Yarasalar sadece virüs taşımıyor, ekolojik dengeyi de koruyor

Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Raşit Bilgin, ‘’COVID-19'un Sebebi Yarasalar mı?" konusunda merak edilenleri yanıtladı. Bilgin, Tekfen Holding'in katkılarıyla Boğaziçi Üniversitesi YouTube kanalında düzenlenen Açık Ders "Salgın" serisine konuk oldu. Prof. Dr. Bilgin, ‘’Virüs insanlar arasında çok yayıldığı için artık yarasa kaynaklı tehlike azaldı ancak önümüzdeki 10 sene içinde yarasa veya başka bir hayvan türü üzerinden yeni virüsler hayatımıza girebilir. Bu ihtimali azaltmak istiyorsak doğayla uyum içinde yaşamak için çaba sarf etmeliyiz’’ dedi.

COVID-19 hastalığına sebep olan SARS-CoV-2 virüsünün yarasalardan dünyaya yayılmış olduğu iddialarının da ele alındığı ders 23 Mayıs’ta Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zafer Yenal’ın moderatörlüğünde, Boğaziçi Üniversitesi’nin Youtube kanalı ve Zoom’da eş zamanlı gerçekleştirildi.  

Prof. Dr. Raşit Bilgin sunumunda virüsün direkt olarak yarasalardan insana basit bir şekilde geçmediğini vurgulayarak; yayılımı kolaylaştıran ara konaklara ve hayvan pazarları ve yarasa dışkısının tarımda gübre olarak kullanımı gibi bulaşı yollarına dikkat çekti. Bilgin, SARS-Cov-2 virüsünün hali hazırda insanlar arasında çok fazla yayıldığını belirterek virüsün insan eliyle yeniden yaban hayata geçme olasılığına da dikkat çekti. Virüsün küresel ölçekte insanlar arasında çok fazla yayılması nedeniyle yarasa kaynaklı tehlikenin görece olarak azaldığını ekleyen Bilgin, bilim dünyasında artık yarasaların insandan virüs kapmaması için neler yapılabileceğinin konuşulmaya başlandığını kaydetti.

Yarasaların faydası da var

1.250 farklı türe sahip bir memeli grubu olan yarasaların sadece virüs taşımadıklarını belirten Bilgin, yarasaların tarım zararlılarını ve sivrisinekleri yiyerek ve tohum taşıyarak aslında ekosistem için önemli işlevler üstlendiklerini ifade etti.

SARS CoV-2 örneğinde görüldüğü gibi, virüsün insana geçmesindeki en önemli etkenin ara konaklar olduğunu belirten Bilgin, hayvan pazarları ve yabani hayvan çiftliklerinin bu geçişte kilit rolü oynadığını ekledi. İnsanın yarasa ile direkt temasının çok nadir olduğunu ancak özellikle Çin ve Asya ülkelerinde tarımda kullanılan yarasa dışkısının virüsün insana geçişinde önemli rol üstlendiğini belirtti.

Doğal hayatın tahrip edilmesi virüsleri çoğaltıyor

Raşit Bilgin virüsün insana bulaşma dinamiklerini anlattığı konuşmasına şöyle devam etti:  '’Yarasalar ormanda veya mağaralarda yaşadıkları sürece bizler korunuyoruz. Ancak doğal hayat tahribe uğradığında, ormanlık alanlar insan eliyle yok edildiğinde çeşitli virüslere maruz kalma riskimiz artıyor. 1990’larda ortaya çıkan ve yine yarasa kaynaklı bir virüs olan Nipah virüsü böyle yayıldı. Bangladeş’te insanlar hurma palmiyesinin özünü toplamak için palmiyelere çizik atarak suyunu akıtıyorlar. Bu özü toplamak için kullanılan kovalardan yarasalar da beslenince virüsün direkt bu yolla insana geçtiği görülüyor.

Ayrıca yarasa dışkısının gübre olarak tarımda kullanılmasının da virüsün insana bulaşmasını hızlandırabildiği görüldü.  Virüs, domuz çiftliklerinde ara konak olarak domuzu kullanarak bu şekilde insanlara bulaştı. MERS-CoV virüsü ise çok sıcak olan Suudi Arabistan’da insanların develerini serin olsun diye mağaralarda tutması nedeniyle, mağaralardaki yarasa dışkılarına maruz kalan develer üzerinden yayıldı''.
 

Covid-19 salgının da çok büyük ihtimalle yarasa kaynaklı olduğunu ancak bunun kesinleşmesi için yaban hayata dair yeni keşifler ve araştırmalara ihtiyaç olduğunu belirten Prof. Dr. Bilgin, SARS-CoV-2 virüsünün laboratuvardan çıktığına dair herhangi bir kanıt olmadığını söyledi. Konuşmasında günümüzde yeni ortaya çıkmaya başlayan hastalıklar hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Bilgin, 1970’lerden günümüzde dek 40 yeni enfeksiyon hastalığının ortaya çıktığını söyledi. Bilgin bu hastalıkların yüzde 75’inin hayvan kökenli olduğu bilgisini verdi.

Yarasalardan korkmalı mıyız?

Raşit Bilgin, yarasalara kıyasla virüs çeşitliliği açısından kemirgenlerde daha fazla virüs bulunduğunu belirterek her durumda yarasalarla temastan kaçınmak gerektiğini vurguladı:

 ‘’Yarasalarla doğrudan temasınız yoksa tehlikede değilsiniz ancak yarasaların olduğu bir ortamda çalışmak durumundaysanız veya mağaracılık sporu yapıyorsanız mutlaka eldiven ve maske ile korunmalısınız. Ayrıca bilindiği gibi kuduz da yarasalardan geçen bir hastalık.  Yarasalarla ilgili en temel sorunlardan biri de dışkısının tarımsal gübre olarak kullanılması. Bunun önünde geçilmesi gerekiyor.  Ayrıca eğer evinizin tavan arası varsa ve bir yarasa yuvası bulursanız kesinlikle temas etmeden bulunduğunuz yerdeki Tarım ve Orman Bakanlığı birimiyle iletişime geçip destek isteyin’’.

İnsanların bulaşlardaki rolü

Konuşmasında insanların bulaşlardaki rolüne de değinen Prof. Dr. Raşit Bilgin, doğa tahribatına yönelik insan faaliyetlerinin yeni virüslerin ortaya çıkma riskini artırdığına dikkat çekti ve ekledi:  ‘’Doğal yaşam alanlarının yok edilmesi, yasa dışı hayvan ticareti, iklim değişikliği, insan hareketliğindeki artış, çocuklara aşı yapmama gibi davranışlar bulaş riskini artırıyor. Şu anda 6. kitlesel yok oluş dönemindeyiz. Bundan önceki 5. kitlesel yok oluş çağında dinozorlar sona ermişti. Dünyamızda son yüzyılda milyarlarca bölgesel ve yerel popülasyon yok oldu ve bu durumun en önemli nedeni sürdürülebilir olmayan tarım, ağaç kesimi, enerji, madencilik, nehir ve derelerin bölünmesi gibi insan faaliyetlerinden kaynaklandı. Bu tür faaliyetlerle doğaya zarar verdikçe yeni virüslerin ortaya çıkma ihtimalini artırıyoruz. ‘Yeni Normal’i konuştuğumuz bu dönemde doğayla ilişkimizde de yeni normalin nasıl olması gerektiğini düşünmemiz gerekiyor’’.

 

Prof. Dr. Raşit Bilgin'in Boğaziçi Üniversitesi Youtube kanalında verdiği Açık Ders'i izlemek için: https://www.youtube.com/watch?v=XnGBFFY49n4