Sürdürülebilir Tüketim ve Üretim Ulusal Eylem Planı Projesi kapsamında konut emisyonları tartışıldı

7 Eylül’de açılışı yapılan Sürdürülebilir Tüketim ve Üretim Ulusal Eylem Planı Projesi’nin (STÜ) “Konut ve İnşaat Çalıştayı” Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall Binası’nda düzenlendi. Proje sayesinde Birleşmiş Milletler (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri çerçevesinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Boğaziçi Üniversitesi ve sektörel iş birliğiyle sürdürülebilir üretim ve tüketim odaklı ulusal bir eylem planının ortaya konması hedefleniyor.

Boğaziçi Üniversitesi Finans Uygulama ve Araştırma Merkezi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile sektörlerin iş birliğiyle Sürdürülebilir Tüketim ve Üretim Ulusal Eylem Planı çalışmaları “Konut ve İnşaat Çalıştayı” ile devam etti.

Eylem planının hazırlanması kapsamında Türkiye'de konut ve inşaat emisyonlarının uzmanlar tarafından ele alındığı çalıştayda konuşan Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Tüketim ve Üretim Ulusal Eylem Planı Hazırlanması Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Nilgün Kıran Cılız, konut ve inşaat sektörlerinin emisyonlar üzerindeki etkisine vurgu yaparak şunları söyledi: 

“Kentsel nüfusun artmasıyla emisyonların azaltılmasında bina tasarımı ve önemi de artıyor. Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında taraflarca iklim değişikliği ile mücadele süreci değerlendirilmek üzere düzenlenen uluslararası toplantılar olan Taraflar Konferansı’ndaki ana tartışma konularından biri de çevre dostu bina yöntemlerinin kullanımına dair sürdürülebilir kentsel gelişmeler. BM 2030, 2050 hedefleri doğrultusunda 11’inci Sürdürülebilir Kalkınma Amacı kapsamında şehirleri ve insan yerleşimlerini kapsayıcı, güvenli, dirençli ve sürdürülebilir kılmak, çevre dostu bina ve kentsel gelişim teknikleri için hedefler belirliyor. Bina ve inşaat sektörü Paris Anlaşması’nın uygulanmasında ve iklim değişikliğinin etkilerini azaltmada kapsamlı bir rol üstleniyor. Bina ve inşaat sektörü küresel karbon emisyonlarının yaklaşık yüzde 40’ından sorumlu. Sektör emisyonlara doğrudan katkıda bulunmasının yanı sıra yapı malzemelerinin üretimi, dağıtımı ile dolaylı katkıda bulunuyor. Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmak için bina enerji verimliliğini artırılması karbon emisyonunun azaltılması önemli hale geliyor. Sürdürülebilir inşaat ve malzemelerinin kullanımı binaların uzun ömürlü olması nedeniyle restorasyon ve inşaat sırasında alınan kararlar emisyonları önemli ölçüde etkiliyor. İnşaat ve konut sektörü tüm STÜ uygulamaları çevresel sürdürülebilirlik kriterlerine uygun olarak başarılı olabilmesi için mevzuat ve finans uygulamalarının etkin olması bekleniyor. Başarılı bir STÜ için tüm paydaşlar ile Sürdürülebilir Kalkınma Amacı ile eylem planlarına dayalı olarak yeşil enerji, yeşil dönüşümlü büyüme, yeşil iş, politikalar ve mevzuatlar gibi unsurlar entegre edilmeli.”