık benim de bir kartım var. Boğaziçi'nin benim için önemli bir yeri var. Bu güzide kurumla 40 yılı aşkın bir süredir gönül bağlarım var. Bu süre içerisinde doktoramı da burada tamamlamak nasip oldu. Büyük bir mutlulukla ifade etmek isterim ki Boğaziçili olmak ayrıcalıktır" ifadelerini kullandı.

Bakan şöyle devam etti: '' Doktora tezimde 1060 sayfalık Harbord Askerî Heyeti Raporu’nu inceledim. Bu rapor sözde Ermeni iddialarının çürütülmesi için çok önemli verilere sahip. ABD Başkanı Wilson, 1 Ağustos 1919’da ABD’li Tümgeneral James G. Harbord başkanlığında askerî bir heyeti, Anadolu ve Kafkaslardaki durumu incelemek ve gerçekleri araştırmak üzere görevlendiriyor. General Harbord’un başkanlığını yaptığı heyet, birçok general, subay ve önemli mevkilerdeki sivil görevlilerden olmak üzere 40 kişiden oluşuyordu. Heyetin toplam personel sayısı 50’yi geçmişti" .

"ATATÜRK İLE DE GÖRÜŞTÜLER"

General Harbord ve heyetin raporla ilgili detaylı veriler toplamak için Türkiye ve Kafkasya’da birçok yere gittiği bilgisini paylaşan Bakan Akar, General Harbord’ın Mustafa Kemal Atatürk ve Kazım Karabekir ile görüştüğünü de şu sözlerle açıkladı:

"Sivas Kongresi’nden sonra 20 Eylül 1919’da Sivas’ta gerçekleşen görüşmede, Mustafa Kemal Paşa, Millî Mücadele’nin ana karakterini Harbord’a ikna edici bir şekilde açıklamış ve Milli Mücadelenin esaslarını anlatan bir muhtırayı, Harbord heyetine vermişti. Önemine binaen muhtıra, Harbord tarafından heyetin nihai raporuna eklendi. Harbord Heyeti, 25 Eylül’de Erzurum’a vardı. Erzurum’daki şehir turunda heyete eşlik eden Kâzım Paşa, Ermeni lobisinin iddialarını çürütmek amacıyla Ermenilerin Türkleri yaktığı binaları özellikle heyete göstermiş ve heyete Ermeni saldırıları ve katliamlarının sayısıyla ilgili detaylı bir rapor da teslim etmişti. Ziyaretini Kafkaslardaki incelemeleriyle sona erdiren Harbord, ABD yönetimi için araştırma gezisinde elde ettiği bilgileri ve edindiği izlenimleri içeren bir ön rapor hazırlığına başladı."

“RAPORUN BULGULARI GERÇEĞİ ORTAYA KOYUYOR”

Bakan Akar, heyetin Türkiye ve Kafkasya’da yaptığı araştırmalar sonucunda hazırladığı nihai raporda Türkler ile Ermeniler’in yüzyılardır beraber yaşadıkları ve dışardan başka devletlerin kışkırtmaları olmadığı sürece bunun böyle devam edeceğinin tespit edildiğinin de altını çizerek sözlerine şöyle devam etti:

"Harbord, raporunda bölge tarihini değerlendirirken Türkler ile Ermenilerin yüzyıllardır birlikte yaşadıklarını ve dış müdahalelerin olmaması hâlinde muhtemelen böyle olmaya devam edeceğini söylüyor. Ayrıca en dikkat çekici bulgu ise, o dönemde Batı’daki propaganda ve yaygın inancın tersine, bölgenin tüm sakinleri, Ermenileri mazlum, çaresiz ve katliamlara maruz kalmış insanlar olarak görmüyorlardı. Fakat rapor ne yazık ki, ABD Başkanı olan Wilson tarafından değerlendirilemiyor. Başkan Wilson’un raporu resmiyete koymuyor, bekletiyor, hatta hastalığı nedeniyle okuyamıyor. Büyük beklentilere ve meraka rağmen Wilson, raporu New York Times gazetesinin 'Birkaç ay sonra, herhangi bir değeri kalmadı' diye yazdığı bir zamanda, ancak 3 Nisan 1920 ABD Senatosu’na gönderebiliyor. Bu nedenle ABD yönetiminin çoğunluğu, uzun süre raporun içeriğinden haberdar olamayıp sadece heyetin ön raporlarından bilgi ediniyor. Ancak bu rapor, bugün de önemini koruyamayı sürdürüyor. Uzun ve detaylı bir şekilde hazırlanan bu çalışma, sözde Ermeni Soykırımı iddialarının çürütülmesinde çok önemli bir yerde duruyor. Bunu medya aracılığıyla herkese, dünyaya anlatmalıyız."

’TÜRKİYE AZERBAYCAN’IN YANINDA’’

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, sunumunun ardından güncel gelişmeleri de değerlendirdi. Son günlerde Azerbaycan ve Ermenistan arasındaki gerilime değinen Bakan Akar, "Ermenistan, tüm bu niyetli çağrılarımıza rağmen gerek Türkiye’ye yönelik mesnetsiz tarihi komplekslerini gerekse can kardeşimiz Azerbaycan’a yönelik husumet ve düşmanca tavrını sürdürüyor. Nitekim Yukarı Karabağ’ı haksız ve hukuksuz bir şekilde işgal altında bulunduran Ermenistan, geçtiğimiz günlerde Azerbaycan’ın Tovuz bölgesine yönelik boyunu ve haddini aşan bir saldırı gerçekleşti. Azerbaycan bizim canımızdır. Bu acıyı derinden hissediyoruz. Azerbaycanlı kardeşlerimiz kahraman insanlardır. Bu menfur saldırıya kahramanca cevap verdiler. Bu saldırıyı en ağır şekilde şiddetle kınıyoruz. Şehit olan Azerbaycanlı kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralılarımıza da acil şifalar diliyoruz. Biz Türkiye olarak daima can kardeşimiz Azerbaycan’ın yanında olmaya devam edeceğiz" diye konuştu.

“15 TEMMUZ TÜRK TARİHİNDEKİ EN BÜYÜK İHANET”

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ayrıca Suriye’de terör örgütlerine karşı Türk Silahlı Kuvvetleri’nin mücadelesinin sürdüğünü de sözlerine ekledi. 15 Temmuz Darbe Girişimi’ni 2 bin 500 yıllık devlet geleneğine sahip Türk Tarihi’nde en büyük ihaneti olarak tanımlayan Akar,  "15 Temmuz Darbe Girişimi 2 bin 500 yıllık devlet geleneğine sahip Türk Tarihi’nde en büyük ihanet. Bundan daha büyük ihanet olduğunu sanmıyorum’’ ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’Yİ DAHA DA İLERİ GÖTÜRMEK İÇİN ÇALIŞIYORUZ”

Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmed Özkan ise, ülke tarihi için önem taşıyan özel günlerde Boğaziçi Üniversitesi'nin akademik odaklı etkinlikler düzenlediğini hatırlatarak, bu toplantıda aynı zamanda Boğaziçi'nden doktora derecesi olan Milli Savunma Bakanı'nı ağırlamak ve tez çalışması hakkındaki sunumunu dinlemekten büyük memnuniyet duyduklarını ifade etti. Özkan sözlerini şöyle sürdürdü :

"Boğaziçi Üniversitesi olarak daha da müreffeh ve güçlü bir Türkiye hedefi doğrultusunda, etkileri tüm insanlığa ulaşan eğitim ve bilimsel faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Cumhuriyetimizin 100. Yılı yaklaşırken dünyaya öncülük edecek insan kaynağımız ile akademik birikimlerimizi buluşturan üniversitemizin bu yolda önemli sorumluluklar taşıdığının farkındayız. Demokrasi dışı anlayışları tarihin karanlık sayfalarında geride bırakarak, toplumsal uyum içinde, bu toprakların kadim değerlerini gelecek vizyonlarıyla buluşturacak bir perspektifle araştırmaya ve geliştirmeye ve akademik programlarımıza devam ediyoruz."
 
Değerli konuklar, Boğaziçi Üniversitesi olarak bu ve benzeri önemli günlerimizde geçmişi aydınlatacak geleceğe ışık tutacak bir yaklaşımla akademik derinliğe sahip değerli konuşmacıları, bilim insanlarını üniversitemizde ağırlayarak bir yandan akademik zenginliğimizi güçlendiriyor bir yandan da unutulmuş, gizli kalmış, hatta henüz keşfedilmemiş bilgiyi akademik camiaya ve insanlığa ulaştırmayı hedefliyoruz."

 BAKAN AKAR 15 TEMMUZ FOTOĞRAF SERGİSİNİ DE ZİYARET ETTİ

Sunumun ardından Rektör Prof. Dr. Mehmed Özkan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a 15 Temmuz Darbe Girişimi gecesinde çekilen ikonik fotoğrafların yer aldığı sergiyi gezdirdi. Akar, ziyaretini sonlandırırken Boğaziçi Üniversitesi Özel Defteri’ni de imzaladı.

*/